Kızıl Ağaç

Avustralyalı bir yazar olan Shaun Tan oldukça ilginç ve başarılı bir yazar. Üstelik sadece yazar değil illüstratör, yönetmen ve sanatçı. Yazarın bu yazıya konu olan kitabı Kızıl Ağaç Türkçeye Seda Ersavcı tarafından çevrilmiş. İthaki Yayınları tarafından basımı yapılan kitabın çizimleri de yine yazara ait.

Açıkça belirtmek gerekirse tarz ve çizimler bakımından ilk aşamada biraz farklı geldi kitap. Sanırım klasik olana veya çocuklar için yapılan çalışmalarda sıradanlaşan söylem ve çizimlere fazla alışmış olmamızdan kaynaklı bu biraz da. Bol ödüllü ve dünyada oldukça değer gören yazar ve kitabından bahsederken sıradan bir okur olarak da dahil oluyor sözlerime hislerim. Çocuklar için cıvıl cıvıl ve genelde pozitif bir dil kullanımına yatkın veya alışkın olan bizler için bu farklılık iyi de geldi. Maalesef gerçek hayat bizlerin onlara kurmaya çalıştığımız kadar steril ve olumlu değil.

Araştırmalar gösteriyor ki aileler çocukları konusunda ya çok otoriter ya da çok kontrolcü rol üstleniyor. Hatta geçtiğimiz hafta yayınlanan pek çok yazıda bu vurgulara sıkça yer verildi. Kızıl Ağaç bence biz büyükleri davranış kalıplarımız üzerine de düşünmeye sevk ediyor. Çünkü kitap sıkıntılı ve üzüntülü şeylerden başlayarak okura ve izleyiciye bir yol çiziyor. Zamanın bazen ağır aktığını, bu ağır akış halinde istediğimiz olumlu gelişmelerin olamayacağını gösteriyor örneğin. Hem de öyle usulca gösteriyor ki; bir salyangozun hareketi etrafında izliyoruz o çaresizliği. Küçük bir kız zamanın iyi olanı bazen getiremediğini belirtirken salyangozun yakından görüntüsü ilerleyen çizimlerde uzaklaşıyor ve etrafındaki hale genişliyor. Yani hayatın içinde bazen bizi üzen, kıran veya çaresiz hissedeceğimiz zamanlar olabileceğini ve bunun hemen düzelemeyeceğini belirtiyor yazar.

Bu kıymetli ve önemli bir şey bence. Çocuğu hayatın kusursuz ve muhteşem olduğu söylemi ile büyütmekten başka bir şey kitapta anlatılan. Zaten bu söylem nedeniyle de aslında hem kendimiz hem de çocuklarımız büyük bir yanılgıyı yaşamıyorlar mı? Belki de bu nedenle büyüdüklerinde veya bir sorunla karşılaştıklarında sorunları çözme konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Hayattan belki de sahiden kopuk büyütüyoruz onları korunaklı olup da duvarları yükseltirken. Çok kısa ve tek cümlede söylemem istenirse “Hayat kusursuz değildir” demenin çocuk kitabı haline dönüşmüş şeklidir diyebilirim elimdeki için.

Yukarıda bahsettiğim gerekçeler üzerinden kitap aslında hayatın içinde hissettiğimiz kimi duyguları da önümüze seriyor. Bu, nedense aklıma sosyal medyada kendisini kusursuz gösterme telaşında olanları da getirdi. Halbu ki, kusurlarımızla bütün olduğumuzu görmemiz gerekiyor. Bedenlerimizin ve ekranların arkasına saklanan ruhlarımıza iyi gelecek olan belki de tüm duyguları bilmek, tanımak ve kabul etmektir. Bir insan her duyguyu yaşıyor nihayetinde kendi hayatında. Bazen mutsuz, üzgün, çaresiz hissedebilir, hatta bazen ne yapacağını bilemeyebilir. Kitap bunları anlatıyor işte. İyi de yapıyor. Kusursuzlaştırmaya çalıştıklarımıza bir ayna tutuyor bir başka ifade ile. Belki de aynayla ne kadar yüzleşirsek o kadar daha huzurlu ve mutlu olabiliriz.

Meraklıları için hemen belirteyim kitap son derece güzel bir final yapıyor ve umut yeniden hayatımıza giriyor. Diyor ki yazar; “Ama işte! Birdenbire karşına çıkıverir, canlı ve parlak, sessizce beklemektedir seni. Tam da hayal ettiğin gibi.” Bu satırlara eşlik eden çizimlerde de küçük kızın odasından bir ışık giriyor ve ışığın büyüttüğü kocaman kızıl bir ağaç görüyoruz.

Son olarak kapaktaki resim ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. O da şu; hemen hepimiz çocukken kağıttan yapılan gemileri suda gezdirmişizdir değil mi? İşte kapakta küçük kız, kızıl bir yaprağın süzülüşünü izliyor kağıttan yapılmış gemisinde. Hayat onlara güzel olanı sunsun ve iyilik galip gelsin her zaman. Adaletin kıymet ve önemini bilsinler ki insanca bir yaşam içinde yer alabilsinler. Bir de en çok olumsuzluklarla baş edecek irade ve güçle büyüsünler. Olabilecekse bizlerin de en azından okuduğumuz kitaplar aracılığıyla bu çorbada tuzumuz olsun…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Saadet Sevinç Doğan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler