Reklam pastası olmasa çoktan havlu atarlardı

Resmi Gazete’nin dijital yayına geçme kararı ne kadar acıysa

O kadar da bazı gerçekleri açığa çıkaran yanları var.

Mesela kağıt gazeteye olan ilginin azalması gibi.

Ama tabi fikrimde sabitim.

Bugün Resmi Gazete hiç satış yapmasa bile baskıyı kaldırmamalıydı, işin bu kısmı farklı.

Diğer yandan, baskı gazetelerin teker teker havlu atmasına da şaşırmıyorum.

Evet, dışarıdan alınan kağıt çok pahalı ama göz ardı edilmemesi gereken bir şey daha var.

İnsanlar vaktinin çoğunu internet başında geçiriyor.

Kitabı bile internetten okuyor.

Müziği buradan dinliyor.

Kütüphaneye gitmek yerine aradığı tüm bilgiye internetten ulaşmaya çalışıyor.

Hatta işi o kadar abartanlar var ki, doktora gitmek yerine hastalığını ve tedavi yollarını dahi internetten arıyor.

****

Bunun yararlı yönleri olduğu kadar zararı da çok fazla.

Fakat bizim mesleğimiz açısından bakacak olursak, dijital yayıncılık artık kaçınılmaz olmuştur.

Kimse kağıt gazete almaya yanaşmıyor.

İlimiz açısından bakarsak eğer, durum çok daha vahim boyutlarda ama bunu gazete sahiplerinden duyamazsınız.

Çünkü onlar devletin eskimiş, köhne yasaları çerçevesinde bir güzel paraları cebe indiriyorlar.

Neymiş, 500 ve üzeri satan gazeteler basın ilan kurumundan satış oranlarına göre reklam payı alırmış.

****

Hiçbirinin doğru dürüst raf satışı yok, biliyor musunuz?

Kocaeli’de gazete satın almak sadece nostalji severlerin yaptığı bir şey oldu.

Yaşı belli seviyede olan, hala eski alışkanlıklarını sürdüren belli insanlar dışında kimsenin gündemi takip etmek için saat 19:00’u beklediği falan yok!

Herkes gün içerisinde elindeki telefondan, önündeki bilgisayardan akışı takip ediyor.

Onlar da bunu bildikleri için gazetelerinin internet sayfasına yatırım yapmaya başladılar.

Öyle ki, “çok okunuyoruz” yalanını rahat söyleyebilmek için sahte backlink ve yanıltıcı SEO hizmetleriyle kendilerini olmadık noktada gösteriyorlar.

****

İşte… gelişen teknolojiyi, okuyucunun evrileceği bu noktayı çok önceden öngören biz;

Kocaeli’de çalışan personeliyle, adresi belli olan ofisiyle, devlete yükümlülüklerini yerine getirerek internet gazetesi kuran ilklerdeniz.

Benden önce de vardı belki ama bu kadar iddialı çıkış yapan ve iddiasını sürdüren başka biri yoktu.

Ama şimdi var.

Kocaeli’de internet gazeteciliğin de bir gereklilik olduğunu, doğru habercilik yapıldığı taktirde okuyucudan saygı görüleceğini bilen arkadaşlar yolu takip etti.

Allah hepsinin kazancını bol eylesin.

Hepimizin yoğurt yiyiş tarzı farkı ama sorunlarımız aynı.

Sorun şu ki; raflarda satılmayan, belediyelerin basın organı gibi gazete çıkaran Kocaeli gazeteleri

Başta yine belediyeler olmak üzere Yaysat üzerinden satış gösterip 13 belediyeye 50’şer 100’er gazete satıyorlar.

O da yetmiyor, Kocaeli Üniversitesi ve devlet kurumlarına toplu gazete bırakıyorlar.

Sonra da sözüm ona gazete satmış görünüp basın ilan kurumundan yandaş sıralamasına göre 60 bin, 50 bin, 30 bin,20 bin… neyse para alıyorlar.

****

O da yetmiyor; personel giderlerini bir ay bir belediye bir ay başka belediyeye ödettiriyorlar.

Ama asla havuzdan bir kişi bile eksiltmiyorlar.

Mümkün olduğunca hepsini sistemin içinde tutuyorlar.

Sevsinler sizin gazeteciliğinizi…!

Hoş, sizden başka seven de yok zaten.

Ne sattığınız gazete sayısı doğru ne tıklanmadaki sıralamalarınız.

Hepsinden ötesi, ortaya çıkardığınız gazete önce sizin içinize sinmiyor.

Ha bire köşeden, sızabildiğiniz yerden ağlak ağlak gazetenin haline acıdığınızı haykırıyorsunuz.

Ama oradan kalkmayı bir an bile düşünmüyorsunuz.

Neden? Çünkü paranız peşin ödendi de ondan.

****

Peki, bunlar olurken internet gazeteleri olarak biz ne yapıyoruz?

Rüzgara karşı savaş veriyoruz.

Bu savaşı verirken yine ayrışma noktasına geliyoruz.

Çünkü rahat bırakmıyorlar ve bırakmayacaklar.

Bizim sektörde birlik olmamıza asla müsaade etmeyecekler.

Kıytırık bir gazeteciler cemiyetinde bile, iktidara kafa tutulmadığı, uslu çocuk oldukları halde

Gözle görülen bir çatışma var.

Neden?

Çünkü yetmiyor! Daha fazlasını istiyorlar.

Yüzde 100 kuşatıldığından emin olmaya çalışıyorlar.

Yakında tam emin olurlar ve süngüsü düşen cemiyetin üzerine bir güzel beton dökerler.

****

Demem o ki; ilimizdeki yerel gazeteler

Köhnemiş yasalar sayesinde reklam pastasından pay almasa

Anında havlu atarlardı.

Kesin bakalım mamalarını, yarın bir tane gazete çıkarıyorlar mı, görelim hallerini…

****

Bu arada kağıttı, internet yayıncılığın öne geçişiydi derken

İnternet gazeteciliğin odak nokta olmasını fark edemeyen milletvekillerimize de bir alkış istiyorum.

Ota böceğe kanun teklifi veren milletvekilleri

Gazetelerle ilgili doğal gelişmeyi hala fark edemedi.

Ama onlar da haklı…

Bizim sorunlarımız olabileceğini düşünmüyorlar, onlar sadece kendi haberlerinin yayınlanıp yayınlanmadığı ile ilgileniyorlar.

Sorsan birine bu ülkede kaç gazeteci tutuklu diye onu bile bildiklerinden şüpheliyim…!

Nerede kalmış bizim güncel sorunlar (!)

Seka’yı, Sekapark’la kıyaslayanlar….

“RESMİ GAZETE” kağıda veda etti.

Dijital yayıncılık yapan bir gazeteci olarak buna seviniyor muyum, asla…!

Ancak bazı gerçekleri görmekte fayda var.

Bu gerçeklerden ilki, üretim olmayınca gelinen nokta iken;

İkincisi, artık insanların kağıt gazeteye ilgi göstermedikleridir.

****

Üretim konusunda düşüncelerim belli.

Herkes gibi ben de üretim ekonomisinin bitirilmesine isyan ediyorum.

Seka Kağıt Fabrikası’nın ‘satış’ adı altında talan edilmesini hala içime sindiremiyorum.

Efsane bir geçmişle birlikte yerle bir edilen Seka’nın, koca bir parka dönüştürülmesini hazmedemiyorum.

Benim Sekapark’a olan mesafem tam da bu yüzdendir.

Yoksa altında yatan tarihi, dokunduğu hayatları bilmeyen dışarıdan İzmit’e gelmiş biri olsam;

Ben de Sekapark’la gurur duyabilirdim.

Ancak ne var ki ben o safhaya gelemiyorum.

****

O zamanlar biz tehlikenin boyutunu anlatmaya çalışırken

Kraldan çok kralcı olanlar Seka’nın kapatılmasına, devletin bir yükten kurtulması olarak bakıyordu.

Ama ne oldu?

Seka gitti, film bitti.

Artık ülkede neler olduğunu okuyabileceğiniz bir kağıdınız bile kalmadı.

Dışarıdan alınan kağıt ise mevcut fiyatını neredeyse üçe katladı.

Hal böyleyken baskı gazeteler sapır sapır dökülmeye başladı.

Biri hafta sonu çıkmama kararı alıyor, öbürü baskı sayısını azaltıyor derken;

Türkiye’nin mihenk taşı, devletin sesi niteliğindeki RESMİ GAZETE baskı gazeteyi kapatma kararı alıyor.

****

Nasıl, böyle iyi mi?

Halinizden memnun musunuz?

Cumhuriyetle yaşıt olan ve Devletin en güvenilir yayın organı görülen Resmi Gazete’nin kepenk kapatması size hiç dokunmadı mı?

Bizler haberciyiz, internetten yayın yapabiliriz ama Resmi Gazete bunu yapamaz-yapmamalı!

Ne demek dijital yayıncılık yapmak?

Ne demek 130 kişinin işine son vermek?

Tuz koktu beyler tuz…!

Bu olay tam bir Türkiye fotoğrafıdır.

Durum sandığımızdan da ciddidir.

Acilen bir şeyler yapmalı ama ne?

Son günlerde herkes birbirine aynı soruyu soruyor?

Nereden başlamalı, ne yapmalı…?Galiba henüz cevabı bilen yok…!

----------------------------------------

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aysun Özcan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler