1 Mayıs Gebze’de coşkuyla kutlandı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü vesilesiyle Gebze 1 Mayıs Tertip Komitesi tarafından gerçekleştirilen yürüyüş ve basın açıklamasının ardından davul zurna eşliğinde halaylarla çekilerek kutlamalar yapıldı
Gebze Eski Çarşı Tarihi Çeşme önünde toplanan ve aralarında olduğu gruplar sloganlar eşliğinde Gebze Kent Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşün ardından basın açıklamasını Eğitim-İş Kocaeli 2Nolu Şubesi Başkanı Adem Eliçora yaparak, “Selam Olsun İşçiye, memura, emekçiye. Selam olsun çiftçiye, emekliye. Selam olsun ekene, biçene, üretene. Selam olsun emek uğruna bu dünyadan göçene. Selam olsun emek uğruna ülkenin dört bir yanında direnene. Yürünen sancılı yolda, doğan güne selam olsun! Yolumuzu aydınlatan Devrimci Önderlere selam olsun. Bugünlerde yaşadığımız antidemokratik uygulamalar ile, her türlü hak alma çabası ve mücadelesi baskı ve şiddet ile durdurulmak istenmektedir. İşsizlik ve yoksulluğun arttığı, sağlık ve eğitimin ticarileştiği, gazetecilerin, aydınların tutuklandığı, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, baskının hâkim olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Öte yandan; özelleştirme ve taşeronlaştırma ile esnek ve güvencesiz çalıştırma olağan hale getirilmekte, iktidara bağlı yandaş sendikacılık egemen hale getirilmekte, emekçiler açlık ve sefalet ücretine mahkûm edilmektedir.
“İnsanca, bir yaşam, istiyoruz”
Siyasal iktidar, emperyalizmin küresel politikalarının, ekonomik ve siyasal gereklerini yerine getirmek için, her türlü baskı ve sindirme çalışmalarını yürütmektedir. Oluşturduğu yandaş medya aracılığı ile topluma yanlış bilgiler vermekte, ideolojik olarak beyinleri yıkamaktadır. ABD emperyalizmi; yerli uşakları aracılığıyla, vatanımızın bütünlüğünü, Milletimizin birliğini tehdit etmektedir. Kamu emekçilerinin ise 4688 Sayılı sahte sendika yasasıyla eli kolu bağlanmıştır. Ne yazık ki kamu emekçilerinin örgütleri, hiçbir söz ve karar sahibi olmadıkları bu yasaya karşı da birlik ve beraberliklerini sağlayamamış, masada bir fazla koltuk kapma yarışına girmişlerdir. Böylesine bir süreçte yüzü bağımsızlıktan, demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm antiemperyalist, herkesin kol kola girmesi kaçınılmazdır. Gün, etnik ve dinsel kimliklerin öne çıkarıldığı gün değildir. Sınıf dayanışmasının öne çıkarılacağı; sömürgeciliğe karşı bağımsızlık bayrağının dalgalandırılacağı, emperyalizme karşı mazlum ulusların dayanışma içinde olacağı gündür.
“Emekçilerle birlikte sesleniyoruz”
Ülkede bugün her türlü hak arama çabası, iktidarın baskı ve şiddet uygulamalarıyla durdurulmak istenmekte, ülke bütün halinde bir Açıkhava cezaevine dönüştürülmek istenmektedir. İktidarın tüm emek düşmanı ve baskıcı uygulamalarının, emekçilerin birlikte mücadelesi sayesinde durdurulacağının bilincindeyiz. Tüm emekçilerle birlikte, yurdun her yerinden sesleniyoruz. Emek ve cumhuriyet düşmanı politikalarına, iş güvencesinin kaldırılması girişimlerine, taşeron, esnek ve kuralsız çalıştırmaya, iş cinayetlerine, çocuk İşçiliğine, kayyum uygulamalarına, ırkçı, gerici ve bölücü eğitim sistemine, özelleştirme ve yerelleştirmeye karşı çıkmaya devam edeceğiz. Son günlerde yaşanan tüm gözaltı ve tutuklamalar serbest bırakılsın. İstanbul sözleşmesi tekrardan uygulansın, iş kolu barajı kaldırılsın, sendikal örgütlenme ve grev hakkı güvenceye alınsın, bırakın yoksulluğu, açlık sınırının bile altında kalan emekli maaşları güncellensin, emeklilerin sendikalaşmasının önündeki engellemeler kaldırılsın, emeklilerin haklarını gasp eden Sosyal Güvenlik reformuna taraf olan dernekler SGK yönetiminde emeklilerimizi temsil edemez.
“Hakça paylaşım düzeni kurulacak”
Üniversitelerde kayyum rektörlük anlayışı son bulsun. Zorla, hukuka aykırı, kamu yararında uzak kamulaştırmalar son bulsun. Hayvan hakları yok sayan, yaşam hakkı tanımayan yasa geri çekilsin. Bizler diyoruz ki: Gerici eğitim sistemine, Atatürk İlke ve inkılaplarından uzaklaşılmasına, ÇEDES, MESEM v.b. projelerin Milli Eğitim Bakanlığınca uygulanmasına, sanata ve sanatçıya yapılan baskılara, asgari ücret bile ödenmeyen ücretli öğretmenlik sistemine, sözleşmeli personel statüsü ve kölelik düzeni olan taşeron işçiliğe son verilsin. İnanıyoruz ki bu mücadele kazanıldığında; emekçi alın terinin karşılığını alacaktır. Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir. Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır. Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir. Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır. Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise ‘bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini’ ve ‘bu güzelim memleketin, hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını’ biliyoruz.
“Biz tüm farklılıklarımızla Türkiye’yiz”
Ve ekliyoruz; insan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmemiz için; içinden çıkılmaz hale gelen hayat pahalılığına karşı enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılmasını istiyoruz. 4688 sayılı kanunla yürütülen toplu sözleşme aldatmacasına karşı, grevli toplu sözleşme hakkımız için, hırsızlığa, yolsuzluğa, yoksulluğa ve yasaklara geçit vermemek, hesap sormak için, yargının iktidar güdümünden kurtarılıp bağımsız olması için, emperyalizm ve işbirlikçilerinin, ucuz iş gücü üretmek adı altında emekçilere zulüm ettikleri için buradayız. Biz bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleriz. Biz işçileriz, kamu emekçileriyiz, mühendisleriz, çiftçileriz, mimarlarız, hekimleriz, emeklileriz… Biz tüm renklerimiz ve farklılıklarımızla Türkiye’yiz. Biz hayat pahalılığına, yoksulluğa, işsizliğe, geleceksizliğe mahkûm değiliz. Biz, ürettiğimiz değerlerin hepimizi insanca yaşatmaya yeteceğini biliyoruz. Yeter ki ürettiğimizi adaletli bölüşelim; yeter ki az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın; yandaş şirketlerin vergileri sıfırlanmasın.
“Biz özgürce yaşayabiliriz”
Biz bu ülkenin kaynaklarının herkese yeteceğini biliyoruz; yeter ki çetelerin üzerine çökmesine müsaade edilmesin. Yeter ki ürettiklerimiz bir avuç mutlu azınlığa/sermayeye peşkeş çekilmesin, rant politikalarına harcanmasın. Yeter ki ülkeyi yönetenler siyasi rakiplerini alt etmek için ülkenin döviz birikimini bir gecede harcamasın. Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatır. Yeter ki demokratik haklarımızı kullanabilelim. Biz barış içinde kardeşçe yaşamasını, adaletli biçimde bölüşmesini biliriz; yeter ki koltuğunu, servetini ve sömürü düzenini korumak için birileri gölge etmesin, ayrımcılık yapmasın. Biz çocuklarımıza umutlu, onurlu bir gelecek bırakabiliriz; yeter ki çocuklarımız okullarına aç gitmesin, yeter ki mülakat ve arşiv taramaları ile kamuya alımlarda yandaşlık yapılmasın, liyakat esas alınsın. Atama kriterleri belirlensin, adamcılık yapılmasın. Biz özgürce yaşayabiliriz; yeter ki tek kişinin değil, hepimizin, söz ve karar sahibi olduğu bir düzeni kuralım! Yeter ki gazetecileri, sendikacıları, sanatçıları, akademisyenleri, belediye başkanlarını, siyasi rakiplerini, gençlerini hapse doldurarak iktidarını korumaya çalışanlara, kimin büyük olduğunu gösterelim.
“Bu ülke, bu halk kazanacak!”
Biz emeğin, demokrasinin, adaletin, barışın, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bir ülkeyi kazanacağız! Yeter ki birlik olalım ve mücadele edelim. Yeter ki tek başına olmadığımızı bilelim, kurtuluş için hep beraber olalım. 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde ülkemizin dört bir yanındaki meydanlarda tek bir slogan etrafında bir araya gelelim. Biz bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten milyonlar bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Biz örgütlü olduğumuzda, birlik olduğumuzda, bizden büyük güç yok. O nedenle bir avuç sermaye ve iktidar sahibi kaybedecek; biz kazanacağız, halk kazanacak. Biz kazandığımızda, ülkeyi ucuz işgücü deposu ve yerinden yurdundan ettikleri milyonlarca çaresiz sığınmacı için hapishane haline getirmek isteyen emperyalistler kaybedecek. Biz kazandığımızda her alanda ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği normalleştirmeye çalışanlar kaybedecek ama eşitlik kazanacak. Biz kazandığımızda, demokrasi kazanacak, adalet kazanacak, barış kazanacak, kardeşlik kazanacak, emek kazanacak, bu ülke, bu halk kazanacak! Mücadelemizi zafere ulaşıncaya kadar sürdüreceğimizi dost düşman herkese ilan ediyoruz!” dedi.