Genel Sekreter Sedat Köse “Deprem Yönetimi Ve Zirvesi Sonuç Bildirgesi Değerlendirme Toplantısı’na” katıldı
Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kocaeli Kent Konseyi Genel Sekreteri Sedat Köse, 18 Mart’ta Ankara’da birlik üye ve yönetiminin, kent konseylerinin bileşenlerinin, akademisyenlerin, depremzedelerin ve kanaat önderlerinin katılımıyla gerçekleşen “4:17” başlıklı bir günlük bir değerlendirme etkinliği sonrasında geçtiğimiz hafta sonu yine Ankara’da düzenlenen Türkiye’de Deprem Yönetimi ve Zirvesi Sonuç Bildirgesi Değerlendirme Toplantısı’na katıldı
Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kocaeli Kent Konseyi Genel Sekreteri Sedat Köse, 18 Mart’ta Ankara’da birlik üye ve yönetiminin, kent konseylerinin bileşenlerinin, akademisyenlerin, depremzedelerin ve kanaat önderlerinin katılımıyla gerçekleşen “4:17” başlıklı bir günlük bir değerlendirme etkinliği sonrasında geçtiğimiz hafta sonu yine Ankara’da düzenlenen Türkiye’de Deprem Yönetimi ve Zirvesi Sonuç Bildirgesi Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Genel Sekreter Sedat Köse ayrıca; İki gün süren toplantı programı kapsamında Türkiye Kent Konseyleri Birliği 14. Dönem Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İçişleri Bakan Yardımcılıkları ziyaretlerine katılarak, yapılan çalışmanın sonuçlarını paylaştılar.
KENT KONSEYLERİ EYLEM PLANLARIYLA GÖREVE HAZIR!
Yapılan değerlendirmelerde şunlar kaydedil: "Yaşadığımız coğrafyada tarih boyunca kayda geçirilmiş en yıkıcı depremlerden biri olan, 11 İlde yaklaşık 15 Milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen Kahramanmaraş Depreminin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Yaşanan afetin, yaralarının tam olarak sarılması daha uzun yıllar gerektirecek vahim bir faciaya dönüşmesine sebep olan şehircilik ve yapı kültürümüz, bilimsel bilgi ile kurduğumuz ilişki ve kurumsal yapılanmanın eksiklikleri kuşkusuz kent konseylerinin bileşenleri olan uzmanlar ve yetkililer tarafından da derinlemesine sorgulanacaktır. Bununla birlikte depremin tüm yurtta, Marmara Depreminden bu yana görülen en büyük bilinç uyanışı ve farkındalık etkisiyle Milletimizin varını yoğunu ortaya koyarak inşa ettiği bir dayanışma sürecini başlatmış olması, buruk bir teselli niteliği taşımakta, afetlere dirençli kentler inşa edebilmenin bu sivil gücü ortaklaştırmakta geçtiğine işaret etmektedir.
Depremin hemen sonrasında, dayanışmanı örgütleyen yapıların
arasında tüm- bileşenleriyle kent konseylerini görmek umut
vericidir. Kent Konseyleri tüm çalışma grupları ve meclisleriyle
başta büyükşehirlerde olmak üzere; depremzede vatandaşlarımızın
ihtiyaçlarının tüm açık iletişim kanalları kullanılarak tespitinde
ve teyidinde, deprem bölgesine gidecek yardım malzemelerinin
toplanmasında,
tasnifinde, sevk edilecek hale getirilmesinde, yerine
eriştirilmesinde, başka illere varan depremzedelerin ihtiyaçlarının
tüm boyutlarıyla karşılanmasında çok önemli bir potansiyeli
harekete geçirmiştir.
Tamamen gönüllü çabaların yönlendirilmesiyle ortaya çıkan bu
dayanışma gücü yaşadığımız felaketin tüm olumsuzluklarını ortadan
kaldıramayacak olsa da, afetlere hazırlık konusunda gerekli
hazırlıkların yapılmasında da önemli bir düşünsel kaldıraç etkisi
oluşturabilir. Bu doğrultuda, Türkiye Kent Konseyleri Birliğinin 13
yıllık birikimi içerisinde kent konseylerinin bu alanda yakın
gelecekte sağlayabileceği teknik, sivil, yönetsel katkılar da
derlenmeye başlanmıştır.Bu çalışmalar, Birlik 14. Dönem
Başkanlığının, Cumhuriyetimizin 100. Yılı vesilesiyle
Ankara Kent Konseyine devredilmesi sürecinde sistematik bir çaba
olarak geliştirilmiştir. Öncelikle 18 Mart 2023 tarihinde “deprem”
temalı, Birlik üye ve yönetiminin, kent konseylerinin
bileşenlerinin, akademisyenlerin, depremzedelerin ve kanaat
önderlerinin katılımıyla “4:17” başlıklı bir günlük bir
değerlendirme etkinliği gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlikte ve
sonrasında geçen süre içinde Ankara Kent Konseyi bileşenleri ile
Birlik üyeleri ve yönetimi ile toplantılar gerçekleştirilerek,
yazılı olarak görüşler toplanarak kent konseylerinin afetlere
hazırlıkta üstlenebilecekleri görevler tüm boyutlarıyla ele
alınmıştır. Oluşturulan bildiri taslağında kamuoyuna sunulacak olan
eylem ve öneriler Birlik Yönetimi tarafından onaylanarak siz basın
mensuplarımızın aracılığıyla kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır.
Yapılan değerlendirmede kent konseylerinin afetlere hazırlık,
müdahale ve afet sonrası yeniden yapılanma süreçlerinde aşağıda
önerilen görevlerde katkıda bulunabileceği düşünülmektedir:
26 MADDELİK ÖNERİ KAPSAMI
1.Yaşadığımız deprem, afetlere hazırlıkta, bilimsel bilgi
ışığında hareket eden iyi
örgütlenmiş katılımcı bir yaklaşımın sürekliliğinin kritik olduğunu
göstermiştir. Bu
sebeple kent konseylerinin yerelde ve Türkiye genelinde afet ve
iklim değişikliği
konularını gündemde tutacak ve her yıl toplanacak bir “Afet Şurası”
toplanmasına
katkıda bulunması önemli bulunmuştur.
2.Kahramanmaraş Depremi sonrası Türkiye’deki tüm kent
Konseylerinin Birlik
desteğiyle yapacakları ilk genel kurulu “Afet Temalı Genel Kurul”
olarak yapmaları ve
etkin “afet çalışma grupları kurma” yönünde karar almaları
önerilecektir.
3.Gönüllülerin afete hazırlanmasında, yerel afet politikalarının
ele alınmasında ve sivil
toplum örgütlerinin dayanışma sürecinin örgütlenmesinde kent
konseylerinin odak
noktası olarak tanınması için mevcut mevzuattaki afet planlama ve
afet
kurumsallaşması içerisinde gerekli düzenlemelerin yapılması.
4.Toplanacak bu Afet Şuralarında önerilen çalışmaların kent
konseyleri tarafından
“Afet Raporları” haline getirilmesi, ilgili belediye meclislerinde
“değerlendirilmesi
zorunlu tavsiye kararı” olarak ele alınması ve kamuoyuna
duyurulması bu konudaki
bilinç ve farkındalığın arttırılmasına ciddi katkılarda
bulunacaktır.
5.Deprem bölgesine ulaştırılacak yardımların organizasyonunda
kent konseylerinin
gösterdiği çaba, bu konuda afet öncesi bir hazırlık
yapılabileceğini göstermektedir.
Tüm kent konseylerinin afetlere hazırlık çalışmalarının ve
kaynakların listeleneceği,
bir “Kent Konseyleri Dijital Afet Rehberi”nin oluşturulması bu
çabanın etkisini en üst
düzeye çıkarabilecektir.
6.Yaşanan afetlere karşı en önemli savunma aracı nitelikli
bilgi, belge ve veri
saklanması ve bilimsel araçlarla değerlendirilmesidir. Bu
değerlendirmelerin
sonuçlarının kamuoyunun bilinç düzeyini arttıracak yaklaşımlarla
birleştirilmesi
önemlidir. Bu amaçla; konusunun uzmanı akademisyenlerin ve
personelin desteği
sağlanarak kentteki tüm afetlerin bilgi, belge deneyimlerinin
biriktirileceği, afet
konusunda farkındalık oluşturulacak nitelikli ve sürdürülebilir
“Afet Arşiv ve
Müzeleri’nin” açılması düşünülebilir.
7.Afet süreçlerine önceden hazırlıklı olmak için, kent
konseylerinin kendi aralarındaki
dayanışmanın kurumsallaştırılması gerekmektedir. Afet bölgesi ve
yakınındaki kent
konseyleri ile afetten etkilenmeyenkent konseylerinin afet ve risk
yönetimi temelinde
eşleştirildiği bir “Eşleştirme Programı” Birlik
kolaylaştırıcılığında oluşturulması
gerekmektedir.
8.Yaşadığımız deprem, iletişim kanalları ve bu kanallardaki
bilgilenme zorlukları
açısından da önemli dersler vermiştir. Afetlerde, kent
konseylerinin de gözlemci
olarak izleyebilecekleri, “Sürdürülebilir GSM ve acil iletişim
hatları altyapısı”
geliştirilmesi sağlanmalıdır.
9.Yine depremde kent konseylerinin desteğiyle, tüm iletişim ve
sosyal medya
kanallarına yansıyan haber, ihtiyaç ve taleplerin anlık
doğrulanmasını sağlayan, açık
veri kaynaklarını kent konseyi gönüllülerin çabalarıyla süzen bir
“Afet Açık Veri Teyit
Platformunun” oluşturulması önerilmektedir.
10.Kent konseyleri bünyelerinde ciddi bir gönüllü kitlesi
barındırmaktadır. Afet
bölgesinde ve yakınında, uzman kuruluşlardan eğitim alarak
hazırlıklı hale getirilmiş,
kent konseyi gönüllüsü vatandaşlardan oluşan, sağlıklı saha
verisine ulaşma ve teyit
amaçlıkent konseylerinin mevcut mahalle ve semt yapılanmalarından
yararlanılması
önerilmektedir.
11.Yeniden yapılanma sürecinde uygulanacak planlama
çalışmalarının ve
yapılaşmanın izlenmesi, denetlenmesi ve tasarım desteği sağlanması
amacıyla kent
konseylerinin de desteğiyle bir “YenidenYapılanma Kitle Tasarım
Platformu”
oluşturulmasıyeni yapı malzeme, teknik ve tasarım örneklerinin elde
edilmesinde
büyük faydalar sağlayacaktır.
12.Deprem bölgesinin ölçeği ve etkilenen toplum kesiminin
büyüklüğü
düşünüldüğünde, yeniden yapılanma sürecinin bölge ve yakınındaki
kent
konseylerinin de katılımını öngören bir “bölgesel kalkınma
paradigması” yaklaşımıyla
ve buna uygun bir kurumsallaşmayla gerçekleştirilmesi ve
sürdürülmesi yaşamsal
önemde görülmektedir.
13.Deprem bölgesinde kalıcı yaşam alanlarının oluşturulmasındaki
aciliyet dikkate
alınmakla birlikte, yürütülecek tüm inşaat faaliyetlerinde başta
bölgedeki kent
konseylerini de sürece katan “katılımcı, entegre, dirençlilik
temelli ve sürdürülebilir
planlama yaklaşımlarının” benimsenmesi çok önemlidir.
14.Afete uğrayan bölgelerde, özellikle tarım ve ticaret
alanındaki aile işletmelerinin ve
KOBİ’lerin lojistik, hammadde ve pazar sorunlarının çözülmesi için,
kent konseyi
bileşeni meslek odalarının desteğiyle “Ekonomik Yeniden Yapılanma
Destek
Programı” oluşturulması gerekmektedir. Bu program, öncelikli alım,
üretim
dayanışması gibi faaliyetlerde önemli destekler sağlayabilir.
15.Afete uğrayan yerlerdeki kültürel ve doğal mirasın daha fazla
zarar görmemesi,
hırsızlık, yağma gibi süreçlerle karşılaşmaması ve doğru koruma
yaklaşımlarıyla ele
alınmaları için uzman kent konseyi gönüllülerinden oluşan “Kültürel
ve Doğal Miras
Muhafızları” yaklaşımının hayata geçirilmesi önerilmektedir.
16. Yeni yaşam alanları oluşturulurken kentlerden geçici olarak
ayrılmış
vatandaşlarımızın geri dönüşünü destekleyecek istihdam ve üretim
politikaları
düşünülmeli, yerleşimlerde toplumsal yaşamın, kültürel
çeşitliliğin, kent kültürünün ve
somut olmayan kültürel mirasının sürdürülebilirliği bölgedeki kent
konseylerinin
birikimlerinden yararlanılarak sağlanmalıdır.
17.Yeniden yapılandırma çalışmalarında, kent kimliği ve kültürünün
en önemli
unsurlarından olan “kent merkezlerinin planlanması ve inşasına”
özel bir önem
verilmeli, yaşamayacak, bölge kültürüne uygun olmayan ticari alan
oluşturma
yaklaşımlarından kaçınılmalı, kent konseyleri bu konuda gözlemci
olmalıdır.
18.Geçici barınma alanlarının planlanması ve uygulanmasında,
enkaz kaldırma ve
atık depolama çalışmalarında kent konseylerinin gözlemciliğindeuzun
vadeli çevresel
etkiler düşünülerek planlı şekilde hareket edilmelidir. Su
kaynaklarının, tarımsal
üretimin, ekosistemin zarar görmemesi için doğa tabanlı
yaklaşımlar
benimsenmelidir.
19.Hasar tespit çalışmalarının şeffaf ve bilimsel yöntemlerle
yürütülmesi, elde edilen
tüm sonuçların kamuoyunun erişebileceği şekilde ilanı ve etkin
bilgilendirmelerde
bulunulabilmesi için merkezi idare ve yerel yönetimlerin etkin
eşgüdümünün ve kent
konseylerinin gözetiminin sağlanması barınma hakkı ve can güvenliği
açısından çok
önemlidir.
20.Ülkemizde yürürlükte bulunan yapı üretim ve denetim
sürecinde, imar planı ve
yapılaşma koşullarından iskana kadar geçen tüm aşamalar e-devlet
üzerinden tek bir
noktadan şeffaf bir şekilde izlenebilir hale getirilmeli, yapı
denetim süreciyle yapının
oturduğu zemin analizi ilişkilendirilmelidir.
21.Deprem bölgesinde ve tüm Türkiye’de ortaya çıkan aşırı kira
artışları ve
depremzedelere ev kiralanmaması gibi sorunlara anında müdahale
edilerek önlem
alınmalı ve barınma sorunlarına acil çözüm bulunmalıdır. Bu konuda
kent konseyi
bileşenlerinin örgütlü dayanışmasından yararlanılabilir.
22.Başta İstanbul olmak üzere afet riskini canlı şekilde yaşayan
illerde barınma
hakkını garanti altına alırken, mülkiyet tekeli ve rant odaklı
yaklaşımları denetim
altına alan yeni nesil bir kentsel dönüşüm anlayışını
gerçekleştirecek yasal ve
yönetsel önlemler kent konseylerinin uzmanlık birikimi göz önünde
bulundurularak
alınmalıdır.
23.Afet sonrasında ve yeniden yapılanma çalışmalarında özellikle
kadınların
ihtiyaçları ve katılımı düşünülmeli, mekan tasarımında ve
uygulamalarda güvenlik ve
dayanışma odaklı yaklaşımlar dikkate alınmalıdır.
24.Deprem bölgesindeki engelli yurttaşlarımızın yaşam koşulları
daha da zorlaşmakla
kalmamış, enkaz altından kurtarılan pek çok vatandaşımız da
yaralanmalar
sonrasında engelli duruma gelmiştir. Deprem bölgesindeki
engellilerin hayatlarını
sürdürebilmesinde özel ekonomik ve toplumsal destek programları
oluşturulmalı,
yeniden yapılandırılacak yaşam alanlarında engellilerin gündelik
yaşamını dikkate
alan mimari ve kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır.
25.Yeniden yapılanmada deprem bölgesindeki çocukların ve gençlerin
katılımını
sağlayacak önlemler alınmalı, eğitsel ve gelişimsel kayıpların
önlenmesi için kent
konseyleri ile iş birliği içinde yoğunlaştırılmış eğitsel ve
psiko-sosyal destek
programları uygulanmalı, dayanışmayı güçlendirecek kültürel ve
sanatsal etkinlikler
bölgedeki kültür ve sanat insanlarıyla birlikte
sürdürülmelidir.
26.Deprem bölgesindeki sokak hayvanlarının yaşamlarının
sürdürülebilmesi,
endemik bitki ve hayvan türlerinin zarar görmemesi, doğal yaşamı
destekleyen
hassas ekosistemlerin ve sulak alanların korunabilmesi için kent
konseyleriyle birlikte
eylem planları geliştirilmelidir.
Bu önerilerin ışığında; Türkiye Kent Konseyleri Birliği olarak
afetlere dirençli ve
hazırlıklı, güvenli kentlerin oluşturulmasında kent konseylerinin
birikimini bir araya
getirecek her türlü katkıya hazır olduğumuzu bildiririz."