Cuma hutbesinde Manifest göndermesi!
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 12 Eylül tarihli Cuma hutbesinin konusunu açıkladı. Hutbede, haklarında “Hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” iddiasıyla soruşturma başlatılan müzik grubu Manifest’e isim vermeden gönderme yapıldığı görüldü. İşte 12 Eylül 2025 Cuma tarihli hutbe…
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 12 Eylül 2025 Cuma tarihli hutbeyi yayımladı. "Peygamberimiz ve Aile Ahlakı" konulu hutbede, son günlerin en çok konuşulan magazin konularından biri olan Manifest grubuna, isim vermeden gönderme yapıldığı görüldü. Verdikleri konserde dikkat çeken kıyafetleri ve dansları sonrası haklarında 'hayasızca hareketler' ve 'teşhircilik' iddiasıyla soruşturma başlatılan müzik grubu Manifest, sosyal medyayı ikiye bölmüş, kimileri Manifest’i desteklerken kimileri ise başlatılan soruşturmayı haklı bulmuştu. Bugünkü cuma hutbesinde “Çıplaklık ve teşhircilik, hayatın bir parçasıymış gibi lanse edilmemelidir” uyarısının yapılması, Manifest’e yoruldu.
Diyanet İşleri Başkanlığının 12 Eylül 2025 tarihli Cuma Hutbesi, noktası virgülüne şöyle:
"Peygamberimiz ve Aile Ahlakı"
Muhterem Müslümanlar!
Huzurlu bir toplumun teminatı sağlam ve güçlü bir ailedir. Aile,
dinen evlenmelerine engel bulunmayan bir erkek ve bir kadının meşru
nikâhla kurdukları mutluluk ve muhabbet yuvasıdır. Aile, insanlık
tarihinin en kadim ve en sağlam kurumudur. İnancın, kimliğin ve
kişiliğin şekillendiği, millî ve manevi değerlerin gelecek
nesillere aktarıldığı eşsiz bir mekteptir. Hutbemin başında
okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimizin, “Kendileri ile huzur
bulasınız diye sizin için eşler yaratması ve aranızda sevgi ve
merhamet var etmesi O’nun varlığının ve kudretinin
delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler
vardır.”[1] buyruğu üzere aile; sevgi ve saygı, şefkat ve merhamet
ocağıdır.
Aziz Müminler!
Bizler, aile ahlakına yönelik tüm güzellikleri ve incelikleri
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den öğrendik. Allah Resûlü (s.a.s),
ailesine karşı son derece zarif ve nazikti. Onun bütün
konuşmalarında ve tavırlarında nezaket vardı. O, ailesinin hiçbir
ferdinin gönlünü incitmemiş, kalbini kırmamış, onlara kötü söz
söylememiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Ben onun sevgisi ile
rızıklandırıldım.”[2] buyurarak eşi Hz. Hatice’ye olan sevgisini
daima dile getirmiştir. “Allah rızasını umarak ailene yaptığın her
harcamadan muhakkak sevap alırsın.”[3] hadisiyle aile için yapılan
her fedakârlığı, Allah’ın rızasını kazandıran bir iyilik olarak
değerlendirmiştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kur’an’ın ve sünnetin ortaya koyduğu ahlaki değerlerden
uzaklaşıldığında aileler, huzur ve mutluluğa hasret kalır.
Maalesef, günümüzde, aileyi hedef alan bazı mihraklar tarafından;
kadınlar annelik, erkekler babalık gibi kutsal bir değerden
uzaklaştırılmak, kadın ve erkeğin aile içindeki rolleri
zayıflatılmak istenmektedir. İslam’ın haram kıldığı, fıtrata aykırı
sapkınlıklar medeni birliktelik adıyla masum; nikâhsız
beraberlikler normal; evlilik ise bir yük ve külfet olarak
sunulmaktadır. Oysaki evlenmek ve aile olmak; Allah’ın emri,
Peygamberimizin sünneti, fıtratın gereğidir. Neslin ve milletin
devamı için zaruridir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde
evliliğe şöyle teşvik etmektedir: “Evlenmek, gözü haramdan çevirmek
ve iffeti korumak için en iyi yoldur.”[4]
Değerli Müminler!
İffet ve hayâyı ortadan kaldıran, nesilleri ve toplumu ifsat eden
zinaya giden yollar meşrulaştırılmaya çalışılmamalı; çıplaklık ve
teşhircilik, hayatın bir parçasıymış gibi lanse edilmemelidir.
Alkol, kumar ve madde bağımlılığı normal; çarpık ilişkiler ve
boşanmalar sıradan, öfke ve şiddet olağanmış gibi
gösterilmemelidir. Şu husus unutulmamalıdır ki, zina, alkol ve
kumar, dinimizin haram kıldığı büyük günahlardandır. Yüce
Rabbimizin bu hususlarla ilgili uyarıları gayet açıktır: “Zinaya
yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir
yoldur.”[5]
Aziz Müslümanlar!
Bugün, aile yapısı, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar küresel
lobiler, çıkar çevreleri ve emperyalist güçlerin kuşatması
altındadır. Bu şer odakları; aile bağlarını zayıflatmayı, nesilleri
şahsiyetsiz ve kimliksiz bırakmayı, öz değerlerinden ayırmayı bir
hedef haline getirmiştir. Hal böyleyken, aile kurmak, aileyi
korumak ve güçlendirmek yalnızca bireysel bir sorumluluk değil,
iman, vicdan ve izan sahibi her insanın; dini, ahlaki ve insani
sorumluluğudur. Nitekim hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifte
Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Ailesine karşı sorumluklarını ihmal
etmesi, kişiye günah olarak yeter.”[6] buyurmaktadır.
Kıymetli Müminler!
Aile değerlerinin örselenmeye çalışıldığı bu zamanda bize düşen;
dünyadaki cennetimiz, muhkem kalemiz, son sığınağımız olan
ailemizin kıymetini bilmektir. Aile hayatında, Allah’ın koyduğu
helal-haram sınırlarını gözetmek, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
güzel ahlakını esas almaktır. Yüce Rabbimizin, “Ailene namazı
emret, kendin de ona sabırla devam et.”[7] emrine uyarak ailemize
ibadet bilinci kazandırmaya gayret göstermektir. Ailenin temeli
olan evlilikleri kolaylaştırmak, gençlerimizi evliliğe teşvik
etmektir. Ailemizle geçirmemiz gereken nitelikli zamanı televizyon
ve telefon başında heba etmemektir. Aile içi iletişimi canlı
tutmaktır. Aile fertlerinin duygusal ihtiyaçlarını önemsemektir.
Çocuklarımızı, ailenin sıcaklığından, sevgi ve alakasından mahrum
bırakmamaktır.
Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Beni ve ailemi dünya ve ahirette her an sana ihlâsla bağlı olan kullarından eyle.”[8]
[1] Rûm, 30/21.
[2] Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 75.
[3] Buhârî, Cenâiz, 36; Müslim, Zekât, 48.
[4] Buhârî, Nikâh, 3; Müslim, Nikâh, 1.
[5] İsrâ, 17/32.
[6] Ebû Dâvûd, Zekât, 45.
[7] Tâhâ, 20/132.
[8] Ebû Dâvûd, Vitr, 25.