Pamukkale bereketiyle geldi

İzmit-İstanbul arası yolcu taşımada uzun zamandır adeta tekelleşerek kafasına göre fiyat uygulamasından tutun da; 

Müşteri memnuniyetini arka plana atan, şikayetleri dikkate almayan Efe Tur’a ciddi rakip gelince ayakları suya ermeye başladı.

Bugüne kadar -kendisine mecbur bırakılan- yolcularla pek ilgilenmeyen Efe Tur, bundan böyle istediği gibi at koşturamayacağını anladı.

Çünkü artık pabuç pahalı…

Ee ne demişler? Rekabet tüketiciye yarar.

Bizim Efe Tur da belki bu vesileyle müşterilerine daha kaliteli hizmet verip, kendisinden duyulan memnuniyetsizliği en aza indirir.

***

Pamukkale Turizm’in ilimize gelmesi bu anlamda çok iyi oldu.

Hiç kimse böylesi önemli bir hizmet alanında istediği gibi davranma lüksüne sahip olmamalı.

Bu en başından beri yanlıştı.

Pamukkale Turizm ne yaptı, nasıl etti, buradaki hegemonyayı nasıl kırdı bilmiyorum ama ilimizde bir saltanatı sonlandırdı.

Pamukkale Turizm’in ilimizde seferlere başlayacağını duyurduğumuzdan bu yana inanılmaz olumlu tepkiler alıyoruz.

Bu tepkiler mutlaka onlara da ulaşıyordur.

Kendilerinden beklenti çok ama çok yüksek.

İnşallah Kocaeli halkını hüsrana uğratmazlar.

Bizim için Pamukkale imiş, Efe Tur’muş hiç fark etmiyor.

İnsanların ne sıkıntısı ne şikayeti varsa yazmaya devam edeceğiz, zira işimiz bu.

*** 

Diğer yandan Kocaeli firması olan Efe Tur, bu saatten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamış gibi görülüyor.

Baksanıza… yerel gazetelerde kocaman kocaman ilanlar çıkmaya başladı.

Eskiden burnundan kıl aldırmaz, reklama ihtiyaç duymazdı.

Şimdi aklı başına gelmiş olacak ki, kazancının çok küçük bir payını kendine yakın yerel gazetelere harcamaya karar vermiş, iyi de yapmış.

Bu bile onlar için büyük özveri (!)

Umarım bu özverinin geri kalan kısmını, müşteri memnuniyeti için kullanırlar.

Görüldüğü gibi Pamukkale Turizm bereketiyle geldi.

Sayelerinde Efe Tur güç sarhoşluğundan ayılıverdi.

Artık daha az şikayet duyacağız gibime geliyor…!

------------

O çiftlik halka açılmalı

Rahmetli keyfine pek bir düşkündü.

Yaşamayı severdi, nüfuslu insanlarla bir arada olmaktan hoşlanırdı.

Onları ağırlamak için organizasyonlar düzenlerdi.

İlla bir sebep bulurdu.

Bu nüfuslu kişiler de konfor meraklısı olduğu için, davetleri es geçmezdi.

Hatta bazen davete bile gerek duymazlardı.

Çünkü o, hepsinin “Necmettin ağabeyi” idi.

Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, yarın ölecekmiş gibi öbür tarafa çalış derler ya hani?

Necmettin Bitlis bizim görebildiğimiz kadarıyla ilerleyen yaşına rağmen bu dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi çalışanlardandı.

Yarın ölecekmiş gibi öbür tarafa hazırlığı var mıydı, orası Allah ile kendi arasında.

Zaten işin o kısmı bizi hiç ilgilendirmiyor. Biz, dünyevi işlerle meşgulüz işimiz gereği.

Rahmetli Necmettin Bitlis, Dilovası’nın en hatırlı, en zengin iş adamıydı.

Bir gün Dilovası’ndan vatandaşın biri aradı gazeteyi.

“Madem gazetecisiniz, gelin şu Polisan çiftliğini bir görün” dedi.

O söyleyene kadar bundan haberim yoktu, merak ettim düştüm yollara.

Ara ara bulamadık, yolu tarif ettikleri ölçüde ilerledik fakat yol bitti.

Oradan ötesine araçla gitmek imkansız.

Sonra az ileride göze batmayacak biçimde yapılmış bir güvenlik kulübesine denk geldik.

Meğer az daha ilerisi meşhur Polisan çiftliğiymiş ve o güvenliği geçmek imkansızmış.

Neyse, biz bir boşluk bulup güvenliği aştık. 

Sol tarafımız dere, karşımızda devasa bir kapı ve etrafı tel örgülerle çevrili saklı bir cennet…

Kapıda ne yazıyor dersiniz? “Polisan ağaçlandırma alanıdır, girilmez”

Ağaçlandırma alanı diyor ama basbayağı şahsi çiftlik var ortada.

***

Sonra hikayeyi dinledim Dilovalılardan.

Anlattıklarına göre rahmetli Necmettin Bitlis, bir sabah kalktığında köylülerin bu alanda ağaç kestiğini gördüğünü 

Ve yetkililerden ağlayarak yardım istediğini sonrasında ise bu alanın kendisine koruması için verildiğini her gelen misafirine anlatırmış, efsane budur.

Güya burası mesire alanı olacak ve Dilovası halkı faydalanacakmış.

Ama görüldüğü ve bilindiği üzere bu alan Dilovalılardan izole edilip, şahsi çiftlik haline getirilmiş.

Dönemin valisi Ercan Topaca çok gidip gelmiştir bu çiftliğe mesela…

Sadece o mu? Aklınıza gelecek bütün siyasiler en az bir kere Bitlis’in meşhur köftesinden yemişlerdir.

Necmettin Bitlis, burayı 49 yıllığına kiralayarak bölge halkına kapattı.

Ve şimdi hayata veda etti.

Bundan sonra onun işlerini oğulları, ailesi yürütecek.

Hali hazırda yönetim kurulunda yer alıyorlardı zaten.

Merak ediyorum, Polisan şirketler gurubu bundan sonra aynı çizgide mi ilerleyecek?

Onların işleyişini sorgulamak bizim işimiz değil elbette.

Ama hiç olmazsa Dilovası halkının özlemle baktığı Polisan çiftliği halka açılamaz mı?

Biraz empati yapın… Sanayinin içinde boğulan vatandaşa, çoluk çocuğa az da olsa nefes aldırma imkanına sahipsiniz.

Dilovası’nın havasına yaptığınız “katkıların” bir sadakası olur belki(!)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aysun Özcan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

TATO - PAMUKKALE TURİZM ÇOK İYİ OLDU TAM İSABET KONFOR VE HİZMET SÜPER..

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 18 Aralık 17:09


Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler