Bizler bu kentin üvey evladıyız

Kuruluşu Kocaeli’de olan ve yurt dışında birçok ülkenin sanatçılarıyla çok güzel projelere imza atan Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi, bugün sabah saatlerinde gerçekleştirdikleri toplantıyla hem yeni yıl içerisinde yapacakları projeleri kamuoyu ile paylaştı hem de şu ana kadar yapılamayan, Kocaeli’de destek göremeyen planlarını açıkladı.

Bizler bu kentin üvey evladıyız
Bizler bu kentin üvey evladıyız
Haber albümü için resme tıklayın

Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Çalık ile keyifli bir sohbet gerçekleştirerek Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi’nin kuruluşunu, şu andaki amaçlarını, yapılan çalışmaları konuştuk. Sizleri Çalık’ın açıklamaları ile baş başa bırakıyoruz.

BARIŞ BİLİNCİNİN GÜNEŞİYİZ

*Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi nedir?

-Dünyanın dört bir yanından akademisyen ve sanatçılarımızın katılımları ile oluşturduğumuz birliğe ‘’ Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi ‘’ adını verdik.   Konseyimizi her türlü siyasal, mezhepsel, din , dil , renk vb elbiselerinden soyunup arınan ve temiz barış bilincine sahip çağdaş dostlarımız ile çevreleyerek şekillendirdik.  Büyük bir özveri ve emek harcanarak akademisyenlerimizin ve sanatçılarımızın Dünya Barışını Anadolu topraklarından başlatmak adına bu kutsal ve onursal olguya gönülden katkıları ile sanat yoluyla Temiz Barış anlatımının ne denli büyük bir güç teşkil ettiğini göstermeye niyetlendik. Sanatın birleştirici ve uzlaştırıcı yapısı adına bir küçük kıvılcım, ışık olmak istedik. Temiz barış bilincinin ışığıyız, güneşiyiz diyebiliriz.

BARIŞ KAVRAMINI KİRLETMEKTEN ENDİŞE ETMİYORLAR

*Barış konseyini kurmaya nasıl karar verdiniz?

-Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok istismar edilen kavramların başında barış kavramı gelmektedir.  Genel ve yerel siyasetçilerin siyasetleri gereği barış kavramını kirletmekten en ufak bir endişe etmediklerini görüyoruz. Türkiye’yi oluşturan Anadolu halklarının birlikte yaşaması için birçok neden varken,  Türkiye’de siyaset yapanlar seçmenlerini etki altında bırakabilmek adına hayali düşman yaratarak kendileri gibi düşünmeyen her kesimi öteki olmak ile suçlamaktadır. Suçlayıcı öteki dili ülkemiz de en tehlikeli dil olduğu kadar, taraf olmayan bertaraf olur korkularıyla büyütülmüş bir millet için en çabuk kitle oluşturmayı sağlayan bir dil olduğu da kaçınılmaz gerçeklerimizdendir. Taraf olan kitlelerin ‘’ önyargısızlık bilinci ‘’  bu çağ da bile henüz tam olarak oluşmadığından öteki olmakla suçlananların gerçekte kim olduğunu sorgulayacak şuura sahip olmadıklarının örnekleri ile doludur Türkiye. Dünyada da durum farklı değildir. Planetimizi yöneten küresel vampirlerin barış kavramını ülkemizdekinden çok daha acımasızca kirlettiklerini biliyor ve üzülerek izliyoruz.

*Örnek verebilir misiniz bu duruma?

- Amerika Birleşik Devletleri’nin Somali’ye Barış götürmesinden bahsedebilirim.  Amerika Birleşik Devletleri ulusal çıkarları ve hücrelerinde bulunan sömürge hastalığı gereği  Etiyopya ve Somali’yi yıllarca savaşa kışkırtmış ve bu iki fakir ülke halklarını birbirleri ile savaştırarak milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştu.  Etiyopya ve Somali gibi iki fakir Afrika ülkesine sömürgeye dayalı bankacılık sistemleri sayesinde  ABD’ bankalarından savaş kredileri alarak ödeyemeyecekleri kadar borçlandırılmış ve Amerikan silah sanayini onlarca yıl beslemişlerdi.  Ödenemeyecek kadar alınan savaş kredileri neticesin de yer altı ve yer üstü madenler başta olmak üzere Somali devletinin tüm ulusal gelirleri Amerika Bankacılık Sistemi tarafından ipotek altına alınmıştır. En basit polisiye romanları okuyanlar bilir, suçluya ulaşmak için işlenen suçun en çok kimin işine yaradığına bakar dedektifler. Etiyopta ile Somali savaşı da en çok Amerika’nın işine yaramasına rağmen Amerikalı politikacılar siyasetleri gereği ünlü Hollywood yıldızı Angelina Jolie’yi Somali’de ki açlık mücadelesine destek vermek üzere Somali’ye göndermişler ve Hollywood yıldızını barış elçisi ilan ederek dünyanın gözünü boyamışlardı. Oysaki Somali’de açlıktan ölen her çocuğun katili Amerikan politikalarını yürütenler olduğu hepimizin malumudur.

BİRİ BARIŞI BAŞLATMALIYDI

Bu örneklerden sonra ‘’ Barış konseyini kurmaya nasıl karar verdiniz ‘’ sorunuza geri dönecek olursam okuduğum bir kitap içimde bulunan barışçıl duyguyu tetikleyerek harekete geçmemi sağladı diyebilirim. Okuduğum bir kitap da Ünlü Avusturyalı yazar Stefan Zweig, ‘’ Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı ‘’ gibi diyordu. O birisi niçin biz olmayalım diye düşündüm. Hem yaşadığım kentin topraklarının gen hafızasın da Hoşgörü - Tolerans ve Barış tohumu yok mu?  ve ben Barışın ilk kurumsallık kazandığı kent olan Nicomedia da doğmamış mıydım?  Anadolu topraklarından apolitik temiz barış hareketini başlatmam için vicdanıma yön verecek her şey hazırlanmış ise ne bekliyor olabilirim ki?

*Nicomedia topraklarının gen hafızasını açar mısınız?

-İzmit Arkeoloji Ve Etnografya Müzesi buluntularında yer alan envanter kayıtları ve ilgili kurumların dökümantasyon arşivleri yaşadığımız kent olan Nicomedia’nın bugünkü adıyla İzmit’in Roma İmparatorluğu’na yaklaşık 50 yıl başkentlik yaptığını doğrulamaktadır. İnsanlık tarihinin ilk “Hoşgörü ve Tolerans  Fermanı”nın 1700 yıl önce Roma İmparatorluğu’na başkent olmuş  Nicomedia (İzmit) topraklarında Roma İmparatoru Galerius öncülüğünde yazıldığı çok önemli bir olaydır. İmparator Galerius, dünyada bilinen ilk hoşgörü fermanını 30 Nisan 311 yılında o dönemdeki adıyla Nicomedia[İzmit]’dan yayınlamıştır. O dönem İzmit’te yaşayan Hıristiyan toplumu için yayınlanan bu bildirge, imparatorluğun sınırları boyunca dalga dalga genişleyerek, geniş kitleleri etkisi altına almış ve herkesi kapsayıcı bir deklarasyona dönüşmüştür.

 

BU BELGELER İNSANLIK ALEMİNİN GERÇEK MİLADI

-

Bugün dahi İzmit’te yaşayan kent sakinlerinin büyük bir çoğunluğu  Hoşgörü ve Tolerans fermanlarından haberdar olmazken,  Yalnızca Barışa Tarafız gönüllüleri İzmit’in, barışın temellendiği yerlerden biri olarak tanınması için çabalamakta Dünya barışının başkenti olarak İzmit’in tüm dünyada tanıtımını üstlenmektedir. İzmit’ten yayınlanan hoşgörü fermanının bir başka özelliği de, 313 yılında Milano’da tüm dinleri kapsayacak şekilde genişletilen 2. fermana ilham olmasıdır. Nicomedia’dan yayınlanan bu iki hoşgörü fermanı sayesinde dünyada hoşgörü  olgusunun temelleri atılmıştır. Değişik nedenlerle temelde bütün insanlar barışa özlem duymakta, barış iletilerine ilgi göstererek izlemeye çalışmaktadır. Planetimizde 1700 yıl gibi uzun bir süre hüküm süren Roma İmparatorluğu’na yarım yüz yıl başkentlik yapan kentimizde, ilk İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olarak kabul edebileceğimiz ve bugünkü laiklik anlayışının temellerini oluşturan Hoşgörü ve Tolerans fermanları bana göre insanlık aleminin gerçek miladı ya da Milad kavramının tamamlanmasıdır.

DİNLER VARLIĞINI BU FERMANA BORÇLU

*1700 yıl sonra İmparator Gallerius’un imzaladığı Hoşgörü ve Tolerans Fermanlarını niçin bu kadar önemsiyorsunuz?

-Çok güzel bir soru bana böyle bir soruyu yönelttiğiniz için öncelikle teşekkür ederim. Hoşgörü ve Tolerans Fermanlarını önemsiyoruz çünkü yeryüzün de başta Hristiyanlık olmak üzere tüm diğer semavi dinler eğer bugün varlıklarını sürdürebiliyorlarsa varlıklarını İmparator Gallerius’un imzaladığı Hoşgörü ve Tolerans Fermanına borçludurlar. Fermandan önce Roma İmparatorluğu’nda Nasıra’lı İsa’nın getirdiği  Pagan inancına sahip İmparatorluk toprakların da suç olarak kabul görmekteydi.  Nasıralı İsa’ya iman eden İseviler görüldükleri yer de acımasızca katlediliyorlardı. Hristiyanlar Pagan inancı taşıyan Romalılarca Nicomedia da vahşice katledildikleri iddiamızı destekleyen İkonalar Vatikan’ın halka açık arşivlerinde görmemiz mümkündür. Kişisel girişimlerim sonucu Vatikan’ın halka açık arşivlerinden elde ettiğim yaklaşık 500 ikona görsellerini dijital ortamda incelediğimde günümüz terör örgütü olan İŞİD infazları ile Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlara gerçekleştirdiği ölüm infazlarının birebir aynı olduğunu dehşetler içerisin de öğrenmiş oldum. 

BU FERMANIN YAŞADIĞIM KENTTEN YAYILMASININ GURURUNU YAŞIYORUM

İşid Terör Örgütü militanlarının kendisi gibi inanmadığı gerekçesiyle Öteki ilan ederek ölüm fetvası çıkarttığı,  ötekileri siyasetleri gereği nasıl canlı canlı yakarak infaz ediyorlarsa, nasıl demir bir kafesin içerisine zincirle kilitleyip suda boğuyor ve nasıl öteki ilan ettiklerinin kafalarını kılıçla uçurarak infaz ediyorsa aynı infazları ve hatta daha fazlasını Roma İmparatorluğuna bağlı askerlerin Nicomedia’da gerçekleştirdiği Hristiyan infazlarında görmemiz mümkün. Öyle ki Hristiyan dünyasının ilk Azizelerinden olan Azize Santa Barbara Hristiyan olduğu gerekçesi ile Nicomedia Valisi ve Senatosu kararları gereği babası tarafından başı kesilerek infaz edilmiştir. Roma İmparatorluğu’nda oldukça  yüksek bir makama ulaşmış bir babanın, öz kızını Hristiyan olduğu gerekçesiyle Öteki ilan ettiği, kılıcını çekerek öz kızının başını gövdesinden ayırdığı bir ortam da Roma İmparatoru Gallerius’un, Roma İmparatoruğu Kanunlarına Bağlı Kalınması Koşullarıyla herkes inancını özgürce yaşayabilir mesajı taşıyan hoşgörü ve tolerans fermanının o dönemde yayınlanmasını 1700 yıl sonra aynı topraklarda doğup büyümüş bir Nicomedia sakini olarak elbette ki önemsiyorum ve ötekilerin yaşam hakkına saygı duyan bir fermanın yaşadığım kentten yayılmasının bilinç ve gururunu taşıyorum.

