Büşra Kabataş cinayetinde kan donduran detay!
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Taner Yaylacı isimli şahıs tarafından işkence yapılıp yakılarak katledilen 15 yaşındaki Büşra Kabataş’ın aile avukatı Cemal Tınarlıoğlu, “Yüzde 99.9 ağırlaştırılmış müebbet noktasında bir dava açılacak. İndirim olacağını düşünmüyorum, mahkemenin de buna indirim uygulayacağını düşünmüyorum” dedi.
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Taner Yaylacı isimli şahıs
tarafından işkence yapılıp yakılarak katledilen 15 yaşındaki Büşra
Kabataş’ın aile avukatı Cemal Tınarlıoğlu, “Yüzde 99.9
ağırlaştırılmış müebbet noktasında bir dava açılacak. İndirim
olacağını düşünmüyorum, mahkemenin de buna indirim uygulayacağını
düşünmüyorum” dedi.
Olay, 7 Ekim tarihinde sabah saatlerinde Gebze ilçesi Mustafapaşa
Mahallesi 721 Sokak'ta bulunan 3 katlı binanın 2. katında meydana
geldi. Edinilen bilgiye göre, dairenin bir odasında yangın çıktı.
Yangını gören vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne
bildirdi. İhbar üzerine adrese itfaiye, sağlık ve polis ekipleri
sevk edildi. Kısa sürede adrese ulaşan itfaiye ekipleri, yangını
söndürebilmek için çalışma başlattı. Yangını kontrol altına
aldıktan sonra odaya giren ekipler, 15 yaşındaki Büşra Kabataş’ın
hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yerine Kocaeli Emniyet
Müdürlüğü'ne bağlı cinayet bürosu dedektifleri çağrıldı. Cinayet
bürosu dedektiflerinin yaptığı ilk incelemede, evde birçok şüpheden
yola çıkan ekipler, cenazeyi otopsi için morga. Burada yapılan ilk
incelemede de adli tıp uzmanları cinayet şüphesi üzerinde durdu.
Yangının hemen ardından harekete geçen Kocaeli Emniyet Müdürlüğü
Cinayet Bürosu ekipleri, anne Aylin Çelik’e platonik olarak aşık
olan Taner Yaylacı’yı gözaltına aldı. Genç kızın katil zanlısı olan
Taner Yaylacı’nın eve geldiği, genç kız ile tartışma yaşadığı,
ardından genç kızı canice öldürdüğü belirlendi. Zanlının, delilleri
karartmak amacıyla odada yangın çıkardığı öğrenildi. Sorgulanmak
üzere polis merkezine götürülen şahıs, emniyetteki işlemlerinin
ardından adliyeye sevk edildi. Taner Yaylacı, burada çıkarıldığı
mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Öte yandan Taner Yaylacı'nın, genç kızın ablası Başak Hilal
Kabataş'ı takip ettiği belirlendi. Yaylacı’nın, 15 yaşındaki Büşra
Kabataş'ı öldürmeden önce ise dakikalarca işkence yaptığı ortaya
çıktı.
“Yoğun bıçak darbeleri var”
Taner Yaylacı’nın eve geliş saatinin, ifadesinde söylediği iddialar
ile örtüşmediğini aktaran ailenin avukatı Cemal Tınarlıoğlu, şahsın
tamamen işkence amacıyla, hazırlıklı bir şekilde geldiğini
belirtti. Tınarlıoğlu, “Anneyi görmeye geldiğini söylüyor ama
annenin vardiya saatlerini çok iyi bilmesine rağmen, o saatte evde
olmadığını ve vardiyasının bitmediğini biliyor. Zaten katledilen
Büşra’nın ablasını takip ediyor, o da kamera kayıtlarında sabit.
Evden çıkmasını takip ediyor, evde 2 kişi değil, 1 kişi olduğunu
çok iyi biliyor. Büşra’nın da okula çıkış saatini net olarak
bildiği için kapıya o saatlerde dayanıyor. Zaten yanında getirdiği
materyallere bakıldığı zaman koli bandı, jel, elektro şok
tabancası, çamaşır ipi ve benzeri bütün materyalleri yanında
getirdiği için işkence yapma amacıyla geldiği, eziyet verme
amacıyla geldiği sabit. Elektro şok cihazı olduğunu kendisi de
itiraf ediyor. Bizim düşüncemiz elektro şok tabancasıyla kapıda
bayılttığı, yukarıya çıkarıp yatağına yatırdığı, ellerini,
kollarını bağladıktan sonra işkence yaptığı yönünde. İşkence
yaptığı sabit, düzenli kesilmiş saçlar var. Bir makas ya da bıçakla
kesilmiş saçlar bulundu. Bu da saçlarının kesildiğini gösteriyor.
Yoğun bıçak darbeleri var, bu bıçak darbeleri tamamıyla kesi
mahiyetinde, 1 santim, 2 santim, 3 santimlik kesiler olduğu için
öldürmek amacıyla yapılmamış, işkence amacıyla yapıldığı belli.
Kadınsal bölgelerde kesiler var, bu kesiler de oraya işkence
yapıldığını gösteriyor. Muhtemelen çıplak bir şekilde, en azından
elbiseyi tamamen çıkarmasa bile o bölgelerin soyularak bıçak
darbelerinin vurulduğunu gösteriyor” dedi.
“Büşra’yı öldürmüş olması, onu tatmin edecek bir düşünce
değildi”
Taner Yaylacı’nın gerçekleştirdiği bu vahşeti kayda almış olma
ihtimalini de düşündüklerini kaydeden Tınarlıoğlu, “Belki bu
yaptığı şeyleri de kayıt altına almış olma ihtimalini de
düşünüyoruz. Ama bu tabii kesin değil. ele geçirilen bir telefon
var, belki onun içinden bir şeyler çıkabilir. İşkence yapmanın
temel iki mantığı vardır; ya kişiye bildiği bir şeyi söylemek için
acı çektirirsiniz ve ondan bilgi almaya çalışırsınız, eziyet
edersiniz ya da intikam alacağınız kişinin bir yakınına bunu
seyrettirerek kendi intikam tatminini acı çekmesini sağlayarak
yaparsınız. Büşra’yı öldürmüş olması, onu tatmin edecek bir düşünce
değildi bana göre. Benim düşüncem aileden birine, özellikle
annesine bir fotoğraf veya video çekerek göndermesi, o da kendisini
sağlama aldıktan sonra gönderecekti ki ‘Kızına böyle yaptım, sana
da böyle yapacağım’ gibi bir imaj verme mantığı olabilir” diye
konuştu.
“Büşra’nın canlı canlı yakıldığını
düşünüyorum”
Caninin Büşra’yı yakabilmek için iki kutu yanıcı jel boşalttığını
vurgulayan Tınarlıoğlu, “Mangal kömürünü tutuşturmak için
kullanılan, sıvı olmayan biraz daha katı bir madde olan jeli
üzerine dökerek tamamen yakmış. Büşra’nın yatağı tamamen,
demirlerine kadar yanmış. Benim şahsi düşüncem Büşra’nın yakılma
anında hala canlı olduğuna dair. Canlı canlı yakıldığını
düşünüyorum. Otopsi raporu ve olgulara bakıldığı zaman bu
görünüyor. O gece evin yakınlarında bir pansiyonda kalmış. Birkaç
gündür evi gözlüyor ve biliyor zaten, evin giriş çıkış saatlerini,
her şeyi biliyor. Bizim tahminimize göre 1 saatlik veya yarım
saatlik süreç içinde bu işlemlerin olması gerekiyor diye
düşünüyoruz. Acı çektirmek için bir zaman dilimine yaydırdığı
belli. Belki o sırada Aylin hanımın eve geleceğini düşünüyordu.
Gelseydi ona da aynı şeyi yapabilirdi. Ya da annesine işkence yapıp
kızına seyrettirebilirdi” şeklinde konuştu.
“Mahkemenin de buna indirim uygulayacağını
düşünmüyorum
Büşra’nın bedeninin tamamen yandığı için klasik otopsi neticesinin
beklenmeyeceğini söyleyen Tınarlıoğlu, “Çünkü bunun neticesi
yaklaşık 3-3 buçuk ayda geliyor ama bunda böyle bir şey olmadığı
için muhtemelen şahsın telefon materyalleri incelendikten sonra
davanın açılmasının çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Yüzde 99.9
ağırlaştırılmış müebbet noktasında bir dava açılacak. İndirim
olacağını düşünmüyorum, mahkemenin de buna indirim uygulayacağını
düşünmüyorum. İndirim olacak bir durum yok. Olayın oluş şekline
bakıldığı zaman da neye dayanarak bir indirim uygulanmasını,
‘Pişmanım’ demesinin bir iyi hal indirimi olacağını zannetmiyorum.
Bu kadar vahşeti yaptıktan sonra nasıl ‘Pişmanım’ diyebilir ki?
Tahrik açısından bakıldığı zaman küçük kızımın tahrik edecek bir
durumu da yok. Kocaeli Barosu bu konuda arkamızda. Kamuoyunun ve
kadın derneklerinin bu işe eğileceğini düşünüyorum. En kısa zamanda
davanın açılarak şahsın hak ettiği cezayı almasını istiyoruz”
ifadelerini kullandı.