İlk adım, iftira attığı Hürriyet’ten gelmiş... Akbaş: Ben olsam bu kadar çabuk soğumazdım
“Muhtarlar Konuşuyor” adlı yazı dizimize konuk olan Kabaoğlu Mahalle Muhtarı Ali Akbaş, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e o dönem iftira attıklarını yineledi, aralarında oluşan husumetten sonra ilk bir yıl taleplerinin İzmit Belediyesince karşılanmadığını ancak sonrasında ilk adımın Hürriyet’ten geldiğini kaydetti
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde görev yapan muhtarları kapsayan
“Muhtarlar
Konuşuyor” adlı yazı dizimizin altıncı konuğu Kabaoğlu Mahalle
Muhtarı Ali Akbaş oldu. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan
Hürriyet’e iftira attığını ve bu iftirayı attıktan sonra vicdanının
rahatsız olduğunu dile getiren Akbaş, barışma sürecinde ilk adımın
Hürriyet’ten geldiğini belirtti. Aralarında geçen polemikten sonra
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in Kabaoğlu
Mahallesi’ne yaptığı bir ziyaret sırasında belediye başkanıyla
barıştığını öğrendiğimiz Kabaoğlu Mahalle Muhtarı Ali Akbaş, “O
kavgadan sonra ilk adım Başkan Hanım’dan geldi. Kendileri
mahallemize ziyarette bulunmuştu ve gayet kibar bir şekilde sanki o
malum olay hiç yaşanmamış gibi davrandı. Başkan Hanım, hiç
nezaketini kaybetmeden, gelip misafirimiz oldu. Daha sonra birlikte
kahve içip, sohbet etme fırsatımız oldu, güzel bir iletişim
yakaladık” dedi.
“MUHTAR OLMAK GİBİ BİR KARARI KENDİNİZ VEREMİYORSUNUZ”
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’le polemik yaşadığı dönemde mahallesine ilk bir yıl hizmet alamadığını ama barıştıktan sonra taleplerinin karşılanmaya başladığını ifade eden Kabaoğlu Mahalle Muhtarı Ali Akbaş şunları kaydetti: 1973 yılında Kabaoğlu Mahallesi’nde doğdum. Bu topraklara başka yerlerden göçüp gelmemiş, Osmanlı’dan beri burada yaşayan ailelerden birinin çocuğuyum. Türkmen ya da Yörük olarak tarif edilen bir millettenim. İlköğretim ve liseyi İzmit’te okudum. Muhtar olmak gibi kararları, her zaman için kendiniz veremiyorsunuz. İnsanlar sorup, soruştururken, nasıl olur acaba diye düşünürken bir şekilde sizin düşünceleriniz dışındaki fonksiyonlar vesilesiyle karar vermiş oluyorsunuz. Muhtar olmadan önce de komşularımız, yakınlarımız bir işleri olduğunda mutlaka gelip fikir danışırlardı ve bizler de yardımcı olmaya çalışırdık. Benden önceki mahalle muhtarımızın bazı rahatsızlıkları vardı ve bana ‘ben bu dönem seçime girmeyeceğim, sen aday ol’ dedi. Biraz o, biraz da komşularımızın, yakınlarımızın teşvik etmesiyle kendimi 2014’te böyle bir pozisyonda buldum.
“KABAOĞLU MAHALLESİ’NDE BİRKAÇ YERLEŞİM BÖLGESİ VAR”
Kabaoğlu Mahallesi’ni bir bütün olarak düşünemeyiz çünkü Kabaoğlu
Mahallesi’nde birkaç yerleşim bölgesi var. Bu lokasyonların yüzde
doksanını Karadeniz kökenli ve Tükmen aileler oluşturuyor. Malta
bölgesinde ise biraz daha karma bir millet yerleşmiş durumda.
Ülkemizin her yerinden gelmiş komşularımız var bu bölgede.
Tüysüzler’in üzerinde Aytemiz Akaryakıt İstasyonu’nun arka kısmında
kalan alan, villalar bölgesi dediğimiz bölgede de imarın
açılmasıyla birlikte hızlı bir konut yapılaşması başladı ve orada
da ülkemizin her kesiminden insanlarımız yaşamlarını
sürdürmekte.
“İHTİYAÇ SAHİBİ SAYIMIZ ÇOK DEĞİL”
Sosyoekonomik olarak orta seviyenin üstünde bir mahalleyiz.
Ekonomik olarak tabii ki de her mahallede sıkıntı yaşayan insanlar
vardır fakat biz pek bu konuda sıkıntı yaşamıyoruz. En azından
ihtiyaç sahibi insanların bizim mahallemiz için elzem sayıda
olduğunu söyleyemem. Öyle bir durum olduğunda da gerek
devletimizin, kaymakamlık kanalıyla ya da valiliğin vakıf
kanalıyla, belediyemizin sosyal yardımlarıyla bu konuyu
çözüyoruz.
“İLK ZAMANLAR VİLLALAR BÖLGESİNDE HIRSIZLIK OLAYLARI
OLURDU”
Asayiş olarak huzurlu bir mahalle olduğumuzu söyleyebilirim. Cinayet gibi, bu tür işlerde çok şükür bu zamana kadar aşırı husumetli bir sorun yaşamadık. İlk zamanlarda hırsızlık olayları olurdu, villaların olduğu bölgeye ekonomik durumları iyi olan vatandaşlarımız yeni yeni taşınmaya başladığında bu tür sorunlar yaşardık. Şu an da jandarmamız ve polisimizin çok sıkı devriyeler atmaya başlamasıyla ve güzel kamera sistemlerinin kurulmasıyla birlikte bu sorunu da çözmüş olduk.
“TAHİR BAŞKAN ÜÇ TEPELER SPOR KULÜBÜ İÇİN FUTBOL SAHASI
YAPTIRDI”
Ben aynı zamanda Üç Tepeler Spor Kulübü Başkanı’yım. Mahallemizin
Amatör Lig’de bir spor takımı var, bu sebeple Tahir (Büyükakın)
Başkan’ın bizim için yaptırdığı bir futbol sahası var. Bu bizim
için bir velinimettir çünkü 30 yıllık bir spor kulübü, Üç Tepeler
Spor Kulübü ve daha önce bir sahası vardı ve Umuttepe Yolu
yapılırken yıkıldı daha sonra yapılmadı. Tahir Başkan, ziyarete
geldiğinde ilk isteğimiz bir futbol sahası olmuştu ve sağ olsun
kendisi bizi kırmadı. Onun dışında 4-6 yaş grubu çocuklarımız için
bir anaokulu açtık. Bu okulu kendi imkanlarımızla ve bölgedeki
yatırımcı arkadaşlarla birlikte açtık. Bütün bunların dışında görev
aldığımız süre boyunca Kabaoğlu’nun tamamına bir doğalgaz hattı
çekildi. Nevzat Başkan zamanında Umuttepe Yolu’ndan inerken otobüs
durağında bir köylü pazarı vardı, orada üretici köylüler yıllarca
satış yaptı. Nevzat Başkan’a konudan bahsettiğimizde sağ olsunlar,
bizzat ilgilendi. Gelip yerinde bakıp, oraya bir pazar tezgahı
getirilmesini sağladı. Bu tezgaha sadece Kabaoğlu Merkez’deki 27
haneyi yerleştirdik. Onların dışında, dışarıdan hiç kimsenin yeri
yok. Görev aldığımız süre boyunca da mahallemize toplam da 3 tane
çocuk parkı kazandırdık.”
“HÜRRİYET’LE SORUN YAŞADIĞIMIZ DÖNEMDE HİZMET ALAMADIK”
“Nevzat Doğan’ın İzmit Belediye Başkanlığı döneminde aldığınız
hizmetlerden söz ettiniz, peki yönetim değişip, Fatma Kaplan
Hürriyet belediye başkanı olduktan sonra bir süre kendisi ile
aranızda oluşan husumet, bu hizmetlerin devamlılığını etkiledi mi?”
diye sorduğumuz Ali Akbaş, bu sorumuza şöyle cevap verdi: “İzmit
Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’le ilk zamanlarda aramızda
bir sorun yaşanmıştı. Bu sebeple ilk bir yıl İzmit Belediyesinden
gelecek olan hizmetlerde bir aksama yaşadık, bunu inkar edemem.
Rutin hizmetlerde sıkıntı yaşamıyorduk ama vatandaşın yama, parke
gibi talep ettiği hizmetlerde bir sıkıntı yaşıyorduk. O küslük
sürecini aştıktan sonra, Başkan Hanım’la birlikte iyi niyet
çerçevesinde oturup konuştuk ve hizmetlerde düzene girmeye başladı.
Şu anda da İzmit Belediyesinden çok büyük taleplerimiz olmuyor
açıkçası. Genellikle imar yolu noktasında taleplerimiz oluyor. Bu
taleplerimiz çok uzun sürmeden, yerine getiriliyor. Rutin olarak
çöplerimiz toplanıyor. Yolların tamiratı yapılıyor. Hizmetler
tekrar yerine getirilmeye başlanınca biz de mutlu olduk çünkü biz
şahsi ihtiyaçlarımızı değil, vatandaşın ihtiyaçlarını talep
ediyorduk.”
“BELEDİYELER MUHTARLARI REKLAM YÜZÜ OLARAK KULLANMALI”
İzmit Belediye Başkanı Hürriyet ile aradaki buzlar eridikten sonra
taleplerin yerine getirildiğini söyleyen Akbaş’a, Büyükşehir
Belediyesinin hizmetlerinde bir aksama olup olmadığı sorusunu
yönelttik. Akbaş, “ Kocaeli Büyükşehir Belediyesi içinde
taleplerimiz karşılanması doğrultusunda sıkıntı yaşadığımızı
söyleyemem. Büyükşehir’e ait olan ana arter yollarımız var. Bu
konuda da çok sıkıntı yaşamadan işlerimizi götürüyoruz. Belediye
işini yaparsa, vatandaş memnun olur. Bana göre belediyeler
muhtarları reklam yüzü olarak kullanmalı çünkü belediye başkanı
veya bir kamu kurumu vatandaşların hepsiyle tek tek uğraşamaz, buna
vakti yetmez. Muhtarlar mahalleli adına kamudan hizmet ister,
belediyede bu talepleri karşılar. Muhtarlar belediyenin yaptığı
hizmeti anlatarak, belediyeye aslında prim kazandırır. Hizmetler
yerine getirilmediği takdirde de ‘Bizler talep ettik ama belediye
yapmadı’ demekten hiç çekinmem” cevabını verdi.
“BAŞKANIN BİR BOŞLUĞUNU YAKALAMIŞIZ GİBİ ÜZERİNE ATLADIK”
“ AKP İzmit İlçe Başkanı Ali Güney’e sitem ederken bir itirafta
bulunarak İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e seçim
sürecinde camiye ayakkabı ile girdiğine dair iftira attığınızı
itiraf etmiş ve helalleştiğinizi söylemiştiniz. Bu iftirayı neden
attınız?” diye sorduğumuz Akbaş, “Doğrudur evet, iftira attım. O
gün ki şartlarda Ak Parti’yle bir gönül bağımız vardı. Geçmişten
gelen bir sevgimiz vardı. Malum 2019 seçimini kaybettik. Kaybedilen
bir seçim ve kazanan bir siyasi parti vardı. İşte tam o süreçte
Başkan Hanım’ın camiye ayakkabıyla girme olayı yaşandı daha
doğrusu, bizim algımız o yöndeydi. O esnada fevri davrandık ve
başkanın bir boşluğunu yakalamış gibi üzerine atladık olayın. Sonra
da işin gerçek boyutunu gördüğümüz zaman bu bende vicdanen bir
rahatsızlık yarattı. Yani doğrusunu bildiğiniz bir konuda, yanlış
bir şeyi savunursanız bunun adı iftiradır bana göre. Bizler de
maalesef bunun içinde yer aldık. Daha sonralarda aklımız kestiği ve
vicdanımız yettiği kadar düşündük, burada bir yanlışlık yaptığımıza
kanaat getirdik. Başkan Hanım’la da bu konuyu oturup detaylı bir
şekilde görüştük” şeklinde konuştu.
“BARIŞMA SÜRECİNDE İLK ADIM BAŞKAN HANIM’DAN GELDİ”
“Başkan Hürriyet ile bağları bu denli koparmışken, hatta size
beddua etmişken Sayın Hürriyet, nasıl oldu da aranız düzeldi? İlk
adımı kim attı ve neden?” sorusunu yönelttiğimiz Kabaoğlu Mahalle
Muhtarı Ali Akbaş, şunları söyledi: “O kavgadan sonra ilk adım
Başkan Hanım’dan geldi. Kendileri mahallemize ziyarete gelmişlerdi
ve gayet kibar bir şekilde sanki o malum olay hiç yaşanmamış gibi
davrandı ve bu durum benim çok hoşuma gitti. Sonra mahalleyi
gezerken eşlik ettik. Komşularımızın ikramları oldu. İkram gelince
davete icabet ettiler ve kendileriyle oturduk. Bu konuda Başkan
Hanım’ı ayrıca tebrik ediyorum çünkü ben olsaydım bu kadar çabuk
soğumazdım bazı konulardan ama Başkan Hanım, hiç nezaketini
kaybetmeden, gelip misafirimiz oldu. Daha sonra birlikte kahve
içip, sohbet etme fırsatımız oldu, güzel bir iletişim yakaladık. O
benim belediye başkanım her şeyden önce. Biz nasıl ki Nevzat
Başkan’ın her programına katıldık, icabet ettik, şimdi Fatma
Başkan’ın da her programına, davetine katılmaya çalışıyorum
vaktimin yettiği kadarıyla. Bizim muhtar olarak kişisel bir tutum
sergilemememiz lazım.
“BENİ NEDEN AFFETTİĞİNİN YANITINI FATMA HANIM VEREBİLİR”
Beni neden affettiğinin cevabını sadece Fatma Hanım verebilir. Bu
konu hakkında bir yorum yapma hakkım yoktur. Kendisi hem bir siyasi
partinin mensubu hem de bir belediye başkanı. Ben siyasetin hiçbir
zaman kimseyi kaybetme lüksü olmadığına inanıyorum. Siyaset, insan
kazanma sanatı olmalıdır. Bana göre Başkan Hanım doğru bir adım
attı. Biz o gün atılan iftira konusunda yanlış yaptığımızı kabul
ediyoruz. O gün ki şartlar doğrultusunda belki de üzerimizdeki
siyasi baskının etkisinden heyecanımıza yenildik diyebiliriz.”
“İZMİT BELEDİYESİNE KÖTÜ YAKLAŞMAMIZ İÇİN TELKİNLERDE
BULUNDULAR”
Kabaoğlu Mahalle Muhtarı Ali Akbaş’ın İzmit Belediye Başkanı Fatma
Kaplan Hürriyet’le olan polemik ve barışma sürecinden sonra üyesi
olduğu siyasi partiden istifa ettiği biliniyor. Biz de herkesin
yanıtını merak ettiği “AKP’den neden istifa ettiniz?” sorusunu
sorduk ve Akbaş, yanıtını şu şekilde verdi: “O dönemde İzmit
Belediyesini kaybetmiştik ve siyasi büyüklerimiz zaman zaman İzmit
Belediyesine kötü bir bakış açısıyla yaklaşmamız doğrultusunda bize
telkinlerde bulundular. Daha sonra Fatma Hanım’la aramız
bozulduğunda İzmit Belediyesinden mahallemize hizmet gelmediğinde
de Büyükşehir’e gidip bunu tolere etmelerini istedik ve yardımcı
olmadılar. İşte o zaman burada bir hata olduğunu anladık, bize bazı
telkinleri yapan büyükler, İzmit Belediyesinin gerçekleştirmediği
hizmetler konusunda bize yardımcı olmadılar ve biz de vatandaşa
mahcup olduk. Bu kavgadan dolayı vatandaşın zarar görmeye
başladığını anladığım zaman, bu işin doğru olmadığını anladım
açıkçası.
“AK PARTİ SAHİPSİZ BIRAKTI”
Fatma Hanım o iftira olayından sonra beni arayıp tam olarak, ‘Ali
Akbaş, sen bu şerefsiz, hırsız, tecavüzcü AKP’nin militanlığını
yapıyorsun’ dedi. Bu yaşadığımız olay bütün medya kollarında
yayımlandı ve herkesin önüne serildi. Ona rağmen Ak Parti siyasi
kanalından hiçbir yetkili cevap vermedi. Bunun üzerine ben sahipsiz
kaldığımı hissettim. O gün ki süreçte bir tek Ak Parti meclis üyesi
Muharrem Tutuş ve eski ilçe başkanı Hasan Ayaz’dan dostane birer
telefon geldi. Onun dışında ne ilçe teşkilatından ne il
başkanlığından ne de Büyükşehir’den herhangi bir destek gelmedi. Bu
benim kırılma noktam oldu ve ondan sonra da İzmit Belediyesi,
mahallemdeki hizmetleri aksatınca bunları Büyükşehir’den talep
ettim, o konuda da çözüm için yardımcı olmadılar bu da ikinci
kırılma noktamdı. Her şeyin dışında Başkan Hanım’ın o kurduğu
cümlede benim şahsıma ait hakaretvari bir kelime gerçekten yoktu.
Sadece savunduğum siyasi ideolojinin yanlışlarını saydı orada. Ak
Parti’nin bu cümleye karşı sessiz kalmasının takdiri
kendilerinindir ama sükut ikrardan gelir der büyüklerimiz. Bu da
benim başka bir kırılma noktam oldu. Savunduğum siyasi partinin
beni böyle bir ortamda yalnız bırakması beni üzdü. Ben de buna
tepki olarak gittim ve kendi hür irademle siyasi partiden istifamı
verdim. Şu an da hiçbir siyasi partiye üye değilim, kolay kolay
olmayı da düşünmüyorum.”
“ESKİDEN DE AK PARTİ’Yİ KIZDIRACAK PAYLAŞIMLARIM OLUYORDU”
“Bir zamanlar paylaşımlarınızla CHP’lileri kızdırıyordunuz, şimdi
ise AKP’lileri kızdırıyorsunuz, bu değişim nasıl gerçekleşti?”
sorusunu sorduğumuz Akbaş, “Ben 2014-2019 arasında en büyük
mücadeleyi çöp fabrikasından dolayı dönemin Kocaeli Büyükşehir
Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’na karşı verdim. O noktada
da belki Ak Partililer bize kızdı ama davamızda haklıydık. Ben o
günkü şartlarda Ak Parti’de siyasetin içinde olan birisiydim. Ben
kendi siyasi ideolojimin belediye başkanına her aşamada karşı
geldim. Tahir Başkan da o günlerde Genel Sekreter’di, kendisi de
konuya muhataptır, şahittir. Biz o günlerde çöp fabrikası Umuttepe
Bölgesi’ne yapılmasın diye karşılarında durduk. Yani bu yeni bir
şey değil, eskiden de Ak Parti’yi kızdıracak paylaşımlarım
oluyordu. Bu kesinlikle yeni bir şey değil, hatta daha çok
oluyordu. Bir partiyi sevmek her şeyini kabul etmek değildir.
Herkesin aklı var, aklımızı kullanmamız gerekiyor bazı noktalarda,
bizim derdimiz bu” diye cevap verdi.
“İBRAHİM EFE’YE İNSANİ OLARAK HAKSIZLIK EDİLDİ”
“Tavşantepe Mahalle Muhtarı İbrahim Efe’nin işten çıkarılmasına
tepki gösteren isimlerden biri de sizdiniz. Bu tavrınız sürüyor mu,
Efe’ye haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?” diye sorduğumuz
Akbaş sorumuza, “Benim İbrahim Efe’yle yaklaşık kırk yıllık bir
geçmişim var. Kırk yıl insan hayatında uzun bir dönemdir. İbrahim,
İzmit Belediyesinde çalışan ve oradan ekmek yiyen bir
arkadaşımızdı. Her şeyden önce ekmek kavgasıdır deriz buna biz.
Onun işten çıkarılması beni de üzdü. Sonuçta insanlar da çalışarak,
evine ekmek götürüyor. Para kazandığınız bir kurumun, sizle
ilişiğinin kesilmesi demek ekmek kapınızın kapandığı anlamına
gelir. O gün ki şartlarda belediye başkanının yaptığı şeyin ne
kadar doğru olduğu kendisini bağlar. Ben bu konuyla alakalı şu an
da bir yorum yapamam ama evet beni de o zamanlar vicdani olarak
rahatsız etmişti. Tepkimi gösterdim, göstermem gerekiyordu. Bu
İbrahim Efe değil, başkası birisi de olsa yine aynı tepkiyi
verirdim. İnsani olarak baktığımızda, evet ortada bir haksızlık
var. Benim kişisel fikrimce yapılan şey doğru değildi. Fakat siyasi
otorite kendi doğrusunu yapmıştır, bu nokta da yorum yapma hakkına
sahip değiliz” şeklinde bir cevap verdi.
“İKİ MUHTAR ARKADAŞIMIZIN İŞE ALINMASI BENİ MUTLU ETTİ”
Tavşantepe Mahalle Muhtarı İbrahim Efe’nin İzmit Belediyesindeki
işinden çıkarılmasına tepki gösterenlerden biri olduğu bilinen ve
hala bu durumu insani olarak doğru bulmadığını söyleyen Ali Akbaş,
“İbrahim Efe işten çıkarıldı ancak sonrasında başka muhtarlar işe
alındı, bu durum Efe için alınan tavırla çelişiyor mu?” sorusuna şu
yanıtı verdi: “Bu duruma iki taraftan bakmak lazım. İki muhtar
arkadaşımızın işe girmesi beni mutlu etmiştir. Bana göre bu iki
muhtarın işe alınması belediye başkanlığında artı yazacak bir
olaydır çünkü siyaset yaptığı işlerden nemalanmak ister. Hele
ikisinden birisi bu şehrin en büyük mahallelerinden biri olan
Yeşilova Mahallesi muhtarıdır. Bu muhtar arkadaşımızın işe alınması
siyasi açıdan doğrudur. Kaldı ki Büyükşehir Belediyesi de bir sürü
muhtarımızı işe almıştır. İzmit Belediyesinin bir muhtarı işten
çıkarıp, iki tane muhtarı işe almasının değerlendirmesini Sayın
Başkan bilir, bunun değerlendirmesini ben yapamam. Bazen şartlar
öyle bir noktaya getirir ki insanı, yaşamınızı sürdürmeniz için
kangren olan kısmı kesip atmanız gerekir. İbrahim’in çalışma
şartlarını daha öncesinden biliyorum. Evet, kart basmazdı ama
geçmiş dönem belediye başkanlarının izni doğrultusunda bunu
yapardı. Belki de çalışma şartlarının paylaşımlarını başkanla direk
yapamadılar. Bunun için bir ortam olmamıştır veya belki de bir
seçimin akabine denk geldiği için böyle bir ortam olmamıştır. Tüm
bunlar konuşularak aşılabilirdi, ben böyle olduğunu
düşünüyorum.”