Güngör Arslan cinayetinde yeni gelişme
Kocaeli'de bir internet haber sitesinin imtiyaz sahibi Güngör Arslan'ın öldürülmesine ilişkin 14 şüpheli hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada sanıklar, Güngör Arslan'ı korkutmak amacıyla hareket ettiklerini, öldürme amacıyla hareket etmediklerini söyleyerek tahliyelerini istedi. Mahkeme heyeti tutuklu bulunan 10 sanıktan 4'ünün tahliyesine karar verdi.
Kocaeli’de Ses Kocaeli Gazetesi imtiyaz sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022 tarihinde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetti. Arslan'ı öldüren Ramazan Özkan, olaydan birkaç saat sonra yakalanarak tutuklandı. Yürütülen soruşturmada gözaltına alınan Burhan Polat, Can Yılmaz, Emrah Yıldırım, Ersin Kurt, Ferhat Yıldırım, Hasan Emre Çelik, Özgür Taşkıran, Kadir Yıldırım ve Ramiz Saatçi isimli toplam 10 şahıs çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanırken, A.Y., E.T., E.Y. ve Y.B.'nin tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Verilen ilk ifadede sanıklar Güngör Arslan’ın Ersin Kurt ve onun kullanmakta olduğu araç hakkında haber yaptığını, haberin altına aracı kullanan kişilerin 'torbacı', 'hapçı' olduğu gibi yorumlar yapıldığını, bu sebeple olayın gerçekleştiği ifade edildi.
"CAMLARINI KIRIP, GAZETEYE ZARAR VERİP,
YAKACAKTIK"
Olayla ilgili davanın ilk celsesi yoğunluk sebebiyle Kandıra Ceza
İnfaz Kurumları yerleşkesi içerisinde bulunan duruşma salonunda
görüldü. Duruşmaya taraf avukatları, öldürülen Güngör Arslan'ın
ailesi, tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı. İlk olarak konuşan
sanık Ramazan Özkan, "Kasten adam öldürme suçunu kabul etmiyorum.
Olaydan 10-15 gün kadar önce tutuklu sanıklar Burhan Polat, Hasan
Emre Çelik ve Ferhat Yıldırım ile birlikte otururken haber altında
yer alan yorumlar hakkında konuşuldu. Burhan Polat çok sinirlenerek
'Buna zarar vermemiz gerekiyor' dedi. Ben de kendisinin denetimli
serbestliği olması sebebiyle 'Benim arkadaşlarım var onlara
yaptırırız' dedim. Camlarını kırıp, gazeteye zarar verip,
yakacaktık. İstanbul’dan iki arkadaşım geldi ancak gazetenin
camları kırılmayınca olayı gerçekleştiremedik. Hatta Burhan Polat
bana 'Sen sakın karışma, o çocuklar yapsın' dedi. O çocuklara da
bunun karşılığında para verecektik" diye konuştu.
"AYAKLARINA SIKARIM DİYE DÜŞÜNDÜM"
Ramazan Özkan ifadesinin devamında, "Olay günü Ferhat Yıldırım beni
aradı. Ferhat bana, çocukların işi becerememesi sebebiyle Burhan'ın
çok kızdığını söyledi. Ben de Güngör'ü korkutmak için 'Tamam ben
yaparım' dedim. Fakat kendisi gazeteci olduğu için silah almamız
gerektiğini söyledim. Bunun üzerine birlikte Ramiz Saatçi’nin
yanına giderek silah aldık. Birlikte gazetenin yakınlarında indik.
İnerken en kötü ayaklarına sıkarım diye düşündüm. Sonrasında da bu
olay gerçekleşti. Olayın ardından da Ferhat Yıldırım’ı aradım,
vurduğumu söyledim. Bana kızınca da gidip teslim oldum" dedi.
" RAMAZAN’A GAZETE BİNASINI KUNDAKLAMASINI
İSTEDİ"
Tasarlayarak kasten adam öldürme suçuna yardım ve yataklık suçundan
tutuklu bulunan Ferhat Yıldırım ise ifadesinde üzerine atılı
suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Olaydan 15 gün kadar önce
hep birlikte oturuyorduk. Burhan Polat haberin altına gelen
yorumlara çok kızdı, öfkelendi. Ramazan’a gazete binasını
kundaklamasını istedi, o da kabul etti. 3-4 gün sonra gazetenin
camına taş atmışlar ancak kıramamışlar. Ondan sonra da Ramazan bir
şey yapmadı. Olay günü Hasan Emre Çelik beni aradı onun iş yerine
gittiğimizde Burhan Polat da oradaydı. Burhan, Hasan Emre’ye kızdı.
‘Bir işi beceremediniz. Ramazan’a sor yapacaksa yapsın,
yapmayacaksa haber versin’ dedi. Bunun üzerine de Ramazan’ı arayıp
onun olduğu eve gittik. Hasan Emre olanları Ramazan’a anlatınca o
da 'Ne istiyorsanız yaparım. Ben gideyim tehdit edeyim, gözünü
korkutayım' dedi ve silah istedi. Ramazan'ı da alarak olay yerine
yakın bir noktaya bıraktık. Olaydan sonra Burhan ile görüştük,
hatta bize bayağı kızdı" şeklinde konuştu.
"OLAYLARIN BU NOKTAYA GELECEĞİNİ HİÇ TAHMİN ETMEMİŞTİK.
TALİMATI VEREN KİŞİ BURHAN POLAT’TIR"
Tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım suçundan tutuklu bulunan
Hasan Emre Çelik, "Evde hep birlikte otururken yorum konusu açıldı.
Burhan Polat, haberin altına gelen yorumlara çok kızmıştı, 'Buna
bir gözdağı vermeyelim mi’ diye sordu. Ramazan da bunu kabul etti.
Ramazan’ın talebi üzerine de silah bulduk. Olaydan sonra Ramazan
bizi arayıp 'Vurdum' deyince ona kızdım. 'Biz sana vur mu dedik'
deyince bize kızgınlığından ilk ifadesinde bizi suçladı. Burhan da
yine bize kızarak ‘Ben size öldürün mü dedim' dedi. Bunun üzerine
avukat Ersin Kurt’un yanına gittik ve avukatımız olmasını istedik.
Ancak kendisi bu dosyada isminin geçtiğini söyleyerek bunu kabul
etmedi. Olayların bu noktaya geleceğini hiç tahmin etmemiştik.
Talimatı veren kişi de Burhan Polat’tır. Burhan Polat haberin
altına yapılan yorumları kendi üzerine aldı. Burhan ayrıca bize
eski kız arkadaşına Güngör Arslan tarafından şarap ve çiçek
gönderdiğini söylemişti. Bu sebeple ben sadece silah temin ettim,
pişmanım" ifadelerini kullandı.
"GÜNGÖR ARSLAN’IN KIŞKIRTICI VE YALAN HABERLER YAPTIĞINI
BİLİYORDUM"
Tasarlayarak adam öldürme suçuna azmettirme suçundan tutuklu
bulunan Burhan Polat, "Şahsen Güngör Arslan’ı tanımam. Bunları
ailesinden özür dileyerek söylüyorum ama kendisinin kışkırtıcı ve
yalan haberler yaptığını biliyordum. Güngör Arslan, Ersin Kurt ve
onun kullanmakta olduğu araç hakkında haber yaptı. Haberin altına
aracı kullanan kişilerin torbacı, hapçı olduğu gibi yorumlar
yapıldı. Arabayı ben de kullandığım için yapılan yorumları üzerime
aldım ve gücüme gitti. Bunun üzerine avukat İbrahim ile görüşerek
şikayetçi olacağımı söyledim. Avukat, Güngör'ün de bana dava
açacağını söyleyince şikayetten vazgeçtim. Fakat sürekli olarak o
yorumlar bana atılmaya başlanınca merak edip Güngör Arslan’ı
araştırmaya başladım. Ortak bir kişiden onun kendi yaşından çok
küçük kişilere şarap ve çiçek gönderdiğini öğrendim. Kim olduğunu
sorduğumda da Tuğba U. olduğunu söyledi. Ben de Tuğba U.'yu
tanıyorum. Sonrasında evde otururken yeniden bir haber yapıldı ve
altına yine birçok yorum geldi. Hatta Hasan’a 'sen de yorum yap'
dedim. Fakat Hasan’ın yaptığı yorumlar onaylanmadı" dedi.
"RAMAZAN’A SÖYLEYİN YAPACAKSA YAPSIN, YAPMAYACAKSA
BIRAKSIN"
Çok sinirlendiğini ve Arslan'ı dövmek istediğini arkadaşlarına
söylediğini ifade eden Burhan Polat, "Ben kimsenin ayakçısı falan
değilim, ben iş insanıyım. Arkadaşlarım bana, 'senin denetimli
serbestliğin var' dedi. Bunun üzerine Ramazan bana, ‘Benim
arkadaşlarım var, onlar yapar’ dedi. Bana da mantıklı geldi. En son
'Yapalım' dedim. Ramazan'a, 'Sen karışma, onlar yapsın, başını
belaya sokma' dedim. Fakat Ramazan'ın arkadaşları gazetenin camını
kıramadılar ve olayı gerçekleştiremediler. Olay günü gazeteyi
yakamadıkları için Ferhat ile tartıştık. Hatta 'Ramazan’a söyleyin
yapacaksa yapsın, yapmayacaksa bıraksın' dedim. Sonrasında kız
arkadaşım ile buluşmak için Körfez’e gittim. Beni arayarak Güngör
Arslan’ın yaralandığını söylediler. Keşke böyle olmasaydı. Ben araç
alım satım işi yaparım, geri dönüşüm fabrikam var. Ben ne kimseden
talimat aldım ne de kimseye talimat verdim. Tahliyemi istiyorum"
diye konuştu.
"BİLDİĞİM VE YAPTIĞIM BİR ŞEY YOKTUR, BERAATİMİ
İSTİYORUM"
Yardım etme suçundan tutuklu bulunan Emrah Yıldırım ise
savunmasında "Haber sitesinde olayı öğrendim, sanık Ramazan yıllar
önce benimle birlikte çalışmıştı bu sebeple kendisini tanırım.
Ramazan'ın annesini arayarak geçmiş olsun' dedim. Başka bildiğim ve
yaptığım bir şey yoktur, beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu.
"OLAYIN OLDUĞU GÜN HASAN EMRE BENİ ARADI VE SİLAH
İSTEDİ"
Olayda kullanılan silahı sattığı belirlenen ve tasarlayarak kasten
adam öldürme suçuna yardımdan tutuklu bulunan sanık Ramiz Saatçi,
"Olayın olduğu gün Hasan Emre beni aradı ve silah istedi. Ölen
arkadaşımdan kalan bir silahım vardı. Daha önce kahvede otururken
kredi borcum sebebiyle paraya ihtiyacım olduğunu ve silahımı satmak
istediğimi söylemiştim. Silahı gelip aldılar ancak kendilerinden
para almadım" ifadelerini kullandı.
"GÜNGÖR ARSLAN İLE ARAMIZDA BUGÜNE KADAR HİÇBİR HUSUMET
OLMADI"
Tasarlayarak kasten adam öldürme suçuna azmettirme suçundan
yargılanan ve suçlamaları kabul etmeyen Ersin Kurt, "Haberim bile
olmadığı suçtan dolayı uzun süredir tutukluyum. Çok uzun yıllardır
avukatlık yapan birisi olarak hiçbir zaman şiddet uygulamadım ve
şiddeti tasvip etmedim. Şu an ise çok ağır bir ithamla
yargılanmaktayım. Güngör Arslan ile aramızda bugüne kadar hiçbir
husumet olmadı. Haberler incelendiğinde de infial oluşturmadığı
ortadadır. Haberler sebebiyle kendisine öfke duymadım. Hatta bana
atılan haberlerin linklerine gülücük ya da kısa cevaplar verdiğim
de ortadadır. Fakat haberin altına atılan yorumların büyük
çoğunluğu çok çirkin ifadelerdi" dedi.
"GÜNGÖR ARSLAN’IN BANA KARŞI HUSUMETİ OLMADIĞINI
BİLİYORDUM"
Haberin içeriğinin engellenmesi için dava açtığını söyleyen Kurt,
"En çok yorumların kaldırılması için dava açılmasını istedim.
Yapılan başvuruda mahkeme haklılığımızı gördü ve haberin altındaki
yorumların kaldırılmasına karar verdi. Haberden bu kadar ciddi
rahatsız olsam dosyayı kendim hazırlardım ama ben hazırlamadım.
Güngör Arslan’ın bana karşı husumeti olmadığını biliyordum, ortak
arkadaşımız Tahsin Keskin de bana bunu söylemişti. Zaten ben
hayatımın hiçbir noktasında kimseye talimat vermedim. Burhan Polat
çok eski müvekkillerimden biridir. Söz konusu araçla bir yıldır bir
yere gittiğimi bile hatırlamıyorum. Aracın kilometresi çok gittiği
için satması için Burhan Polat’a verdik" şeklinde konuştu.
"DOSYADA HAKKIMDA TEK BİR DELİL BİLE YOKTUR. TAMAMEN KURGU
YAPILMIŞTIR"
Konuşmasını sürdüren Ersin Kurt, "Olaydan sonra Özgür ısrarla beni
aradı anlamsız mesajlar atmaya başladı. Özgür bana, Ferhat ile
Hasan Emre’nin Gölcük’te olduğunu ve konuşmamı istedi. Ben de
gönülsüz bile olsa onların yanlarına giderek teslim olmaları
gerektiğini söyledim. Benim onun avukatlığımı yapamayacağımı
söyledim. Neler yapması gerektiklerini anlattım. Zaten onlar teslim
olur olmaz da benim ofisimde arama yapıldı. Aleyhimde dosyada algı
oluşturulmaya çalışmıştır. Dosyada hakkımda tek bir delil bile
yoktur. Tamamen kurgu yapılmıştır, birçok şey de hukuksuz olarak
elde edilmiştir. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini
kullandı.
"BİR ŞEYDEN HABERİM YOKTU"
Suçluyu kayırma suçundan tutuklu bulunan Can Yılmaz da hakkındaki
suçlamaları kabul etmeyerek, "Bir sabah kapım çaldı. Ferhat'ın
gelip yardım istemesi üzerine 6.5 aydır tutukluyum. Ferhat'ı ve
yanındaki şahsı alıp gideceği yere bıraktım. Yaşanan olayı oyun
salonunda konuşulurken duydum. Bir şeyden haberim yoktu" dedi.
"OLAYLA ALAKAM YOKTUR"
Suçluyu kayırma suçundan tutuklu bulunan Kadir Yıldırım ise
ifadesinde, "Olay günü Burhan Polat'ın beni arayarak çalıştığım
yerde yer ayırmamı ve gece kız arkadaşı ile geleceğini söyledi.
Gece saatlerinde gelmeyince ben onu tekrar aradım ama açmadı.
İlerleyen saatlerde Ersin Kurt gelerek çalıştığım mekanda eğlendi.
Alkollü olduğu için kendisini eve bırakmamı söyledi. Ben de orada
böyle şeylerden bahşiş aldığım için kabul ettim. Kendisini önce
ofisine sonra evine bıraktım. Olayla alakam yoktur" diye
konuştu.
"HASAN EMRE ÇELİK BENİM KAPIMI ÇALMASA BEN BURADA
OLMAYACAKTIM"
Tutuklu bulunan Özgür Taşkıran hakkındaki iddiaları kabul
etmeyerek, "Ben suçluyu kayırmadım. Emniyet bana ne dediyse yaptım.
Hasan Emre Çelik evime geldi. 'Babamla sorunlarım var' deyince eve
aldım. İçeride bana olayları anlattı. 'Güngör Arslan olayını
biliyor musun? Teslim olmak istiyorum. Ersin Kurt diye bir avukat
varmış, onunla görüşelim' dedi. Ersin ile görüştüğümüzde yardım
edemeyeceğini kendi adının da olayda geçtiğini söyledi. Hasan Emre
Çelik benim kapımı çalmasa ben burada olmayacaktım. Buradaki
şahıslardan hiçbirini tanımam. Hasan Emre Çelik mahallemin
çocuğudur. Ersin Kurt da avukattır. Burada en büyük mağduriyet
yaşayan benim. Emniyette bana ne sordularsa söyledim, tahliyemi
istiyorum" şeklinde konuştu.
"BU CİNAYETİN ARKASINDA BAŞKA İNSANLAR DA VAR"
Sanıklardan şikayetçi olan Güngör Arslan'ın eşi Suna Arslan ise, "O
sabah Güngör'de bir tedirginlik yoktu. Olay yaşandıktan sonra 7
aydır bir kurgu olduğuna inanıyoruz. Ersin Kurt'u tanımıyorum diye
başlayıp bir yerde Ersin Kurt'la birileriyle bir araya geliyorlar.
21 yaşında bir katilin eline silah verip bu insanı öldür
diyorsunuz. 2. gününde cinayetin bir kadın yüzünden olduğunu
söylüyorsunuz. Sanıklar birbirini tanıyor. Kadın üzerinden olduğunu
söylüyor. Gazeteci kadın yüzünden öldürüldü diye algı
oluşturuluyor. Güngör Arslan sadece bir gazeteciydi. Bu kentteki
tüm ilişikleri yazardı. Bu bir gazeteci cinayeti. Arkasında başka
insanlar da var. Bu sadece Ersin Kurt değil. En azından bu sefer
adil bir yargılama bekliyorum" ifadelerini kullandı.
" BABAMA SENİN KATİLİN BU DEMEK İSTİYORUM"
Güngör Arslan'ın kızı Nazlıcan Arslan da şikayetçi olduğunu
belirterek, "Ben sadece 2 şey istiyorum. 7 aydır her sabah işe
giderken mezarına uğradığım babama senin katilin bu demek
istiyorum. Burada bulunamayan kardeşime 'Baban yok çünkü sebebi bu
demek istiyorum" dedi.
" ARSLAN'LA KONUŞTUKTAN SONRA AYAĞA KALKTI VE BELİNDEN
SİLAHINI ALDI"
Saldırının gerçekleştiği gazetenin çalışanı Tuana Yılmaz tanık
olarak dinlendi. Olay anını anlatan Tuana Yılmaz, "Hafta sonu
olduğu için temizlik yapıyorduk. İçeriye siyah maskeli, kapüşonlu
kendini gizlemiş biri geldi. Ramazan Özkan olan bu şahıs haber
yaptırmak istediğini söyledi. Ramazan Özkan'ı alıp yanına götürdüm.
İşe girdiğimin 3. günüydü. Bu yüzden bu haberi bana vereceğini
biliyordum. Bu sebeple merdivenlerde konuşmalarını dinledim.
Ramazan Özkan Güngör Arslan'la kısa bir süre konuştuktan sonra
ayağa kalktı ve belinden silahını aldı. Silahı gördükten sonra ilk
silah sesi geldi. Ben Zerrin Hanım'ın yanına indim, tuvalete girip
kapıyı kilitledim. Biz oradayken bile silah sesleri geliyordu.
Güngör Arslan'ın 'Yardım edin' dediğini duyduk. Ramazan Özkan'ın
beni de öldürebileceğinden korkarak dışarı çıkamadım. Tuvaletten
çıktığımda her yer kandı. Arslan kanlar içindeydi" diye
konuştu.
"GÜNGÖR ARSLAN BENİ TACİZ ETMEDİ, BURHAN POLAT'I TANIMIYORUM"
Tanık olarak dinlenen Tuğba U. ise, "Olayla ilgili hiçbir şey
bilmiyorum. Sadece Erdal Yıldırım ve Erdal Tilki'yi tanıyorum.
Burhan Polat'ı tanımıyorum. Köpeğim kaybolduğundan Güngör Arslan'ı
arayarak haber yaptırdım. Erdal Yıldırım, Erdal Tilki, Y.B. yanıma
geldiler. Bana Burhan'ı tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımadığımı
söyledim. Güngör'ün beni taciz edip etmediğini sordular, etmediğini
söyledim. Güngör'ün başka kızları taciz ettiğini, korkmamam
gerektiğini, maddi ve manevi destek olacaklarını söylediler. Daha
sonra Güngör Arslan'ın bana çiçek ve şarap gönderip göndermediğini
sordular. Bunu nereden duyduklarına şaşırdım. Gönderdi ama beni
taciz etmedi" ifadelerini kullandı.
4 SANIK TAHLİYE EDİLDİ
Tüm tarafları dinleyen mahkeme heyeti, sanıklardan Özgür Taşkıran,
Can Yılmaz, Kadir Yıldırım ve Emrah Yıldırım'ın tahliye edilmesine
karar verdi. Diğer sanıklar Ramazan Özkan, Burhan Polat, Ersin
Kurt, Ferhat Yıldırım, Hasan Emre Çelik ve Ramiz Saatçi'nin ise
tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı
erteledi.