Özel'den Kılıçdaroğlu’na 'İmamoğlu' yanıtı
CHP lideri Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun sözleri ve İmamoğlu iddianamesine sert tepki göstererek “Siyasallaşmış yargının delilsiz iddianamesi ciddiye alınamaz. CHP, İmamoğlu’nun üzerine beton dökmez” dedi. Özel ayrıca İmralı sürecinde AKP’nin kendilerine gizli ziyaret teklifi getirdiğini açıkladı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Gazetesi'ne gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
-Kemal Bey’in “siyaseten arınma” ve “çözüm sürecinde cesur olma” çıkışını nasıl değerlendirirsiniz?
CHP’de koltuk Atatürk’ten miras olduğu için hem genel başkana hem önceki genel başkanlara yaklaşımın çok özenli olması gerekiyor. Benim şöyle bir tutumum var: Önceki genel başkanların eleştiri hakkı var ama bizim mevcut genel başkan olarak onları eleştirme hakkımız yok. Vefa göstermeliyiz. Meseleye hep öyle yaklaştık. İki yıldır bunun dışında bir tavrımız olmadı. Bugün de bunu terk etme niyetinde değiliz.
Tabii son açıklama parti tabanında ve CHP’ye umut bağlayanlarda ciddi bir tepkiye yol açtı. Bu tepkilerin önünü almakta güçlük çekiyoruz. CHP; çözüm süreci noktasında komisyon fikrinin sahibi, 29 maddelik bir demokratikleşme paketini masaya koydu. Kendisine yapılan bütün saldırılara rağmen, masadan kalkma yönündeki talepleri göğüsledi. İmralı’ya gitme noktasında da tavrını belirlemişken, bu tavrın eleştirilmesi ve partinin tarihini, vicdanını ve siyasi pozisyonunu ortak akılla belirlemişken buna çok kestirmeden bir tepki gösterilmesi partiyi çok üzdü.
Diğer taraftan; biz 19 Mart’ın gelişini çok önceden bir darbe
mekaniği işliyor diye görmüştük. Eskiden siyasi görev yapmış
birisi, özel görevle İstanbul’a gitti. Gittiği günden beri bir
hazırlık yapıyordu. Hakimler, savcılar kararlarıyla konuşur.
İktidar yanlısı gazeteye mülakat verecek kadar siyasallaşmış bir
yargının yazdığı ve hiçbir somut delile dayandıramadığı bir
iddianamenin kıymetlendirilmesi zaten kabul edilemez.
CHP geçmişte de benzer şeyler yaşadı, belediye başkanlarına saldırılar oldu, benzer iddialar oldu.
Bugünkünü kanıt sayarsanız, kanıt sayılabilecek iddialar oldu. O gün yapmadığımızı, bugün 15.5 milyon kişinin cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Ekrem İmamoğlu’na yapacak; onu yalnızlaştıracak, kendi deyimiyle ‘üzerine beton dökecek’ bir işin içinde CHP olmaz. Halkın yüzde 65’i iddianamenin siyasi olduğunu düşünüyor. CHP tabanının yüzde 95’i bunu siyasi görüyor.
Bu şartlar altında iktidar ve onun yargı kolları başkanı olarak nitelendirdiğim kişi çaresiz. Burada iddianameyi kıymetlendirmenin bir anlamı yok. Mazur görülebilecek bir tarafı yok. Görülmemiş bir dava üzerinden arkadaşlarımızı kamuoyu önünde tartışmanın anlamı yok.
Bu iki açıdan mevcut genel başkan olarak zorlandığımı ifade etmeliyim. Ama sakinliğimizi, sağ duyumuzu korumak zorundayız. Sonuçta Kemal Bey’i de arayıp kurultaya davet edeceğim. Ben Kemal Bey’in bu açıklamasının parti tarihinde bir istisna olarak kalmasını ümit ediyorum. Bunun için üzerime düşen bir şey varsa yapacağım. Kendisini kurultaya da davet edeceğim.
-Seçildiğim günden bu yana parti için anlamlı her güne, toplantıya bütün genel başkanlarımızı bizzat cep telefonundan arayıp davet ettim. Önceki genel başkanların hep bir arada, bir istişare heyeti gibi olmasını çok arzu ettim. Altan Bey’in vefatına kadar, Hikmet Bey, Murat Bey’le bunu yapıyorduk.
-Hatta tüzük konusunda bir madde onlarla bir toplantıda olgunlaştı. Mevcut genel başkan imza toplamaz. Talebi halinde adaydır. Neden? Çünkü mevcut başkan 1200 imza topluyordu, diğer adaylara imza kalmıyordu.
-Bu da tartışma yaratıyordu. İlk kez bu kurultayda imza toplamıyoruz. Mevcut başkan talebi halinde aday olur, diğer adaylara toplayabilecekleri 1300 imzalık bir alan kalır. Şu an delege üstünde hiçbir baskı yok.
‘FOTOĞRAF-VİDEO OLMAYACAK'
- Komisyonun İmralı ziyareti önce duyurulmadı. Sonra akşam
saatlerinde bir açıklama yapıldı. AKP’li Hüseyin Yayman önce
gittiğini kabul etmedi. MHP’nin daha çok sahiplendiği, AKP’nin
biraz daha açıklamaktan kaçındığı bir süreç oldu. Siz bu tutumları
nasıl değerlendirirsiniz?
Samimiyetsiz bir tutum. AKP zaten ilk günden beri derenin boyunu MHP’ye ölçtürerek tamamen bu işi bir siyasi rant ve risk alanı olarak yönetiyor. Bize bazı eleştiriler yapıyor ama hiç olmazsa CHP’nin tutumu net ve samimidir. Biz komisyona girdik, katkı irademizi ortaya koyduk. Koymaya devam ediyoruz. İmralı ziyareti noktasında bize oy verenlerin, tabanımızın, halkın beklentileri doğrultusunda kararımızı tarih önünde kayda geçirdik. Savunduk. DEM tabanının DEM’den beklentisi ile CHP’ye oy verenlerin CHP’den beklentisi arasında bir fark olmasının herkes tarafından anlayışla karşılaması lazım.
AKP tavşana kaç, tazıya tut yapa yapa; “Bunu ranta çevirir miyim, riskini MHP’ye taşıtabilir miyim?” hesapları içinde bir süreç yapıyor. Şimdi adaya gidildi, fotoğraf vermeye utanıyoruz. Video olmasın, tutanak olmasın. Biz daha kararımızı vermeden önce AKP’de etkili bir isim bize “Siz de gelin adaya. Zaten video olmayacak, fotoğraf olmayacak. Ne gün gidildi, dönüldü belli olmayacak. Koster olmayacak, helikopter olacak. Çünkü gazeteciler bekler orada. Helikopterin kalktığı, indiği belli olmayacak. Gidildikten sonra bir gün sorulacak, ‘O iş yapıldı’ denecek. Hatta istiyorsanız kimin gittiği bile gizli kalabilir, ‘CHP’den biri gitti’ deriz. İlla gelin” dedi. Ben de “Gitmek mi bu o zaman?” dedim. O da “Bu iş böyle olacak” dedi. Bu ziyaretten bizi alıkoyan neyse, AKP de bunu görüyor. Bunun kendince bir maliyet yaratacağını düşünüyor. Üstlenmemek için böyle yapıyor. Komisyonun kamuya açık kısmında da hiç konuşmadılar. “Oylama gizli olsun” dendi. “Oylama yapılmasın” bile dendi.
Siz İmralı’daki tutanakların açıklanmasını istiyor musunuz?
İmralı’daki tutanakların komisyonla aynen paylaşılması lazım. Komisyon üzerinden partiler ne olduğunu öğrenir. Ona göre açıklanıp açıklanmama konusunda tavırlarını belirlerler. İmralı’da gizli kalınması gerekecek ne var, ben bilmek isterim. Eğer gizli kalması gerekecek bir şey yoksa biz de açıklanması yönünde destek veririz.