Dilovası’nda yanan işyeri önünde açıklama yaptılar
Dilovası'nda meydana gelen yangında hayatını kaybeden 6 çalışanın cenazeleri bugün kaldırılırken TMMOB, İSG Meclisi ve Kocaeli Tabip Odası tarafından yaşanan olayla ilgili olarak basın açıklaması yapıldı
Dilovası Mimar Sinan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi üzerinde bulunan bir parfüm fabrikasında dün sabah saatlerinde bir patlama meydana geldi. Meydana gelen patlama sonrası yangın çıktı. Çıkan yangında 6 kişi hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybedenlerin cenazeleri bugün kaldırırken TMMOB, İSG Meclisi ve Kocaeli Tabip Odası tarafından basın açıklaması yapıldı. Yapılan basın açıklamasında, “8 Kasım 2025 saat 09.00 sularında Dilovası’nda kurulu Ravive Kozmetik isimli işyerinde meydana gelen patlama ve ardından meydana gelen yangında 3’ü çocuk 6 kadın işçi hayatını kaybetmiş, biri ağır 5 işçi ise yaralanmıştır. Öncelikle hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralıların da bir an önce sağlığına kavuşmasını dileriz. Olay yerinde yaptığımız incelemeler ve işyerinin eski çalışanları ve mahalle halkı ile yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz bilgiler bu katliamın göz göre göre yaşandığını göstermektedir.
“Yangın tesisatının olmadığı görülmüştür”
Yaptığımız incelemelerde ve mahalle sakinleri ve bu işletmede daha önce çalışmış işçiler ile yaptığımız görüşmelerde aşağıdaki uygunsuzlukları gözlemlendi. Yapının yangına dayanımı olmayan poliüretan paneller ile inşa edildiği. Yapının konutların arasına ve konutları tehlikeye sokacak kadar yakın inşa edildiği, yakınındaki bazı binaların camlarının kırıldığı bir binanın ise çatısının yandığı görülmüştür. İşletmenin yaklaşık 50 metre uzağında akaryakıt istasyonu olduğu görülmüştür. Tek bir çıkışının olduğu ve ‘Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe’ uygun acil kaçış yol ve çıkışlarının sağlanmadığı, çıkış kapısı önünde, kaçışı zorlaştıracak şekilde malzeme ve ekipmanların bulundurulduğu görülmüştür. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte ‘Toplam alanı 1000 m2’den fazla olan, kolay alevlenici ve parlayıcı madde üretilen veya bulundurulan yapılarda” yağmurlama sistemi zorunlu olmasına rağmen söz konusu binada hiçbir yangın tesisatının olmadığı görülmüştür.
“Sömürünün geldiği boyutunu gösteriyor”
Bina içinde yangın söndürme, algılama ve uyarı sistemlerinin olmadığı, işyerinin faaliyetlerinin ‘İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ne’ göre çok tehlikeli sınıfta yer almasına rağmen çocukların çalıştırıldığı. Çalışanlara yeterli eğitim ve ekipmanın sağlanmadığı öğrenilmiştir. Ayrıca mahalle sakinleri, CİMER’e ve Dilovası Belediyesi’ne işyerini şikâyet etmelerine rağmen işletmenin çalışmaya devam ettiğini dile getiriyor. Güvencesiz ve kayıt dışı işlerde patronların en sık kadın ve çocuk emeğine başvurması tesadüf değil. Bu eşitsizliği yaratan güvencesiz çalışma sistemi kadın ve çocukları merdiven altı işlerde sigortasız düşük ücretlerle çalışmaya mahkûm ediyor. Yoksulluğu, şiddeti kadınlara reva gören sistem kadın ve çocuk emeğini daha çok sömürerek karına kar katmaya devam ediyor. Aile yılı ilan ettikleri 2025 yılı kadınlara işte, sokakta, kampüste ölüm getiriyor. Diğer yandan güvenli ve güvenceli istihdam sağlaması gereken İşkur hizmet binasının hemen yanı başında kaçak, denetimsiz, sigortasız çalıştırma ve çocuk işçilerin çalıştırılması denetimsizliğin ve sömürünün geldiği boyutunu gösteriyor.
“Bu katliama ilk defa tanık olmuyoruz”
Bu katliam, resmi makamlarının iddia ettiği gibi bir kaza değil
adeta planlanmış bir katliamdır ve biz bu katliama ilk defa tanık
olmuyoruz. Daha önce Soma’da, Zonguldak’ta, Ermenekte,
Gayrettepe’de Davutpaşa’da, Hendek’te, Amasra’da, Afşin’de, Oba
Makarna’da ve saymakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce katliamda
gördüğümüz, denetimsizlik, cezasızlık, sorumsuzluk zincirinin bir
sonucudur. Bundan önceki iş cinayetlerinde işverenlerin,
denetlemekle yükümlü kurumların, siyasi otoritenin hesap vermemesi
yeni katliamların önünü açmaktadır.
İSİG Meclisi verilerine göre sadece Ekim ayında 169, yılın ilk on
ayında en az 1737 işçi hayatını kaybetti. Bunların en az 75’i çocuk
işçiydi. Buradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Dilovası
Belediyesi’ne, Kocaeli Valiliği’ne, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’na soruyoruz; konutların arasında yanıcı parlayıcı
maddeler ile çalışma yapan bir işletmenin faaliyetlerine nasıl izin
verilmiştir? Bu işletmeler bugüne kadar denetlendi mi?
Denetlendiyse neden faaliyetleri durdurulmadı? İşyerinde çocuk işçi
çalıştırılmasına neden göz yumuldu?
İşletme için CİMER’e yapılan şikayetlerin gereği neden yerine
getirilmedi? Bu işletmenin çalışma ruhsatı var mı? Varsa bunca
eksiğe rağmen neden faaliyeti durdurulmadı? Yok ise ruhsatsız bir
işyerinin çalışmasına neden izin verilmiştir?
“Bu kapsamda denetlenmiş midir?”
Bu işyerinin itfaiye raporu var mıdır? Varsa işletme
faaliyetlerinin durdurulmasını gerektirecek eksikliklere yer
verilmiş midir? Yanıcı ve parlayıcı maddeleri işleyen ve dopalayan
bu işyeri ‘Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin
Azaltılması Hakkında Yönetmelik’ kapsamına girmekte midir? Öyle ise
bu kapsamda denetlenmiş midir?
İlimizde çok sayıda yanıcı parlayıcı madde depolayan ve işleyen
tesis bulunmaktadır. Bu tesisler ne ölçüde denetlenmektedir? İş
cinayetlerinin önlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
daha etkin ve kapsamlı denetimler yapmasını engelleyen nedir?
Çocuk işçi ölümlerine rağmen MESEM gibi uygulamalar ile çocuk
işçilik neden özendirilmekte ve kolaylaştırılmaktadır? Dilovası’nda
yaşanan bu katliamın hesabı sorulana kadar sürecin takipçisi
olacağız, iş cinayetlerinin hesabı sorulana ve iş cinayetlerini
önleyecek tedbirler hayata geçirilinceye, çocuk işçilik
yasaklanana, insanca çalışma şartları sağlanana kadar mücadelemizi
sürdüreceğiz. Emek ve demokrasiden yana herkesi iş cinayetlerine ve
çocuk işçiliğine karşı mücadeleye çağırıyoruz…” denildi.