Kocaeli'deki silo patlaması ilişkin şok yeni görüntü ortaya çıktı!
Kocaeli'de 2 kişinin hayatını kaybettiği Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silo patlaması davasında, bilirkişi raporu ve temizlik ihmalleri ele alınıyor. Sanıklar sorumluluğu kabul etmezken, patlamadan 17 gün öncesine ait olduğu iddia edilen ve tesisteki yoğun toz birikimini gösteren yeni görüntüler ortaya çıktı
Kocaeli’de 2 kişinin yaşamını yitirdiği Toprak Mahsulleri Ofisi
(TMO) silo patlaması davasında, bilirkişi raporları ve temizlik
ihmalleri mercek altına alındı. Sanıklar sorumluluğu kabul
etmezken, patlamadan 17 gün önceye ait olduğu öne sürülen ve tesis
içindeki yoğun toz birikimini gösteren yeni görüntüler gündeme
geldi.
Kocaeli'nin Derince ilçesinde 7 Ağustos 2023'de Toprak Mahsulleri
Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamada Ekrem Kalkan ve
Elif Dayıoğlu hayatını kaybetmiş, 10 kişi de yaralanmıştı. Olayda
TMO'nun 60 silosundan 13'ü zarar görmüştü. Soruşturmada ismi geçen
6 sanık hakkında "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve
yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar
hapis talebiyle dava açılmıştı.
"Bilirkişi raporu gerçeği yansıtmamaktadır"
Olaya ilişkin açılan davanın 5. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Duruşmaya ölen Elif
Dayıoğlu'nun eşi Arif Dayıoğlu ile avukatı Yaprak Gülen Şahin
Karakuş, tutuksuz sanık Kemal Ö. ile müdafii avukat Zekeriya Yelok
ve diğer tutuksuz sanıkların avukatları katıldı.
Sakarya TMO'da şu an başmüdür yardımcılığı yaptığını söyleyen Kemal
Ö., "Kocaeli'de başmüdür yardımcılığı yapıyordum. Önceki
savunmalarımı tekrar ediyorum. Kurum mevzuatı incelenerek varsa
hatalardan eksikliklerden kimin sorumlu olacağı dair değerlendirme
yapılmamıştır. Bilirkişi raporunda gösterilen patlama 2. patlamaya
ait görüntülerdir, kamera kayıtlarına bakıldığında patlamanın ilk
önce arka taraftan başladığı görülmektedir. Bilirkişi raporu
gerçeği yansıtmamaktadır, suçlamayı kabul etmiyorum, yeniden
bilirkişi raporu alınmasını ve beraatimi talep ediyorum. Rutin
olarak temizlik yapıldığına dair tutanaklar mevcuttur" dedi.
"Liman silosu tamamıyla bana bağlı değildir"
Olaydan 4 gün önce izne ayrıldığını ifade eden Kemal Ö., "Bu 4 günlük süreçte ne olduğuna ilişkin bilgim yoktur. Temizliklere ilişkin servis şeflikleri vardır, bu servisin şefleri ilgilenmektedir, TMO'nun tozlarının temizliği benim sorumluluğum ve görevim dahilinde değildir, benim görevim teknik işler ile ilgili faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin görev yapmaktayım. Liman silosu tamamıyla bana bağlı değildir, liman silosu içinde bana bağlı olmayan servislerinde çalışmaları vardır" diye konuştu.
"Temizliğin yapılmadığı açıktır"
Sanıklardan şikayetçi olduğunu söyleyen katılan Arif Dayıoğlu, "Sanıkların cezalandırılmalarını talep ediyorum. Temizliğin yapılmadığı açıktır, sanık Kemal Ö. suçtan kaçmaktadır" şeklinde konuştu.
Katılanların vekili avukat Yaprak Gülen Şahin Karakuş ise "Faaliyet raporlarında olay tarihinde ve öncesinde tesisin aktif olarak faaliyet gösterdiği görülmektedir. Bu ölümcül olaya neden olan şey tesisin temizlik faaliyetlerini önemsemeyerek işlerin yürütülmesine izin vermeleridir. Sanıklar hiç bir sorduğumuz soruya mantıklı, inandırıcı cevap vermemektedir, suçtan kaçmaya yönelik savunmalar yapılmaktadır. Burada olası kast olduğunu düşünüyoruz. Şikayetimiz devam etmektedir. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bir sürü talepler vardı"
Dayıoğlu'nun 21 Temmuz 2023 tarihli kuyu diplerinin görüntüsünü sanığa izletmesi sonrasında sanık Kemal Ö'nün avukatı Zekeriya Yelok, "Müvekkilimizin beyanlarına iştirak ediyoruz. Gösterilen görüntüler 21 Temmuz'a ilişkindir, 25 Temmuz'da kıymetli çıkıntı satışı yapıldığını beyan etmiştir. Burası resmi bir kurum, müvekkilimiz sanki buranın işletmecisiymiş gibi karar verme yetkisi yoktur. Kurum içerisinde iş güvenliği uzmanı talep edilmişse de kurum tarafından bu sağlanmamıştır, genel merkeze yapılmış bir sürü talepler vardı" dedi.
"Bu olayda patlamanın nasıl gerçekleştiğini kimse bilmemektedir"
Sanık Osman T'nin avukatı Erhan Türkan de, "Bu olayda patlamanın
nasıl gerçekleştiğini kimse bilmemektedir. Varsayım üzerine ceza
yargılaması yapılmaktadır. Bu zamana kadar toplanan tüm delillerin
boşa toplandığını düşünüyoruz, olay kaynaktan mı, hububat tozundan
mı ya da başka bir durumdan mı oldu bilmiyoruz. Olabilir, edebilir
denilerek iddianame hazırlanmıştır. Müvekkilimiz patlama gününde
olay yerinde değildir. Patlama gününde kaynak yapıldığını gören bir
kişi bile yoktur" ifadelerini kullandı.
Arif Dayıoğlu da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Mahkeme
heyeti, sanıkların yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol
tedbirlerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
"Sanıklar sanki cezasızlık algısının şımarıklığını gösteriyorlar"
Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Arif Dayıoğlu, "Adalet arayışımıza devam ediyoruz. Maalesef sanıklar sanki cezasızlık algısının şımarıklığını gösteriyorlar. Hiçbir şekilde hiçbir sorumluluğu kabul etmiyorlar. Olay suç üstü halidir. Olayda açıkça suç unsurları bulunmasına rağmen hiçbir sorumluluk kabul edilmiyor. Fotoğraflarda ve bilirkişi raporunda kaynak yapıldığı, etrafın tamamen toz içinde olduğu açıkça belli. Tanık ifadeleri, temizlik ve kontrolün hiç yapılmadığını ortaya koyuyor. Ancak olay sanki yan fabrikada olmuş gibi sorumsuzluk hali var. Bunun gerekçesi uzayan adalet süreçleri, cezasızlık algısı ve herkesin görevine devam etmesi. Hiç kimse görevden alınmıyor, uzaklaştırılmıyor. Üstelik çalışanlara 'İfade verirseniz siz de sıkıntı yaşarsınız' gibi üstü kapalı baskılar yapılıyor" diye konuştu.
"Adalet arıyoruz"
Dayıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benzer yangın davalarında hızlı ilerlemeler sağlandı. Bizim
davamızda ise neredeyse 2 yıl geçti, hala adalet arıyoruz. Olayda
hayatını kaybeden 2 kişi, Bolu'da hayatını kaybedenlerden farklı
değildi. Onlar da bu ülkenin evladıydı. Dava çok uzun sürdü. Olayla
ilgili kimse tutuklanmadı. Herkes görevine devam ediyor. Oysa
yaklaşık 20 milyon liralık maddi zarar ve iki can kaybı var. Ama
sanki sıradan bir olay gibi davranılıyor. Yangının çıkma ihtimali
ortadaydı. Bakım yapılması gereken bir alandı. Eğer zamanında
müdahale edilseydi, yönlendirme yapılsaydı, belki de bu olay
yaşanmayacaktı. Kifayetsiz, muhteris yöneticilerin hırsından
kaynaklan bir durum yaşandı. Şu anda ilgili birimler suçu birbirine
atıyor. Ancak burada asıl sorumlunun kim olduğunun Tarım ve Orman
Bakanlığı himayesinde ortaya çıkarılması ve gerekli soruşturmaların
başlatılması gerekiyor. Ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir soruşturma
açılmadığını duyduk. Bu çok üzücü. Bunca açık kanıta rağmen kimse
harekete geçmiyor. Bu durum, olayın üstünün kapatılmaya
çalışıldığını ve birilerinin kollandığını düşündürüyor"
"Yeni 'Elifler' ölmesin, yeni gençler hayattan kopmasın"
Davanın peşini bırakmayacağını söyleyen Dayıoğlu, "Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek ama bir daha kimsenin başına benzer bir şey gelmemesi için bu davanın peşini bırakmıyoruz. Amacımız, sadece adaletin sağlanması ve bundan sonra çalışacak insanların güvenliğinin korunması. Bu konunun kişisel bir husumetle ilgisi yok. Bizim tek derdimiz, kamu hizmetinin düzgün yapılması, önlemlerin zamanında alınması ve tedbirlerin gerçekten uygulanması. Kaybettiklerimizin geri gelmeyeceğini biliyoruz. Ama yeni 'Elifler' ölmesin, yeni gençler hayattan kopmasın. İşi gerçekten bilen, liyakatli insanlar görev alsın. Hiç kimse kişisel hırslarıyla başkalarının canını riske atmasın" ifadelerini kullandı.
Yeni görüntü
Öte yandan, 21 Temmuz 2023 tarihli görüntüler de dosyaya girdi. Görüntülerde kuyu diplerinde yoğun toz yığını ve siloların dış cephesinde havada yoğun toz bulutu olduğu görülüyor.
Bilirkişi raporunda patlamanın oluş şekli anlatılmıştı
İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, patlamanın meydana
geldiği sırada silonun 6. katında kaynak işleminin yapıldığı,
kaynak işlemi sırasında kıvılcımın 5. kata düşerek yanmanın
başladığın ve tozlu ortamın alevlenmesiyle de primer patlama
oluştuğu belirtildi.
Alevin elevatörler içindeki yoğun tozu tutuşturduğu, elevatörlerin
baca görevi görerek alevi her bölgeye taşıdığı, patlama sonrasında
oluşan titreşimin bölgede tozu havalandırdığının kaydedildiği
raporda; havalanan tozun patladığı, yatay taşıyıcıların
(konveyörler) patlamayı beton kule içine taşıdığı, beton kule
içindeki tozun patlamasıyla oluşan yanma ve basıncın, beton kuleden
beton silo (kuyu) altına sirayet ettiği, bu aşamada silo altındaki
(yatay taşıyıcılar) konveyorler içindeki tozların ve beton silo
(kuyu) altındaki tozların da patlayarak çok büyük bir basınç
oluşturduğu aktarıldı.