Türkkan, şehit yakını olduğu iddia edilen şahısla ilgili bu görüntüleri paylaştı
Şehit yakını olduğu iddia edilen şahsa hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında fezleke hazırlanan İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Fox TV’de yayınlanan İlker Karagöz ile Çalar Saat programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkkan, şahsın İzmir’den özel olarak provokasyon için getirildiği iddiasını tekrarladı ve Ankara’da VIP kapısından girişinin görüntülerini paylaştı
İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Fox TV’de yayınlanan İlker Karagöz ile Çalar Saat programına konuk oldu. Şehit yakını olduğu iddia edilen şahsa küfretmesi nedeniyle hakkında fezleke hazırlanan Türkkan, programda gündem yaratacak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bingöl’de yaşanan ve gündeme “Şehit yakınına küfür etme” hadisesi olarak yansıyan olayla ilgili konuşan Türkkan, şahsın provokatörlük amacıyla İzmir’den Bingöl’e getirildiği iddiasını tekrarladı ve bu olay sonrası şahsın VIP'den Ankara'ya getirildiği, İçişleri Bakanlığı görevlileri tarafından karşılandığı ve Ankara VIP'e de İçişleri Bakanlığı misafiri olduğu iddiasını içeren görüntüler paylaştı.
“KÜFRÜ SAVUNMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Türkkan, Bingöl’de geçen yıl kasım ayında yaşanan olay ile ilgili
çarpıcı açıklamalar yaptı. “Küfrü savunmak mümkün değil. Kızmış
olabilirim. O anda beraber yürüdüğüm o şahsın ifade ettiği o galiz
küfürlere rağmen benim böyle bir şey söylememem gerekiyordu” diyen
Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk o gece de Türk milletinden
ve kadınlardan özür diledim. Bunda da özür dilemekte hiçbir beis
görmedim. Hala üzgünüm o konuda. Böyle bir şey yapmamalıydım. Bu
benim özeleştirim. Siyasi sorumluluğumu da yerine getirdim. Grup
Başkanvekilliği görevimi o gün bıraktım. Bu meselenin üzerinde beni
linç etmeye kalkan iktidarın şehitlik müessesesini bu kadar
istismar ederek, siyasete bu kadar alet ederek üzerinde tepinmesi
ayrıca bir ahlaksızlık. Sebebini söylemek istiyorum size.
Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gerçekten her gün bir
veya iki tane şehit haberi duyuyoruz. Bu konuda da çok üzgünüm.
“O KİŞİ İZMİR’DEN PROVOKE İÇİN GETİRİLMİŞ”
5 Kasım 2021 tarihi. Biz, genel başkanımızla Bingöl'e gittik. Bir
şahıs var. Sosyal medya üzerinden ciddi anlamda hakaret değil,
küfreden, cinsel fantezilerini bir başkasının üzerinden deneyerek
genel başkana uygulayan böyle garip garip ifadeler kullanan bir
şahıs kalkıp orada tekrar bağırmaya başladı. Bu daha önce de ceza
almış zaten. Hakaretten dolayı. Bu şehit yakını dediğiniz adam
sosyal medyada da bol bol çıktı. Porno sitelerinde dolaşan, farklı
tercihleri olan bir arkadaş. Ben bunu tanımam. O gün de ilk defa
görüyorum. Giderken bu küfretmeye devam etti. Mesele orada kapandı
ben de geldim özür diledim.
“BU PROVOKATÖRÜN AVUKATI KİM?”
Ertesi gün bir şeyler öğreniyorum; bu şahıs, İzmir'den özel olarak
oraya getirilmiş. Bu mesele sadece provoke edilmek üzere
getirilmiş. Provoke ettikten sonra da tekrar ertesi gün VIP'den
Ankara'ya getiriliyor. İçişleri Bakanlığı görevlileri tarafından
karşılanıyor. Ankara VIP'e de İçişleri Bakanlığı misafiri olarak
getiriliyor. Kaldı ki bu şehit yakını dedikleri arkadaşın, şehit
diye bahsedilen kişinin de şehit olup olmadığı belli değil. Polis
değil, koruyucu değil, bu asker değil. 14 yaşında bir çocuk mayına
basmış, vefat etmiş. Yıl 97, aradan geçmiş 25 sene. Zaten olayın
öznesi de şehit yakını değil, öyle bir vasfı yok. O bir provokatör.
