Siyaset aşkı öldürür mü? Yıldızlı çifti evinin kapılarını açtı
CHP Kocaeli Milletvekili Özgür Harun Yıldızlı ve eşi Betül Yıldızlı siyasetin yoğun temposundan uzaklaşarak, evlerinin kapılarını bizlere açtı. Meclis gündeminden şehrin geleceğine, aile yaşamlarından birbirlerine olan sevgilerine kadar birçok konuda konuştuğumuz bu keyifli sohbet sizlerle
CHP Kocaeli Milletvekili Özgür Harun Yıldızlı ile eşi Betül Yıldızlı siyasetin heyecanlı temposundan uzaklaşarak, evlerinin kapılarını bizlere açtı. Meclis gündeminden şehrin geleceğine, aile yaşamlarından birbirlerine olan destek ve sevgilerine kadar birçok konuda konuştuk. Gerçekleştirdiğimiz bu renkli sohbet, siyasetin insan hayatındaki yeri kadar, sevginin ve anlayışın da önemi üzerine keyifli bir pencere araladı…
Milletvekili olduktan sonra uyandığınız ilk sabah “artık vekilim” dediniz mi? O günkü duygularınızı nasıl tanımlarsınız?
Tabii… Milletvekili olduğumuzda biliyorsunuz ki cumhurbaşkanlığı seçimi de vardı. Milletvekili olduğumuza sevinemedik. İktidar olma hedefimiz vardı. İktidar olamayınca sevinemedik. Harun aynı Harun’du, pek değişiklik olmadı. Sonuç olarak bu görevler gelip geçici. Ayrıca milletvekilliği çok kıymetli bir makam. Bizim özlemimiz iktidar olmayla ilgiliydi ama cumhurbaşkanlığı seçimini alamayınca o sevinci istediğimiz gibi yaşayamadık.
EŞİN YOKSA SEN BİR HİÇSİN
Bu yoğun göreve hazırlanırken sizi çift olarak her yerde el ele gördük. Bağlılığınızı tanımlayacak olsanız hangi kelimeyi seçersiniz?
Eşin yoksa sen bir hiçsin. Bazen kürsüden konuşuyorum arkadaşlar da latife yapıyor bana. Her zaman benim için mutluluk kaynağı. Eşim benim hayat enerjim, doğru kelime bu olabilir.
Milletvekili olduktan sonra şehre olan bakışınız ne yönde değişti? Sorumlulukla birlikte değişikliğe uğrayan duygu ve düşünceleriniz oldu mu?
Tabii milletvekili olmadan önce il başkanıydım. Vekil olunca da devletin vekilisin. Kente dair hoş bir sada bırakmamız lazım. Kent ve ülkeyle ilgili bir iz bırakma duygusu önemliydi ve benim derdim de kentteki ve ülkedeki sorunlarla ilgili sonuç almak. Burada yeri geldiği zaman mücadele, yeri geldiğinde de iletişim çok kıymetli ve önemli. Şehre dair sorumluluk bilinciniz doğal olarak artıyor. Milletvekili olduğunuzda sizden beklenti de çoğalıyor.
Milletvekilliği görevi eşinizle ilişkinize nasıl yansıdı? Beraber olduğunuz zamanlar azaldı mı yoksa tüm yoğunluğa rağmen birlikte vakit geçirebiliyor musunuz?
Açık konuşmak gerekirse ben daha önce de yoğundum. İl başkanıyken de yoğundum. Nerede olduğumuz belli değil. Sürekli hareket halindeyim. Bir şekilde ailemizle de görüşmeye, zaman geçirmeye gayret ediyoruz. Haliyle yoğunluk içinde boşluk yaratmak pek kolay olmuyor.
Şimdi bir de TBMM Grup Amiri oldunuz… Bu size artı bir yoğunluk getirdi mi?
Dediğim gibi zaten yoğundum ve bu kıymetli makamın getirdiği ayrı bir yoğunluk da oldu. Zaman zaman nöbetlerim oluyor. Doğal olarak yeni görevler yüklenmiş oluyorsunuz. Her görev yeni bir sorumluluk demek…
Evinizde vakit geçirmekten keyif aldığınız bir köşeniz var mı?
Bahçeyi çok seviyorum. Orada bir ceviz ağacı var. Onun altında oturmak bana çok keyif veriyor. Çınar ağaçları dikme düşüncem de var. Akşamları bahçede oturmayı, dinlenmeyi seviyorum.
Yıldızlı ailesi olarak misafir ağırlamayı sever misiniz?
Bizim çekirdek ailemiz çok geniş. Hem Betül Hanım hem ben misafiri severiz. Dostlarımızla oturmaktan çok keyif duyarız. Çocuklarımız da misafir ağırlama sürecine keyifle dahil oluyorlar.
Tüm bu yoğun temponun arasında çocuklarla olan dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Betül Hanım biraz daha sorumluluk alıyor diyebilir miyiz?
Betül Yıldızlı: Çocukların basketbol, piyano, bale gibi eğitimleri var. Harun da fırsat buldukça Nazım’ın maçlarına gidiyor. Hafta boyunca genel olarak eğitimleri ve aktiviteleri oluyor. Ben biraz daha ilgileniyorum ister istemez. Harun da fırsat buldukça dahil olmaya gayret ediyor.
Özgür Harun Yıldızlı: Pazartesi ve salı günleri çocukları okula ben götürüyordum. Salı günleri görev icabı artık Meclis’te olmam gerekiyor. Betül sağ olsun günleri doldurdu. Nazım basketbolu çok seviyor. Diğer eğitimleri de devam ediyor. Haliyle Betül’e daha fazla yük biniyor.
Özgür Harun Bey mutfakla aranız nasıl? Yemek yapar mısınız ya da değişik bir şeyler deneme merakınız var mı?
En sevdiğim şey balık yapmak. Balığı yapmayı da yemeyi de çok severim. Mutfakla aram iyidir. Ama eşimin mutfağı çok kuvvetlidir. (Gülüşmeler oluyor)
Özellikle sevdiğiniz ‘favorim’ diyebileceğiniz yemeğiniz hangisi? Sizi çocukluk yıllarınıza götüren bir tat var mı?
Betül Yıldızlı: Ben zeytinyağlıları severim. Peynir tavalaması ise çocukluk yıllarından aşina olduğum ve sevdiğim bir tat. Babaannem bizi öyle beslerdi. Ben de kızım Zeynep’i alıştırdım şimdi.
Özgür Harun Yıldızlı: Çocukluk yıllarında dayım bizi Kocaelispor maçlarına götürürdü. Orada köfte-ekmek yemek çok hoşuma giderdi. Ben evde yapınca da soğan ve maydanoz doğrayıp o anı anımsamak isterim. Kocaelispor, dayım ve köfte ekmek bu üçlemenin yeri bende ayrı. Balığı da es geçemem, çok severim.
Güne başlarken “olmazsa olmaz” dediğiniz bir rutininizden bahseder misiniz?
Betül Yıldızlı: Benim olmazsa olmaz diyebileceğim bir rutinim yok. Uyanır uyanmaz kahve içenlerden değilim.
Özgür Harun Yıldızlı: Ben evden çıkmadan duşumu alırım. Gün sonunda da o yorgunluğu atmak için duş olmazsa olmazım. Aynı şekilde sabah kalktığımda sakal tıraşı olmam gerekli. Biz tıraş, ütülü kıyafet ve boyalı ayakkabının önemli olduğunu öğrenerek büyüdük. Bu benim için hala böyle. Genel rutinim bu şekilde diyebilirim.
“EVDE YOK Kİ SÖZÜ GEÇSİN”
Siyaset aşkı öldürür mü?
Betül Yıldızlı: Harun evlendiğimizden bu yana siyasetin içerisindeydi. Hiçbir işi kenardan yapmaz, direkt içinde olur. O nedenle siyaset, bizim hayatımızın her aşamasında vardı. (Harun Yıldızlı, buna başını sallayarak katılıyor.)
Siyasette baskın birisiniz. Bu baskınlık evde de kendini gösteriyor mu yoksa Betül Hanım’ın mı sözü geçiyor?
Betül Yıldızlı: Evde yok ki sözü geçsin. Evle ilgili işlere karışmaz. (Harun Yıldızlı yüksek sesli bir kahkaha atıyor.)
Özgür Harun Yıldızlı: Zeynep’e ‘Gel kızım dondurma aldım’ diyorum. ‘Annem izin vermiyor’ diye gelmiyor. Annesi izin verince gelebildi. Benim evdeki hakimiyetimi bu örnekten anlayabilirsiniz.
Betül Hanım, eşinizde değiştirmek istediğiniz bir özellik var mı? Yoksa “Olduğu haliyle kabulüm” diyenlerden misiniz?
Betül Yıldızlı: Zaman yönetimi konusunda sorunları var. Ben çok planlı bir insanım ve bu yüzden her şeyin planlı olmasını isterim. Harun bu konuda esnek. (Gülüyor)
Harun Yıldızlı: Yüzde yüz haklı. Bizim hayatımız çok hızlı değişiyor. İnanın bir haftalık program bizim için bir aylık plan gibi. Mesela cuma Artvin’e gitmemiz lazım. Nasıl olacak belli değil. Ben de planlıyım ama planlarım benim dışımda değişiyor.
Tempolu siyaset yaşamı içinde küçük sürprizlere zaman ayırabiliyor musunuz?
Betül Hanım: Bizim için zaman yarattığımız her an özel artık.
ARAÇLARININ PLAKALARI NEDEN 08? NEDENİ ÇOK BAŞKA
ÇIKTI…
Özgür Harun Yıldızlı: Çiçek işi benim işim. Betül Hanım özel günler için çok hassas ve düşüncelidir. Benim araçların plakası 08’dir. Bunu Artvinli olduğum için sanıyorlar. Oysa 8 bizim evlilik yıldönümümüz. Artvinli olduğum için değil yani. Diğer yandan 8 benim uğurlu rakamımdır.
Kentte eşinizle baş başa vakit geçirmeyi seçtiğiniz bir mekân var mı? Özellikle nefes almak için tercih ettiğiniz bir rota ya da?
Betül Hanım: Ben açıkçası çok evciyim. İşimiz bitince hemen eve geliyoruz.
Özgür Harun Yıldızlı: Ben de sakinliği çok seviyorum. Sesli, gürültülü ortamlar bana göre değil. O nedenle zaman olunca hemen evime geliyorum.
KOCAELİ İÇİN NELERİ ÖNCELİYOR?
Kocaeli yaşadığınız kentten ziyade aynı zamanda temsil ettiğiniz bir şehir. Bu sizde nasıl bir his uyandırıyor?
Çok önemli ve ciddi bir sorumluluk. Taşın altına elimizi koymamız, ön almamız gerekiyor. Kocaeli’nin adını mecliste duymayan yok. Maalesef talihsiz ve şanssız bir kent olmuşuz. Kocaeli verdiğini alamamış. Kenti yönetenleri eleştirince de çok bozuluyorlar. Çeyrek asırdır yapamamışsın, eleştireceğim tabii ki. Kocaeli’nin adını sürekli meclis kürsüsünden dile getiriyorum. AKP’li siyasetçilerin yerinde olsam Cumhurbaşkanı ve bakanların kapısında yatarım. Sanayinin başkenti olmasına rağmen ulaşımı kötü. 25 yıldır siz yönetiyorsunuz. Kocaeli elini yüzünü yıkıyorsa Yuvacık’tan su alıyor, ısınıyorsa İZGAZ akla geliyor. Çöp deyince İZAYDAŞ var. Yeni bir şey koyamadılar. Kentle ilgili yapılacak çok şey var. Halk ise icraat bekliyor. En çok vergi veren şehrin çöp, ulaşım, kentsel dönüşüm problemi olmamalı.
Kocaeli için öncelediğiniz konular neler, kısaca bahseder misiniz?
Ulaşım, kentsel dönüşüm ve elektrik. 25 bin konut sözü verdiler 1000 tane yapamadılar. Gelsinler, hep beraber Ulaştırma Bakanı’na gidelim, ben her şeyi isterim; onlar yapmış olsun.
5 yılın sonunda “iz bıraktı” denilen bir milletvekili olmak için sizce neyi başarmış olmanız gerekiyor?
Güney Marmara Otoyolu’nu başlattırırsak bizler için çok önemli. Kentsel dönüşüme yön vermemiz, hızlandırmamız lazım. Ulaşımı çözebilirsek, Kocaeli’yi demir ağlarla örebilirsek ve hava alanını işler hale getirirsek mutlu oluruz.
ÖLECEĞİNİ DÜŞÜNEREK YAŞAYANLARDANIM
Tüm sıfatlar bir yana siz de insansınız ve duygularınız var. Zaman zaman süreci yönetmekte ve duygularınızı kontrol altında tutmakta zorlanıyor musunuz?
Elbette zorlanıyorum. Birçok kıymetli kardeşim cezaevinde. Adaletsizliği görünce çok üzülüyorum. Kul hakkından çok korkarım. Bilmeden birinin hakkı geçerse çok üzülürüm. Öleceğimi düşünerek yaşayanlardanım. İnsanları düşüncelerine göre kategorize etmem. Yanlışa her zaman yanlış derim. Açıkçası adaletsizlikleri görünce çok üzülüyorum. Hak, hukuk ve adalet duygusu çok önemli benim için. Yarın göçüp gideceğiz. Geride hoş bir sada bırakmanın temel ilkesi de adaletli olmaktır.
Özgür Harun ve Betül Yıldızlı çifti ile geçirdiğimiz bu özel zaman siyasetin sadece bir görev değil, aynı zamanda paylaşılan bir yolculuk olduğunu gösterdi. Sevgiyle demlenen bu sohbette yer almak bizim için de oldukça keyifliydi… Onların hayatından, siyaset dışındaki o naif ve güçlü yanlarını görmek bir siyasetçinin ve ailesinin görünmeyen yanlarına ışık tutmak gibiydi.