Park ve Bahçelerden “ÇORBAYA TUZ”

Son günlerde hızla yükselişe geçen Amerikan Dolar’ının makul seviyeye gelmesi için 

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümetin vatandaşa yaptığı çağrıya destek gittikçe artıyor deniliyor.

Bilmiyorum, ben duyduklarımdan yola çıkarak söylüyorum.

***

Ve bu desteğe en fazla katkı esnaflardan geliyor.

Cumhuriyet tarihinde sayısı sadece altı tane olan dolar milyarderlerinin AKP iktidarıyla beraber 36’ya yükselmesine rağmen bu milyarderlerden çıt ses çıkmıyor. 

Bu ülkeyi düşünenler ise yine “sade vatandaşlar” oluyor. 

Kimi esnaf dolar bozdurup fişini getireni bedava traş ediyor, kimisi ailece akşam yemeği vaat ediyor. 

Bazı inşaatçılar da belli oranda dolar bozdurup fişini getirene hatırı sayılır konut indirimi yapıyor.

*** 

Vatandaşın bu özverili tavırları karşısında yerel yönetimler ne yapıyor derseniz, işte onu bilmiyorum.

Bugüne kadar dolar bozdurma konusunda belediyelerin göze gelecek şekilde herhangi bir teşvik çalışması oldu denilemez. 

Oysa bünyesinde binlerce kişiyi istihdam eden belediyeler çeşitli kampanyalar ile buna katkı sunabilir. 

Ancak gerek teşkilatlar gerekse yerel yöneticiler şimdilik bu işi vazife edinmiş değil. 

***

Belediyelerin basına servis ettikleri haberleri çok fazla dikkate aldığımızı söyleyemeyiz.

Çünkü çoğu haber, haberden çok “hizmetleri duyurma” niteliğinde oluyor.

Yani belediyelerin yapması gereken asli vazifelerin allanıp pullanması açıkçası bizi pek enterese etmediği gibi, vatandaşı da ilgilendirmiyor.

Ne biz onların basın yayın birimiyiz, ne de onlar bizim finansörümüz.

13 belediye de bize yaptıkları çalışmaları mail atarlar.

Ama biz içinden çok azını çekip alırız ve gazetemizde yer veririz.

Dikkatimizi çeken olumlu ya da olumsuz bir detayı okurlarımızla paylaşırız.

Bugün kendini Kocaeli’nin bir numarası gören gazetelerin sayfalarını açsanız

Saçma sapan belediye haberleriyle dolu olduğunu görürsünüz.

Ha, biz bunları hiç kullanmıyoruz demiyorum, elbette kullanıyoruz fakat dediğim gibi mümkün oldukça seçici davranıyoruz.

Bunu özellikle açıkladım ki, şimdiki haberin köşe yazımda yer alma mantığını anlayasınız…

***

Az evvel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dolarları bozdurun” çağrısına küçük esnafların bile katkı sunduğu bir noktada

Belediyelerin neden bir şey yapmadığını sormuştum.

İsteseler bu konuda pek çok fikir geliştirebilirler.

Diyeceksiniz ki millet günü kurtarma derdindeyken neyin DOLARI?

Evet, katılıyorum. Bence de kimsenin kıyıya döviz biriktirebilecek bir durumu yok.

Ama ya olanlar..?

Onlar neyi bekliyor, doların 5 liraya gelmesini mi?

Asıl iş onları harekete geçirmekte…

Peki, kim bu kitleyi harekete geçirebilir? Tabii ki yerel yöneticiler.

Ancak, yanlış hatırlamıyorsam şimdiye kadar henüz böyle bir çalışma olmadı.

Basın aracılığıyla yapılan çağrıları saymazsak tabii…

***

Hafta sonunu yaşadığımız bir günde gazetede maillere bakarken bu konuyla ilgili bir haber takıldı gözüme.

Haber, Başiskele Belediyesi basın bürosundan gelmişti.

Başlığı dikkatimi çekince içeriğine girdim.

“DOLARINI BOZ, DOĞANI BOZMA” diyordu içerikte.

Allah Allah, bu nasıl bir haber böyle deyip okudum.

***

Haberde şunu diyor; zaman itibariyle tam ağaç dikme mevsimindeyiz.

Biz de Başiskele Belediyesi olarak fidanları toprakla buluşturuyoruz.

Ancak bunu yaparken, Cumhurbaşkanımızın çağrısına uyarak, çorbada ufak bir tuzumuz olsun istiyoruz.