Bu provokatörün avukatı kim? Burhan Özkaya. Burhan Özkaya kim? Ak
Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya'nın yeğeni. Hadise
tamamen bir provokasyon zinciri.
“ZİNCİRİN BİR PARÇASI”
Kaldı ki bu şehit yakını diye bahsedilen arkadaşın şehitliği belli
değil. Polis mi, asker mi, korucu mu belli değil. 14 yaşında bir
çocuk mayına basmış vefat etmiş. Aradan geçmiş 25 sene. Peki
şehitse neden bir şehit mezarı yapma gereği duymadınız. Mayına
basmış vefat etmiş. Mayına basmış. Nereye gittiğini bilmiyoruz.
Başka bir maksatla başka bir yere de gitmiş olabilir. O konuda
fikir beyan etmek istemiyorum. Zaten olayın özeti de bir komplo. Bu
tamamen Saray’ın İYİ Parti üzerindeki komplolarının bir parçası.
Zincirin bir parçası. Bizim bu konuyla ilgili bütün
hassasiyetlerimiz devam ediyor. Bu komploların devam edeceğini
düşünüyoruz. Bu komplo ile beraber iktidar bunu bir fırsat bilip
bir itibar suikastine başladı.
“YILLIK 100 MİLYON DOLAR İHRACAT YAPAN FABRİKAYI
İŞLEVSİZ HALE GETİRDİLER”
İşlerimle alakalı, iş hayatımla alakalı mütecaviz girişimlerde
bulundular. Hiç kimseye yapmadıkları birçok girişime muhatap
oluyorum. Bir sanayici olarak yıllık 100 milyon doların üzerinde
ihracat yapan bir fabrikayı işlevsiz hale getirdiler. Bunların bir
sebebi var. ‘Lütfü Türkkan sen çok konuşuyorsun’. Buradan da
söylüyorum. Bir dakika susarsam, bir tane geri adım atarsam
namerdim. Bizim dokunulmazlığımızı millet veriyor. Orada Ali
Özkaya’nın başkanlığını yaptığı o heyetin benim dokunulmazlığımla
ilgili yazacağı rapor hiç umurumda değil. Saraya boyun eğenlere
itirazımız var. Sarayın kapı kulları var. Bunlar sadece kişiler
değil. Bizim demokrasi yolculuğumuz var. Ben kurumlardan
bahsediyorum. Basındalar. İş hayatında varlar. Sivil toplum
kuruluşları da var. Yani biz bu demokrasi yolunda mücadelemizi
yürütürken, bu faktörlerden provokasyonlardan haberdarız, devam
edeceğinden haberdarız. Bilsinler ki; biz yolculuğumuza devam
edeceğiz.
“ŞEHİDE ‘KELLE’ DİYENLERDEN ALACAĞIMIZ DERS
YOK”
Şehide ‘kelle’ diyenlerden, ‘karaktersiz şehit babaları var’
diyenlerden, ‘üç beş tane gelen şehitle memleketin gündemini
değiştirmeye gerek yok’ diyenlerden bizim burada alacağımız hiçbir
ama hiçbir ders yok. Bu konuda kimse bize ahkam kesemez var.
Şehitler konusunda, bu yaşa kadar geldim daha dün siyaset
yapmıyorum. Türk milliyetçiliği konusunda, toplumun ortak değerleri
konusunda hassasiyetimiz belli. Daha yeni ortaya çıkmış bir adam
değilim. Onlarınki de belli, bizimki de belli. Bütün arkadaşlarım
için aynı şeyi söylüyorum. Sakın ama sakın bize bu konuda ders
çıkarmaya yeltenmesinler.”