TEMİZ BARIŞ BİLİNCİ EKMEKTEN BAŞKA ENDİŞEM YOK

Araştırmalarım sonucu elde ettiğim bilgiler bende her ne sebep ile olursa olsun öteki olarak tanımladığımız kişi ve kurumlarca birlikte yaşayabilmemiz için birçok gerekçemiz olduğu bilincini oluşturdu. Öteki kavramını kökten reddeden insanlık bilincimi Apolitik tavrımdan ödün vermeksizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasına bağlı kalmak koşuluyla sivil toplum hareketine taşımak isteğim ile Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi arkadaşım ile beraber oluşturdum.  Sanatın evrensel birleştirici gücünü ardıma alarak  Apolitik temiz barış bilincini 1700 yıl sonra yeniden Hoşgörü ve tolerans kenti Nicomedia’dan tüm insanlığa tanıtmaktan ve insanlık ailesine 1700 yıl sonra yeniden temiz barış bilinci ekmekten başka gönlümde herhangi bir endişem hiç olmadı asla olmayacaktır da.

İZMİT’TEN 50 ÜLKEYE YAYILDI

*Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi çalışmalarından söz eder misiniz?

 -Aydınlanma yolundaki, en güçlü bireydir sanatçı! Küresel eşitsizliğin ve sömürünün yarattığı yoksulluk, açlık ve bu açlığa eklenen savaş ve yapay çatışmalar, insanın en temel hakkı olan ‘’ Yaşam Hakkı ’’nı elinden alırken sanatın, bilimin, felsefenin de özgürleşmesi mümkün görünmemektedir.

Bu gerçeklikten yola çıkan Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi  ‘’ 2012 yılında, dünya barışına gönül vermiş apolitik barış gönüllüsü arkadaşlarımın destekleri ile İzmit’te doğmuş ve çok kısa sürede 50 ülke temsilciliklerini tamamlamıştır.

HİÇBİR SİYASİ PARTİ İLE İLİŞKİMİZ YOK

Akademisyen sanatçılarımızın gönüllü katılımlarıyla oluşturulan konseyimizin, hiçbir siyasi parti ve politik söylem ile ilişkisi bulunmaması da sanatın kendi öz benliği içinde bağımsız ve özgür iradesine en güzel örneklerden biri olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu ve tek Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya insanları için söylediği ‘’ Yurtta Barış Dünya da Barış ‘’ sözünün insani önemine dikkat çeken konseyimiz, Apolitik Temiz Barıştan yana çalışmalar üretiyor olması sanatçı duyarlılığımızın ve temiz barış bilincimizin kaçınılmaz sorumluluğundan kaynaklıdır. İnsanlık adına sürdürdüğümüz sanat çalışmalarımız asla bir sanatçı ayaklanması değil yalnızca barışa tarafız söyleminin sanatla ifadesidir.

Bu küçük hatırlatmadan sonra izninizle Doğa – Sanat – Barış – Hoşgörü ve Tolerans temalı çalışmalarımızın kronolojik listesini paylaşmak istiyorum

2012 : Çocuklar Gelin Olmasın Farkındalık Çalıştayı / Kocaeli Sivil Toplum Merkezi

2012 : Sanatın Tüm Dalları ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Karma Sergisi / İzmit Tarihi Tren Garı

2012 : Mobing Farkındalık Karma Sergisi / Saatçi Ali Efendi Konağı

2013 : Adana Yalnızca Barışa Tarafız Sergisi / Galeri Altan

2013: Antalya Yalnızca Barışa Tarafız Sergisi / Atatürk Kültür Parkı

2013 : Aydın Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezi 

2013 : Bursa Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Irgandı Sanat

2013 : Denizli Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Mak. Müh. Odası

2013 : Edirne Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / ETSO Sergi Salonu

2013 : Eskişehir Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Turgut Özakman Sergi

2013 : İstanbul Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Şehremanet Müzesi

2013 : İzmir Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi - Havagazı

2013: Kocaeli Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Mimarlar Odası Sergi

2013 : Ordu Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Ordu Kültür ve Sanat

2013 : Trabzon Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Hamamizade İhsan Bey Kül. Mer. 2013 : Şanlıurfa Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Şanlıurfa Beld Sergi Salonu

2013 : Van Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi - Yüzüncü Yıl Üni. Cengiz Andıç Kül.

2014 : 1.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Arketip Art Doğa Barış ve Sanat Sempozyumu / Narköy Ekolojik Eğitim Oteli Kandıra

2014: ‘’ 1.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Arketip Art Doğa Barış ve Sanat Sempozyumu ‘’Ön duyurusu için milli yüzücümüz Sn Alper SUNAÇOĞLU, Değirmendere Su Altı Derneği DESAT tesisleri iskelesinden Marmara Deniz’ine girerek, İzmit Sekapark Marina iskelesine kadar yaklaşık 3,5 saat Marmara Deniz’inin serin suların da 20 Km barış için kulaç atmıştır.

2014: ‘’ 1.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Arketip Art Doğa Barış ve Sanat Sempozyumu ‘’Ön duyurusu için konseyimizin İzmir temsilciliğimizin katılımlarıyla Rize de bulunan Kaçkar dağlarına tırmanış gerçekleştirilmiştir. Dağcılarımızın günler süren zorlu tırmanışları sonucun da Kaçkar Dağlarının 1800 Metre zirvesinden ‘’ Dünya Barışı Anadolu Topraklarından Başlıyor ‘’ pankartı açılarak, ‘’ 1.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Arketip Art Doğa Barış ve Sanat Sempozyumu ‘’için basın yoluyla kamuoyunun dikkatleri çekilmiştir.

2014: Ankara Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Ulucanlar Cezaevi Müzesi

2015 : Adana Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Pasta Evi Sergi

2015 : Mersin Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi / Mersin Denizcilik Müzesi Komutanlığı

2015: ‘’ 2.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Doğa - Barış ve Sanat Sempozyumu ve Çalıştayı ‘’ Narköy Ekolojik Eğitim Oteli / Kandıra

2015 : 41 Ülke de eşzamanlı Yalnızca Barışa Tarafız Sergisi

‘’ Almanya –  Amerika Birleşik Devletleri - Azerbaycan – Avusturalya – Arjantin – Brezilya Bosna Hersek – Cezayir -Çek Cumhuriyeti – Filipinler -  Dağıstan – Gürcistan – Güney Kore -  Hollanda - Fas- Rusya – Makedonya – Tayland – Türkiye - Hindistan – Filistin – İngiltere – İtalya - İsrail – Irak –İran- İspanya – Kanada - Kazakistan – Kosova- KKTC – Suriye – Sırbistan -  Japonya - Lübnan - Ukrayna – Ural – Taganrog – Mısır – Panama- Pakistan -– Kolombiya – Meksika – Venezuela -

2016 – Boğaziçi Üniversitesi Yalnızca Barışa Tarafız Karma Sergisi – Boğaziçi Üniversitesi Galerisi.

2016: Tiflis İvane Cavahişvili Devlet Üniversitesi Yalnızca Barışa Tarafız Sergisi

2016 : ‘’ 3.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Doğa - Barış ve Sanat Sempozyumu ve Çalıştayı ‘’ Tiflis İvane Cavahişvili Devlet Üniversitesi Sempozyum Salonu

2017 : ‘’4.Sürdürülebilir Uluslararası Yalnızca Barışa Tarafız Doğa - Barış ve Sanat Sempozyumu ve Çalıştayı ‘’ Teraspark AVM k-Konferans Salonu / Denizli   

2017 : Yalnızca Barışa Tarafız Eşzamanlı Sergileri Türkiye Etabı Açılışı – Denizli Teraspark Avm

2017 : 50 Ülke de eşzamanlı Yalnızca Barışa Tarafız Sergi Açılışları

‘’ Almanya –  Amerika Birleşik Devletleri - Azerbaycan – Avusturalya – Arjantin – Brezilya Bosna Hersek – Cezayir -Çek Cumhuriyeti – Filipinler -  Dağıstan – Gürcistan – Güney Kore -  Hollanda - Fas- Rusya – Makedonya – Tayland – Türkiye - Hindistan – Filistin – İngiltere – İtalya - İsrail – Irak –İran- İspanya – Kanada - Kazakistan – Kosova- KKTC – Suriye – Sırbistan -  Japonya - Lübnan - Ukrayna – Ural – Taganrog – Mısır – Panama- Pakistan -– Kolombiya – Meksika – Venezuela – sergi açılışlarımız konseyimizin bilinen sanat çalışmalarıdır.

BARIŞIN SİNEMA VE TİYATROSU DA YOLDA

*Bilinen sanat çalışmalarımız derken, kamuoyu ile paylaşmadığınız sanat projeleriniz var mı ?

-

Evet şuan 10 kişilik senarist ekibimiz ile birlikte, konusu Kocaeli’de geçen barışın sinemasının senaryosunu tamamlamış bulunmaktayız. Barışın sineması için ABD’li yapım şirketleri ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz.  Aynı zaman da barışın tiyatrosunu da yazdık. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tiyatrocularımızın prova çalışmaları için tiyatro sahnelerini bizlere açar ise konusu Kocaeli’de geçecek tiyatromuzu 12 Avrupa ülkesinde gösterime sunacağız. Bunların yanı sıra Anadolu’da Barışın İzleri isimli 4 Belgesel çektik ve belgesellerimiz Avrupa’da bir çok Uluslararası organizasyona katılarak ödüller aldı.  Kişisel olarak da Yalnızca Barışa Tarafız yolculuğumuzda karşılaştığım anı ve hatıratlarımdan oluşan kitabımı tamamlamaya çalışıyorum. Şu an özel bir üniversitemizde ‘’ Fikri Hür Vicdanı Hür İrfanı Hür ‘’ gençler yetişmesi amaçlı 5000 kitaplık bir kütüphane kurmak üzereyiz.

TÜRK BÜROKRASİSİNİN BARIŞA ALERJİSİ VAR

*Uluslararası organizasyonlara ve projelere imza atıyorsunuz peki hiçbir kurum ya da kuruluştan destek alıyor musunuz?

-Hayır herhangi bir kurum ya da kuruluştan Yalnızca Barışa Tarafız Konseyi olarak tek kuruş yardım almadığımız gibi konsey ismimizi içerisin de Barış kelimesi yer aldığı ve Apolitik tavrımızdan taviz vermediğimiz için kamu kuruluşlarının kapıları daha ziyade yüzümüze kapanıyor. Türk bürokrasinin barışa karşı alerjisi olduğunu acı tecrübelerle deneyimlemeye devam ediyoruz.

DOĞAN KİMLERİ GÖREVLENDİRDİĞİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİ

*Kocaeli’de yapmak istediğiniz çok güzel projelere değindiniz bugün. Bunlar arasında bin sanatçının Kocaeli’de ağırlanması da vardı. Neden destek göremediniz, kimlerle görüştünüz konuyla ilgili? Doğan ile görüşme fırsatınız oldu mu?

- ‘Sanatı destekliyoruz’ diyen yönetici ile ‘biz AKP’li belediyeyiz,tabanımıza bu projeyi anlatamayız’ diyen yönetici aynı kişi değildir. 1000 sanatçı getireceğimizi, bunun hangi kurumlarla yapılacağını, finansal kaynaklarının neler olduğunu anlattığımıza anlayabilecek kişi malesef bize denk gelmedi. Başkan Doğan bu konuyla ilgili görevlendirdiği insanları yeniden gözden geçirmeli. O ilgili kurumdaki insan yeterli donanıma sahip değilse, donanımsız  insanları oraya Doğan koyduysa bu duruma sessiz kalıyorum.

Hangi projelerinizde destek göremediniz?

-Dünyanın en büyük hoşgörü sergisini açacaktık. 100 kişiyi Kocaeli’de konaklatacaktık. Biz sadece bu sanatçıların gezdirilmesini ve İnterteks alanının bize tahsis edilmesini istiyorduk.  Bu talebimiz yerelde karşılık bulmadı. Çok uluslu barış müzesi kurmak için yola çıktık. Doğrudan sürdürülebilir bir müze istemiştik. Her yıl yapılan sanat eserini kentimize armağan edip Kocaeli’ye kazandıracaktık.  Gerçekleştiremediğimiz her proje için Kocaeli halkından özür diliyorum.  

ÜVEY EVLAT GİBİ GÖRÜLÜYORUZ

1000 kişilik uluslararası bir sanatçı topluluğunu ilimizde ağırlamak istedik fakat yerel belediyelerin ilgili müdürlerinden gerekli desteği görmek yerine bu sanat yatırımını tabanlarına anlatamayacakları ve sanata bu kadar destek veremeyiz cevabını aldık. Bildirge ve manifestomuz çevresinde dünya sanatçıları bir araya geliyor. Hiçbir kuruluşun kuyruğuna takılmadan kentimiz için bir STK yaratıyoruz. Kente Barış müzesi kazandırmak, Bin sanatçıyı Kocaeli’ye getirmek istiyoruz. 3 Belediyeye biz bu konuyu açtık. İlgili müdürlerle toplantı yaptık. Fakat toplantıda ilgili müdürler biz sanata çok fazla önem veremiyoruz bu yatırımı tabanımıza anlatamayız gibi cevaplar veriyorlar. Kentimizde üvey evlat gibi görülüyoruz.

KEŞKE GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞMESEYDİK

*İzmit’te yapılan ve Türkiye’nin gündemine oturan Erdoğan heykelini nasıl değerlendirirsiniz?

- Keşke biz ‘Bin sanatçıyı İzmit’e getireceğiz, rekorlar kitabına gireceğiz, İzmit’i tüm dünyaya duyuracağız derken, o talihsiz ses ‘Biz projeyi tabanımıza nasıl anlatırız?’ demeseydi. Sayın Erdoğan’a benzemeye- sanat eseri diyemiyorum, faciayı kentimizde görmeseydik.Tüm dünyadaki akademisyen sanatçılarla iş birliği yapan bir STK’nın bulunduğu kentte böyle gülünç bir duruma düşmeseydik. Sanatın ve sanatçının dinlenmesi gerekiyor.

KEŞKE YANILMIŞ OLSAYDIK

11 Mart 2015 yılında Kocaeli’ye gelen Barış Treni’ni karşılayanlarla ilgili de eleştirileriniz olmuştu.

-Biz o treni karşılayanların barışı maskelemiş ve samimi olmadığını dile getirmiştik. İzmit’te karşılanmasının ileriye yönelik kent yöneticilerini zor durumda bırakacağını söylemiştik. Keşke yanılmış olsaydık. O gün o trende olanların bulundukları kamu görevlerinden uzaklaştırılmış olduklarını duyduk. Bu olayda f tipi terör örgütü liderinin kitabını okumakla, bu olayı yaşamak arasında bir fark olduğu görülmüyor. İkisi de düşüncesizce yapılmış hatalar. Bazen hataların bedeli en hafif deyimiyle komedi olabiliyor.

2017-2018 yılı içerisinde ne gibi projeler yapmayı hedefliyorsunuz?

-Bu sene beşincisini düzenleyeceğimiz kent bileşenleri Hoşgörü Sofrası

-Yurt dışından ve yurt içinden ağırlayacağımız sivil toplum kuruluşlarına tolerans sofrası

-Hoşgörü ve tolerans temalı 2 konser

-Motosikletliler Kulüpleri ile gerçekleştireceğimiz İzmit Yelken Kulübü’nden start alarak İznik Ayasofya Klisesi önünde sonlanacak hoşgörü ve tolerans sürüşleri

-Off Road Kulüpleri ile gerçekleştireceğimiz yelken kulüpleri ile İzmit Körfezinde hoşgörü tolerans ve barış temalı düzenleyeceğimiz yelken yarışları

26 Eyl 2017 - 14:21 - Gündem



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler