Hadi şimdi konuşun!

Ne zaman toplu taşıma ile ilgili sorunlara

değinsem mutlaka bir kesimden,

bazen okuduğunu anlamayan

her iki kesimden de tepki çektiğim oluyor…

Toplu taşıma esnafının sorunlarını yazıyorum

bu araçları kullananlardan tepki geliyor;

yolcuların sorunlarını yazıyorum

minibüsçü esnafından ya da yakınlarından

tepki topluyorum…

Her iki tarafı da memnun etmek zor anlayacağınız!

Zaten benim de böyle bir derdim yok…

Amacım belli: “Sorunların çözülmesi, mağduriyeti

yaşayan her kimse o mağduriyetlerin

giderilmesi…”

En azından elimden geleni, üzerime düşeni yapıyorum…

***

Çok defa 65 yaş ve üstü ücretsiz taşıma sorunuyla ilgili

makale kaleme aldım. “Minibüsçüler enayi mi be insafsızlar!”

başlığını attığımda otobüsçü esnafının teşekkürleri,

yolcuların ise tepkisiyle karşılaştım…

Aslına bakarsanız 65 yaş ve üstü ücretsiz taşıma sorununun

her iki tarafı da mağdur etmeden nasıl çözülebileceğini

anlattım bu yazıda ve minibüsçülere ödeneceği vaat edilen

aylık ödeneklerin aylarca gecikmesine tepki gösterdim.

Ve toplu taşıma ile ilgili en son kaleme aldığım yazı

“Otururken zorunlu, ayakta serbest!” başlıklı yazı idi…

27 Ekim’de yayımladığım bu yazıda ise balık istifi yolculuk

sorununa değindim… Kişilerin özel araçlarında emniyet

kemeri takmamasından dolayı ceza alırken, toplu taşıma

araçlarında insanların ayakta, balık istifi bir şekilde

taşınmasının nasıl bir çelişki olduğunu dile getirdim…

Olası bir kazada bir felaketin gerçekleşebileceğini de belirttim…

Bu kez de şoförlerden tepki gecikmedi…

Kimi toplu taşıma esnafı yazımı doğru bulsa da

yoğun bir şekilde tepki aldım şoförlerden…

Yazıyı tam okumayanlar ya da anlamayanlar

sosyal medyada bir hayli kulaklarımı çınlattı anlayacağınız!

Neymiş çünkü onlar iyi şoförlermiş, kaza yapmazlarmış..!

Neymiş, araçtan savrulup ölen, yaralanan kimseyi görmemişler

şu güne dek…

Ben işime bakacakmışım, burnumu bu tür şeylere

sokmayacakmışım..!

***

Peki, dün buzlanma nedeniyle devrilen halk otobüsü

için ne diyeceksiniz?

Umuttepe’den yolcu alan halk otobüsü, 28 Haziran Mahallesi

eski İstanbul Caddesi’nde gizli buzlanmadan dolayı

kontrolden çıkarak devrildi ve 10 kişi yaralandı…

Aracın kamera kayıtlarında ayakta yolcular olduğu

görülüyor ve kaza sırasında devrilmeyle birlikte oturanlar

dahi savruluyor…

Neyse ki hepsi hafif yaralı…

Ölen yok…

Ama ola da bilirdi!

Yani olmaması alınan önlemlerden

değil, tamamen şans…

Yaralanan tüm vatandaşlarımıza,

o paniği yaşayan yolculara ve şoföre

geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum…

Umarım bir daha böyle bir kaza yaşanmaz,

Allah muhafaza bir dahaki sefere

bu kadar şanslı olunmayabiliriz..!

Şimdi 27 Ekim’de kaleme aldığım ve

kimilerinin desteklediği, kimilerinin ise

tepki gösterdiği o yazıyı bir daha paylaşmak istiyorum

sizlerle…

“Şoförler tecrübeli, kaza yapmaz”, “Bugüne kadar ben görmedim

ayaktaki yolcunun arabadan fırlayıp öldüğünü” ve benzeri

ifadeler kullananlar tekrar tekrar okusun…

Hadi kalın sağlıcakla…

***

Otururken zorunlu, ayakta serbest!

Emniyet kemeri ne işe yarar?

Takmayana ceza neden kesilir ki?

Yani takmazsa olan kendine olacak..!

Ama yok düşünür bizim yasa koyucularımız halkını!

Zarar gelsin istemez!

Ölsün, yaralansın, sakat kalsın istemez!

“Canından korkmuyorsan, malından kork”

dercesine kurallara uymaya zorlar ceza ile…

 

Emniyet kemeri can kurtarır çünkü…

Araçtan fırlamanıza engel olur…

 

Ama aynı yasa koyucular ne hikmetse

otobüs ve minibüslerde unutur sizin bir can taşıdığınızı…

Ayakta balık istifi yolculuk etmenize müsaade eder…

Bir trafik polisi çevirmez o otobüsleri,

bir yetkili çıkıp da “Bu ne kardeşim” demez…

En ufak frende birbirlerine giren yolcuların,

olası bir kazada araçtan dışarı savrulmaları

içten bile değildir…

 

Evet, emniyet kemeri takmazsan ölürsün,

bu yüzden o kemeri takacaksın…

Ayakta yolculuk edersen de olası bir kazada

ölürsün(üz) ancak ona yapacak bir şey yok,

kader, mukadderat(!)

 

Şaka gibi ama şaka değil işte…

Türkiye’nin, özellikle de Kocaeli’nin

bir ayıbı bu…

 

 

***

 

Özel halk otobüslerinde de

belediye otobüslerinde de

ayakta yolculuk her daim var olan bir durum…

Bazı saatlerde oldukça az yolcu taşıyan otobüsler

bazı saatlerde ise kapıdan camdan yolcu fırlatacak

kadar doluyor…

 

Tabii bu doluluğun ölüm riski dışında

bir absürt yanı daha var…

Hani bizim pek duyarlı yöneticilerimiz var ya

muhafazakar kadınları düşünüp

kadınlara özel plajlar yapan yöneticilerimiz;

işte onların yönettiği belediyeye ait otobüslerde

kadınlı erkekli balık istifi yolculuk yapılıyor…

Kadınla erkek iç içe girmek zorunda kalıyor…

Ve bu durumdan muhafazakarlar değil,

tüm kesimler rahatsızlık duyuyor…

Bu da emniyet kemeri zorunluluğu ile

otobüste ayakta yolcu taşıma serbestliği

kadar birbiriyle çelişen bir durum…

 

***

 

 

Pek çok noktaya uzun zaman aralıklarıyla sefer

yapılmasından kaynaklı elbette ki bu doluluk…

Kimi zaman da trafikten, alternatif yolların

olmaması, trafiğin daha da fazla sıkışması kaygısından…

 

Şoförler araca yolcuyu almazsa ceza yiyecek,

otobüs bekleyen yolcu bir yarım saat daha

durakta bekleyecek…

 

Eee alırsa içerideki yolcu doğal olarak isyanda…

Artık olası bir kaza riskini geçmiş, nefes almak

adına bu isyanı da…

 

Yani tam bir sorunlar yumağı…

Ve bu yumağı ayaklarına dolayanlar

sanki “Çalışınca Oluyor” sözünü, tam tersini

yaparak test eder gibiler…

 

Evet, basit değil…

Geçmişten plansız bir il Kocaeli…

Coğrafi yapısı engebeli, geniş yollara sahip değil…

İç Anadolu gibi düz değil…

Yapılaşma bozuk…

 

Ancak 10 yılı aşkın bir süre genel ve yerel iktidarda

olup, sürekli göç alan ve günümüzde içine

battığımız trafik çilesini ön görüp zamanında önlem

alamayanlar; çözüm yerine çözümsüzlük

üretiyorlar ya garip olan bu…

 

Trafik çilesinin yalnızca tramvaydan kaynaklı

olmadığı aşikar… Yoksa sıkıntı değil, tramvay

bitine kadar dişini sıkar bu halk …

Köklü bir çözüm gerek…

Geleceğe dönük önlemler gerek…

Trafik çilesi halledildikten sonra

özel halk otobüslerinin maliyetini düşürüp

ayakta yolcu olmadan da para kazanmasını

sağlayacak adımlar gerek…

 

 

***

 

Yani bir yanda muhafazakar kadınları düşündüğünü

belirtip plaj yaparken bir yanda kadınların

erkeklerle mecburi temas kurduğu balık istifi

yolculuğu sonlandırmazsan samimiyetten bahsedemezsiniz…

 

Diğer yanda insanların trafik canavarına kurban

gitmemesi için emniyet kemeri takmayana

ceza keserken bir yanda otobüslerin bu denli

dolu bir şekilde yolculuk etmesini görmezden

gelirsen de samimiyetten bahsedemezsin…

 

 

***

 

Bu sorunu çözmek basit değil belki ama imkansız da değil…

Önce trafik çilesini bitireceksiniz, sonra otobüsleri daha fazla

sefer yapabilecek hale getireceksiniz…

En son da ayakta yolcu taşımayı sınırlayacaksınız…

Yani o otobüslerde insan taşındığını

unutmayacaksınız…

İşte o zaman samimiyetten bahsedebilirsiniz…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yılmaz Karabıyık - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Stres - Kusura bakmasin kimse 65 yaş üstü bedava diye butun herkes sokaga sehri turlamakta aliyor.Bin bilebilirsen araca.Yaslilara saygimiz tabiki var.Hadi yazin birsey degil.Bu karda kista oturun az evinizde.Kiracaksiniz kolunuzu, bacaginizi mazAllah

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 07 Aralık 17:34


Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler