Oyun bittiğinde şah ve piyon aynı kutuya girerler

Satranç;iki oyuncu arasında satranç tahtası ve taşları ile oynanan bir masa oyunudur.. Dünya çapında turnuvaları düzenlenir ve bir spor dalı olarak kabul edilir.

Bu oyun satranç tahtası denilen 8×8'lik kare bir alan üzerinde 32 adet satranç taşıyla oynanır. Toplam 64 karenin yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşur. Taraflar beyaz ve siyah renkli taşları alırlar, her oyuncunun bir seferde bir hamle yapmasıyla oyun gelişir. Oyunun başında beyaz ve siyahların 16 taşı bulunur. Bunlar bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşur. Oyunun amacı karşı tarafın şahını mat etmektir.

Buraya kadar hepinizin az veya çok bildiğiniz satranç oyununun temel prensibinden bahsettim sizlere.

Yurdumun önemli saydığı şahsiyetler bu oyun için olur olmaz açıklamalarda bulundular.  Daha sonra ana muhalefetin soru önergesi ile yetkililer buna bir cevap verdiler. Satranç tarihinde çok görülmediğini düşündüğüm, gündemi değiştirmenin değişik bir oyununu oynamaktayız. 

Bu oyuna gelmeden sadece bu oyunun biraz tarihçesine bakmak istedim. 

M.Ö.2000'li yıllarda satrancın oynandığına dair bulgular Mısır'da piramitlerdeki kabartmalarda vardır. Satranç, MS 6. yüzyılda Hindistan'da ortaya çıktı. MS 10. yüzyıla gelindiğinde tüm Asya'ya, Ortadoğu ve Avrupa'ya yayılmıştı. En geç 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da soylular arasında çok popüler bir oyun haline geldiğinden "kraliyet oyunu" olarak anılmaya başlandı. Kurallar ve dizilişler zaman içerisinde çeşitli değişiklikler gösterdi ve 19. yüzyılda bugünkü standart halini aldı. 20. yüzyıl Avrupası'nda toplumun entelektüel üst tabakaları arasında yayıldı ve dünyanın en popüler oyunlarından biri haline geldi.

Oyunun icadı konusunda birkaç efsane mevcuttur. Bunlardan biri Sissa ibn Dahi, buğday tanesi efsanesidir. 6. yüzyıldan beri satranç Îran'da bilinmektedir. Buradan 7. yüzyılda İslam'ın yayılışıyla birlikte Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da yayılır. Endülüs Emevîleri, İtalya, Bizans İmparatorluğu ve Rusya yoluyla oyun, 9. ila 11. yüzyıllar arasında Avrupa'nın diğer yerlerine yayılır. Burada bir yandan şövalyelerin yedi yiğit erdeminden sayılırken diğer yandan kilise tarafından uygun bulunmuyordu. 15. yüzyılda oyun kuralları belirleyici şekilde değişir. Bu yüzyıldan sonra bugün oynanana benzeyen modern satrançtan bahsedilebilmektedir. İspanya (16. yüzyıl), İtalya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), İngiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl), sırayla satrançta Avrupa'nın önder ülkelerinden oldular.

19. yüzyılın ortasından beri düzenli satranç turnuvaları yapılmaktadır. İlk resmî Dünya şampiyonu Wilhelm Steinitz'tir. 1924'te Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) kurulmuştur.

Bilgisayarların icadı ile birlikte 20. yüzyılın sonunda iyi satranç oynayabilen satranç programları piyasaya çıkmıştır. Bu programlardan bazıları günümüzde dünya şampiyonları seviyesinde oynayabilmektedirler. Hafızalara yer etmiş olan en iyi örnek Garri Kasparov ile Deep Blue (IBM) arasında oynanmış olan satranç maçlarıdır.

Günümüzde büyük kitlelere ulaşmış, 7'den 77'ye herkesçe oynanan Satranç bir spor dalı olarak kabul edilmektedir. (FIDE) Uluslararası Satranç Federasyonu federasyonlar arası en çok üyesi olan federasyonların başında yer alır.

Her insan, ister spor türünden, ister kart oyunu gibi masa başı türünden olsun bir mücadele oyununa ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, insanların bireysel güçlerini sınama ve kendilerini gösterme tutkularından kaynaklanır. 

Satranç, bedensel güce dayalı spordan ve şansa bağlı oyunlardan, yalnızca zihinsel becerilere dayanmasıyla ayrılır. Satrançta oyuncuların zihinsel performanslarının yanı sıra kişiliklerinin de yansıdığı, aşırı temkinli, kurnaz, içine kapanık, fırsatçı, mızmız gibi karakter özelliklerinin açıkça ortaya çıktığı görülür.

Satranç hayat ile o kadar ilintilidir ki satrançta ilerleme kaydeden bir birey hayat sahnesinde de olayları doğru değerlendirerek karar verme açısından insanların onlarca adım önünde olacaktır. Satrançta basit gibi görünen bir hamle 3-5 hamle sonrasında veya oyun sonunda çok değişik pozisyonlara neden olabilmektedir. Aynen hayatta da aldığımız önemsiz gibi görünen kararlar ilerde bizim yaşamımızı tamamen etkileyecek seçimler olabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı şöyle diyebiliriz; “Satranç insana resmin bütününü görmeyi öğretir.”

Aydınlık ve güzel yarınlara.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Erhan Uysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler