Genel Başkan Kocaeli'de MESEM'e ateş püskürdü!
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Kocaeli'de yaptığı açıklamalarda MESEM uygulamasına dönük sert eleştirilerde bulundu. Irmak, "MESEM'de nitelikli bir meslek eğitiminden bahsedilemez" denildi
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş, çeşitli temaslarda bulunmak üzere bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Kocaeli’de gerçekleştireceğimiz bir dizi etkinlikten oluşan programımıza katılmak üzere Kocaeli’ye geldi. İlk olarak Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi'nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
MESEM'de hayatlarını kaybediyorlar
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, geniş kapsamlı açıklamalarında özetle şunları söyledi: "20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Çocukların hiçbir şekilde korunamadığını görüyoruz. Daha dün bir çocuk işkenceyle hayatını kaybetti. Yine Süleymancılara ait yurtta bir çocuk derin dondurucuya koyuluyor. Bu yıl itibariyle hayatını kaybeden çocuk sayısı 82. Son 10 yılda ise 800 civarında. Birçok çocuğumuz farkı şekillerde istismara uğruyor. Bazı farklılıklardan kaynaklı eğitimden mahrum kalıyor. Kocaeli'de büyük bir yolsuzlukla anılan MESEM'de hayatlarını kaybediyorlar.
Nitelikli bir eğitimden bahsedilemez
MESEM uygulamalarıyla 7., 8. sınıflara kadar çocuklar ölüm çarkına sürükleniyor. Bu Milli Eğitim eliyle yapılıyor. MESEM'de nitelikli bir meslek eğitiminden bahsedilemez. Bir gün okulda 4 gün sanayidesiniz. Okul iklimi ve kültüründen kopuyor çocuklar. Herhangi bir kontrolden muaflar. Okul iklim ve kültüründen kopuyorlar. Çocuk yaşta evlilikler trajik.
Bütçe görüşmelerinde eğitimin payı
Mecliste bütçe görüşmeleri başladı. Eğitim emekçilerinin sorunlarını çözecek bir bütçe var mıdır? Verilere bakınca; mesela ilkokulda OECD ülkeleri ile aramızda uçurumlar var. Bütçe çocukları korumaya yönelik olmadığı gibi eğitim emekçilerini de yok saymıyor. Şimdi eğitim emekçileri ücretli, sözleşmeli, atanmayan öğretmenler, özel sektörde güvencesiz öğretmenler var. Bu bütçe eğitim emekçilerinin bu sorunlarını da çözmüyor. Aslan payını Milli Eğitim bütçesi aldı deniliyor. Ocak ayındaki zamla beraber bir eğitim emekçisinin alacağı maaş 52 bin TL. İstanbul'da Bahçelievler örneğin 40 bin TL kiralık evler var. Öğretmenler, öğrencilerle ortak ev tutuyor. Kocaeli'de de yeni atanmış öğretmen aynı gerçekle yüzleşiyor.
Her 4 öğrenciden 1'i aç
Eğitim-Sen kamusal eğitimi savunuyor. Her 4 çocuktan biri okulda gününü aç geçiriyor. Tuvalet musluklarından su içiyorlar. Eşitsizliklerin yaşandığı bir yerde çocuk suça yönelebiliyor, başkalarına kin besleyebiliyor, şiddete yöneliyor. Biz hem eğitim emekçilerinin hem de eğitimden eşit yararlanması gereken çocuklar için mücadele ediyoruz. Kocaeli'den vereceğimiz mesaj; çocukların yaşam hakkı, eğitim hakkı, onları her türlü tehdit ve tacizden korunması için mücadelemiz sürecek.
Ara eleman ihtiyacı sanayide çocuk çalıştırarak sağlanmaz
MESEM konusunda biz sahadan yaptığımız tespitleri bakanlığa ve iktidarın birimlerine iletiyoruz. Adım atması gereken iktidardır. Biz önemsiyoruz. Eğitim-Sen sadece kendi üyelerinin hakkı için mücadele eden bir sendika değil. Bu ülkede çok farklı inanç ve kimlikler var. Bundan dolayı da çocuklar haklarını kullanamıyor. Her yapının kendi anadilinde eğitimi savunuyoruz. Meslek liselerinin kampüsleri genişletilerek bu uygulamalı eğitimlerin buralarda geliştirilmesi gerekiyor. Evet bir ara eleman ihtiyacı varsa bu sanayide çocuk çalıştırarak sağlıyorlarsa burada meslek eğitiminde bahsedemeyiz. Bakanın açıklamasından bu ortaya çıkıyor. Bu çok talihsiz bir açıklama."
2 milyona yakın MESEM öğrencisi var
Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş ise, "2025'te 144 bin iş yerinde denetlemede 25 bin iş yerine MESEM öğrencilerinin çalıştırılamayacağına dair bildirim yapılmış. Yaklaşık 70-80 bin öğrenci güvencesiz yerlerde çalışmıştır. MESEM'deki öğrencileri sayılarına bakıldığında 2 milyona yakın MESEM öğrencisi var" dedi.
"MESEM'de öğretmenler değil bürokratlar..."
Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Yöneticisi Ömer Furkan Özdemir de MESEM soruşturmasıyla ilgili bir değerlendirme yaparak, "Bir anda sansasyonel bir durum olarak çok sayıda öğretmen açığa alınmıştı. Görevlerine iade edilmişti. Burada öğretmenlerin yerine bürokratların sorgulanması gerekiyor. Buradaki asıl yolsuzluk, kamu kaynaklarının sermayeye transferiydi. Bu yolsuzluğu kapatmak için özverili şekilde görevlerini yerine getirmeye çalışan öğretmenlerin sırtına yüklenmeye çalışıldı" dedi.