Terzilik mesleği tehlikede mi? İzmitli usta, çırak özlemi yaşıyor
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde 31 yıldır terzilik yapan Halil İbrahim Öztürk, son 10 yıldır çırak bulamamanın zorluklarıyla karşılaşıyor. 46 yaşındaki usta, mesleğin geleceğinden endişe ederken, değişen müşteri alışkanlıkları ve yükselen fiyatların işini dönüştürdüğünü belirtiyor
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde 31 yıldır terzilik yapan Halil
İbrahim Öztürk, 10 yıldır çırak bulamadığı zanaatın geleceğinden
endişe duyuyor.
İzmit'te 15 yaşında başladığı terzilik mesleğini 25 yıldır kendi
dükkanında sürdüren Halil İbrahim Öztürk (46), son 10 yıldır
mesleği öğretecek bir çırak bulamamanın hüznünü yaşıyor. Müşteri
alışkanlıklarının değiştiğini ve artık dükkanına gelen kıyafetlerin
çoğunun tamir için değil, yeni alınan ürünlerin bedene oturtulması
veya modelinin değiştirilmesi için getirildiğini belirten Öztürk,
zanaatın geleceğinden endişe duyuyor.
"Bu işe gönül veren olmuyor"
Çırak bulmanın neredeyse imkansız hale geldiğini dile getiren Halil
İbrahim Öztürk, şunları söyledi:
"Son 10 yıldır hiç çırağımız olmadı. Eşimle beraber çalışıyoruz.
Ara ara stajyerler geliyor ama onlar da çok sağlıklı olmuyor.
Geliyorlar, günü geçiriyorlar ve gidiyorlar. Hiçbiri kalıcılık
sağlamıyor. Mesleği yapan da olmuyor, bu işe gönül veren de
olmuyor."
"Ürünlerin yüzde 70'i sıfır, tamir sanılıyor"
Toplumda, ekonomik şartlar sebebiyle terzilerdeki tamir işlerinin
arttığı yönünde bir algı olduğunu ancak durumun farklı olduğunu
belirten Öztürk, kendilerine gelen kıyafetlerin büyük bir bölümünün
yeni alınmış ürünler olduğunu söyledi. Müşterilerin artık terzileri
birer "modifiye" merkezi olarak gördüğünü aktaran Öztürk, "Bize
gelen ürünlerin yüzde 60-70'i sıfır ürün. Müşteriler, modifiye
dediğimiz şekilde, eski kıyafetlerini kısaltıp farklı bir modele
çevirerek tekrar giyilmek üzere revize ettirmek istiyor. Fiyatlar
yükseldi, alım gücü düştü ama 'hemen terziye götürelim' diye bir
durum da yok. Kişi alıyor, kolu uzun geliyor, boyu uzun geliyor
veya başka bir sebep oluyor, bize getiriyor" diye konuştu.
"Her ürünün değiştirilebileceği bir sınır var"
Tüketicilerin satın aldıkları ürünleri seçerken daha dikkatli
olmaları gerektiğini belirten Öztürk, "Her ürünün
değiştirilebileceği bir sınır var. Mesela insanlar şalvar model
pantolonu dar paça haline getirmek istiyor ama o zaman kalıp
bozuluyor, ürün keyifli bir hale gelmiyor. Israr edenlere yapıyoruz
ama tavsiye etmiyorum. Aldığı ürünlerin kendi zevklerini
yansıtmasını beklerim. Sonra 'Gel terzi, benim ürünümü şu hale
getir' deniliyor. Evet, bunları yapıyoruz; estetik yapıyoruz, yeni
modeller oluşturuyoruz. Bazen de bizi zorlayan, olmayacak şeyler
talep ediliyor. Onlara bunun olmayacağını söylüyoruz, ısrar
edilirse ücreti karşılığında yapıyoruz" ifadelerini kullandı.