Bunun için de Dolarını bozdurup makbuzunu getirene

Belediyenin “Park ve Bahçeler Müdürlüğü” serasından vatandaş hangisini beğenirse yetişkin ağaç fidanını hediye ediyoruz.

Bunun yanı sıra, bu yıl 5 bin ağaç dikme hedeflerine ulaştıklarının da altını çiziyor.

***

Diyeceksiniz ki bu kampanya çok mu önemli?

Onu bunu bilmem, ben doğa aşığı biriyim. 

Tek isteğim Gölcük’te ki köyümüze minicik bir ev yapıp yaşamımızın büyük bölümünü doğal ortamda yaşamak.

Doğaya yapılacak en ufak bir katkıyı dahi önemli sayarım.

Bugüne kadar doğayı katleden taşocakları ve verilen maden ruhsatları hakkında en fazla yazı yazanlardan biriyim.

Gölcük’te, Halıdere’de, Körfez’de, Kartepe’de, Dilovası’nda… ne kadar taşocağı varsa gazetemize konu olmuştur.

Bu konuda davalık oldum, savunma verdim, daha da veririz dert o değil.

Dert, bu maden ruhsatlarının Bakanlık aracılığıyla yapılıp il ve ilçe belediyelere söz hakkı tanınmaması.

İktidar partisinin belediye başkanları buna nasıl kafa kaldırır? 

Ancak ve ancak ilçede yaşayanların sesi o dağlarda yankılandığında…

Yani vatandaşın toplu ses çıkarmaya korktuğu bir yerde basın olarak bir yere kadar gidebiliyorsunuz.

***

Ama onlar da istiyorlar ki her işi basın yapsın, maşa varken elleri yanmasın.

Herkes ya önce ekmeğini düşünüyor. Ya da kendi menfaatini…

Kimse kimseyle kötü olmak istemiyor.

İnansam ki, derdi gerçekten doğanın katledilmesiyle ilgili o zaman amenna!

Ama sesin geldiği yana bir bakıyorsunuz, hepsi kendine yontma, açık kollama peşinde.

O zaman da bu bana samimi gelmiyor.

***

Son günlerde Başiskele sınırlarında yer alan döküm depolama alanı mevzusu da tam da budur.

Bir sürü şikayet geliyor, bir bakıyorsunuz ses hep aynı noktadan çıkıyor.

“Adam gibi çık açıklama yap yazalım, vatandaşlardan imza toplayın duyuralım” diyoruz;

“Aman beni yazma” deniliyor.

İyi de seni yazmayalım, onu yazmayalım, imza atmayalım, ya ne yapalım?

“Hiç… Siz yine de yazın”

Kusura bakmayın da, ÖYLE BİR DÜNYA YOK!

***

Söz konusu doğaysa ve doğanın katledilmesine gönlün razı gelmiyorsa çıkıp aslanlar gibi konuşacaksın.

Bakın Yuvacık’ta yapılması planlanan rüzgar enerji santralleri için çıkan sese…

Adamlar açık açık basına çıkıp itiraz ediyorlar.

Büyük olasılıkla da karşılık bulacaklar.

Bu işler anca böyle olursa sonuç getirir.

Yoksa kimse kimseyi kullanarak bir yere varamaz.

***

İşte, Başiskele Belediyesi’nden gelen ağaç kampanyası haberini görünce aklımdan bunlar geçti.

Hiç yazmak istediğim bir konu değildi ama yeri gelmişken içimde kalmasın istedim.

Bu kampanyaya öbür taraftan bakacak olursakta, ufak gibi görünen ama bir şeyler yapma isteğinin öne çıktığı bir durum söz konusu.

Hep başkanlar övülür veya eleştirilir, iyise onların hanesine artı yazar, kötüyse yine onlar olumsuz etkilenir.

Ama kimse geri planda kalan birimleri görmez.

Oysa bu iş ekip işidir. Ekibiniz sizi vezir de eder rezil de…

Ben de bu küçük kampanyayı hayata geçiren Başiskele Belediyesi’nin 

Park ve Bahçeler Müdürü’nün ve gıyabında onun ekibinin övgüyü hak ettiklerini düşünerek kendilerini tebrik ediyorum.

Dolarım yok, makbuz getiremem ama bir ağaç da benim için dikerlerse o bana yeter!

Mutlu hafta sonlarınız olsun…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aysun Özcan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler