Mutluluk bağımlılığı: Sürekli iyi hissetme baskısı psikolojimizi bozuyor mu?

Modern toplumda “her zaman mutlu ol” mesajı, hayatın her alanında kendini gösteriyor. Özellikle sosyal medya paylaşımları sürekli pozitif olma beklentisini artırırken; uzmanlar, mutluluk baskısının bireylerde stresin artmasına yol açtığını ifade ediyor

Her gün sosyal medyada karşılaştığımız başarı hikâyeleri ve gülen yüzler bireysel alanlarımızda baskı hissi oluşturabiliyor. Psikoloji literatüründe ‘toksik pozitiflik’ olarak adlandırılan bu durum üzüntü, öfke ve kaygı gibi duyguların ihmal edilmesine zemin hazırlıyor. Sürekli mutlu olma zorunluluğu psikolojik dengeyi bozabiliyor.

Sosyal medyanın mutluluk üzerindeki etkisi

Yapılan araştırmalar, sosyal medyayı aktif olarak kullanan gençlerin sürekli iyi görünme baskısıyla karşı karşıya kaldığına işaret ediyor. Yaşadığı olumsuz duyguyu paylaşmaktan çekinen kişi, çevresinde gördüğü mutluluk standardına göre kendini değerlendiriyor. Bu durum duygusal tükenmişliği tetiklerken yetersizlik hissini de artırıyor. Sosyal medyada mutlu görünme çabası, paralel şekilde mutsuzluğu besleyebiliyor.

Psikolojik dayanıklılığı artırıyor

Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki var olan duyguları bastırmak yerine, onları kabul etmeyi öğrenmek psikolojik dayanıklılığı artırıyor. Uzmanlar mutsuzluk, kaygı ve öfke gibi duyguların ruhsal denge için gerekli olduğunu belirtiyor. Her an iyi hissetme ve mutlu olmak yerine duyguların doğal akışına izin vermek bireyin kendini tanımasını ve stresle daha kolay başa çıkmasını sağlıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber