Referandumun kaderini “Onlar” belirleyecek!

Yaklaşan referandum seçimlerine sayılı günler kala şu ana kadar ne “evet” için ne de “hayır” için önde gidiyor demek doğru değil.

AKP iktidarının her seçime ne kadar sistemli hazırlandıklarını, bilimsel çalışmaları ne kadar önemsediklerini biliyoruz.

Ülkedeki en ufak gelişmeyi bile es geçmeyen AKP, yaşanan olumlu veya olumsuz bir olayın ardından kamuoyu araştırması yapıp halka yansımasına bakar.

Bırakın ülke genelini, illerde hatta ilçelerde bile yöneticiler AKP’nin alacağı oy oranını çok önceden paylaşır ve aşağı yukarı o rakamı tuttururlardı.

Ama bu referandumda bunun olduğunu söyleyemeyiz.

Herkes hedef koymaktan çekiniyor, temkinli gidiyor.

Çünkü sokağın nabzını görüyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar işi kopardık diyemiyorlar.

Resmen at başı bir süreç yaşanıyor.

Ne hayır çıkması sürpriz olur ne de evet çıkması…

İnsanlar bunun sıradan bir halk oylaması olmadığının farkında.

***

Doğrusu da bu değil mi? Bu oylamanın 2010 referandumuna benzer bir yanını görebiliyor musunuz?

Bence en tehlikeli oylamayı biz o zaman yaptık ama çoğu kişi bunu göremedi.

AKP kendi bile bunu hesap edemedi ki, nerede kaldı halk..!

O zamanlar cemaat denen hain terör örgütünün sinsi planlarına alet olan AKP’nin altın çağını yaşadığı dönemlerdi.

Kimse önünü arkasını iyi araştırmadı. Siyasi partiler derseniz, şahsi yarış biçimine soktu süreci.

Halk yeterince bilinçlendirilmedi, hatta koltuk seçimi olmadığı için partilerde çalışacak adam bile bulunamadı.

Ama ne oldu? 2010 referandumu ile FETÖ denen hain örgütün daha da güçlenip palazlanarak ülkeyi ele geçirme cesaretini verdik onlara.

Devletin tüm kademelerine virüs gibi yayılmalarının önünü açtık.

Kuvvetler ayrılığı denen olguyu tamamen ellerine bıraktık.

***

Şayet 15 Temmuz darbe girişimi olmasaydı bırakın sokaktaki vatandaşı, AKP’nin başındakiler bile bu ülkeye neler yaptıklarının farkında değildi. 

Ve şimdi geldik “yerli ve milli” adını verdikleri sistem değişikliğine…

Herkes çok tedirgin, herkes çok itidalli, sağduyulu.

Tekrar bir hata yapar mıyız diye düşünüyor ki, doğrusunu yapıyor.

Bu işin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevmekle veya sevmemekle alakası olmadığını bu millet çözdü.

Aynı şekilde Kılıçdaroğlu yeterli mi yetersiz mi, alternatif olur mu olmaz mı olayı olmadığını da çözdü.

Yani çıkacak sonucun liderlerle alakasının olmadığının farkına vardı.

***

17/25 Aralık’tan bu yana pek çok şey yaşayan bir lider var başımızda ve gerçekten kafası çok karışık.

Her şey o kadar üst üste oldu ki, böyle karışık bir anda ülkenin sistemiyle oynamak bana göre yanlış.

Bizim daha halletmemiz gereken sorunlarımız var, bizim daha mücadele etmemiz gereken terör örgütleri var.

Elbette darbeyle kurulan Anayasanın miadını doldurduğunu düşünüyorum ama çok sesli bir Anayasa olmazsa bu sistem bir yerde yine tıkanır.

15 Temmuz ruhuyla hareket edip, hep beraber birlik olup önce FETÖ denen yapıyı bu ülkeden def etmeden; 

Hala FETÖ ile organik ve ekonomik bağlarını sürdüren Bakanlardan, Milletvekillerinden, Belediye Başkanlarından, Valilerden, Emniyet Müdürlerinden, birinci derece yetkili olarak hala o koltukları işgal eden aklınıza gelen kim varsa;

bunların kökünü kurutmadan yapılacak bir sistem değişikliği, yangından mal kaçırmak gibi algılanıyor.

***

Milletin gözü önündeki FETÖCÜLER arz-ı endam ederken, o FETÖCÜLERİN oylarıyla Anayasa yapmak, samimiyet testi için yeterlidir. 

Evet, büyük bir kesim Erdoğan’ı çok seviyor.

Üst üste yaptığı hataları görmezden geliyor, bunları bilerek yapmadığına inanıyor, eyvallah!

Ama iş parlamenter sistemin neredeyse ortadan kaldırılmasına gelince oturup düşünüyor.

Bunun için çok basit bir hesap yapıyor.

“2010’da evet verdik FETÖ az kalsın ülkeyi ele geçiriyordu, Cumhurbaşkanımızı yok ediyordu. E şimdi onlar hala Cumhurbaşkanımızın etrafında, ya yine ona yanlış yaptırıyorlarsa” diyor.

Tıpkı bir anne-baba gibi.

***

Evladınız sürekli hata yapar ama onu çok sevdiğiniz için her seferinde affedersiniz.

Ama baktınız gördünüz ki her hata sonrası onu affettiniz, bu kez daha büyük ihtiraslara girebilir.

Etrafındaki kötü arkadaşları onun gücünü, onun hoşgörüsünü fırsat bilip, ona çok büyük zararlar verebilir.

İşte bunu öngören anne-baba, “seni çok seviyoruz ama bundan sonra ipler bizde, bizim sözümüzden çıkmayacaksın. Attığın her adımı bize danışacaksın” der.

İnsan sevdiğine kıyabilir mi, kıyamaz!

O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevenler bu kez onun iyiliği için ona kıymayacak!

Ve referandumun kaderini onlar belirleyecek.

Yazın bir kenara..!

***

Ben saha çalışmalarında bile bu ruh halini gözlemliyorum.

“Güçlü Türkiye için Evet deyin” sloganını iyi okuyun!

Bu halka “İNCE MESAJ” veriyor…

Onu bunu bilmem ama yaşadıklarımdan, gördüklerimden, duyduklarımdan çıkardığım sonuca göre, 

Şayet HAYIR çıkarsa derin bir nefes alacak çok büyük bir kitle var!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aysun Özcan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

02

hayır - bağımsız bir türkiye için kul köle'lik düzeni olmaması ve kuvvetler ayrılığı ilkesi olacağı için hayır diyorum partili cumhur başkanı olmaz olamazda sen benim partilimsin geç sen başka partilisinden senin cumhurbaşkanın değilim diyerek ayrışmaya yol açan bu anayasa düzenine hayır diyeceğim...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 21 Mart 16:29
01

Özgür ve - Bağımsız bir TÜRKİYE için sandığa gidelim.Kul köle anlayışı ile yönetilen bir millet olamayız çünkü bu genetiğimize aykırı.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 21 Mart 16:29


Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler