Engelliler haftası

10-16 Mayıs arası Engelliler Haftasıdır. Bugün Dünya nüfusunun yaklaşık 500 milyonu engellidir. Bu yüzden Engelliler Haftası yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı zamanda çeşitli etkinliklerle anılır.

Türkiye nüfusunun yüzde 12.29'u yani 8,5 milyon kişinin engelli olduğu gerçeği düşünüldüğünde Engelliler Haftası'nın ne denli önemli bir hafta olduğu anlaşılabilir. Ülkemizde yaşayan erkeklerin yüzde 11,10'u engellidir. Kadınlarda ise bu oran yüzde 13,45'i bulmaktadır. Ancak günlük hayatımızı şöyle bir gözden geçirdiğimizde sekiz milyondan fazla engelli insanımızın hayatın içinde yer almadığını üzülerek görürüz.

Engellilerimizin çok büyük bir kısmı toplumdan soyutlanmış bir şekilde hayatlarını sürdürmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, gelişmiş bir toplum olmayı hedefleyen Türkiye'nin önemli bir yarasıdır. Engelli vatandaşlarımızı toplumun her kesiminde görmek, onları üreten bireyler haline getirmek bugün onlar için yapılması gereken en öncelikli işlerdendir.

Engelli bir insana acımak, onu aciz görmek hem ona hem de tüm insanlığa karşı yapılmış büyük bir saygısızlık olacaktır. Öncelikle her sağlıklı insanın bir engelli adayı olduğu unutulmamalıdır. İnsan doğuştan bazı engellerle dünyaya gelebileceği gibi kaza, hastalık gibi sebeplerden dolayı da engelli olabilir. Ancak burada önemli olan, engelin nasıl ya da ne boyutta ortaya çıktığı değildir. Önemli olan, sağlıklı insanların zihinlerindeki engelleri ortadan kaldırıp onların engellilerle birlikte dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirme çabasına girebilmesini sağlamaktır.

Engelli vatandaşlarımızın pek çoğunda gözlemlenebilen yaşama arzusu, bakmayı ve görmeyi bilen sağlıklı insanlarımıza örnek olacak niteliklere sahiptir.

Engelli insanlarımızın birçok sorununun var olduğunu biliyoruz. Bunlardan biriside iş istihdamıdır.

Özürlülerin istihdamını gerektiren nedenleri çok çeşitlendirmek mümkün olmakla birlikte, bunların temelde iki önemli nedene, ekonomik ve sosyal nedene dayandığını söyleyebiliriz. Özürlülerin sağlam insanlara göre istihdam edilmeye daha çok ihtiyaç duyduklarının kabul edilmesi gelmektedir. Çünkü bu ihtiyacın karşılanması, her şeyden önce özürlünün bir biçimde toplumdan soyutlanması önlenmekte, diğer bir deyişle özürlüye sosyal ve psikolojik olarak tedavi edici bir etki yapabilmektedir. Diğer taraftan, hem çalışarak kazandığı para ile başkasına muhtaç olmamak, hem de yetişkin bir insan olarak üretime katılmak, özürlü bile olsa her insanın gösterdiği normal bir tepki olmaktadır. 

Görülme sıklığına göre trafik kazaları (% 30), tarımsal kazalar (% 20), ev kazaları (% 18), iş kazaları ve meslek hastalıkları (% 10), spor kazaları (% 10) 6 hava, su ve besin kirlenmeleri, sanayileşen ve kentleşen toplumlarda ortaya çıkarak yeni tür özürlere neden olmuştur. Görülmektedir ki, özürlülüğün önüne geçmek üzere yapılan tüm çabalara karşın bu sorunu tümüyle ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bu nedenle sorun devam etmektedir. Diğer bir deyişle, gerek mevcut özürlüler ve gerekse olası diğer özürlüler toplumlarda varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Bir ülkenin kalkınmışlığı ve sosyal açıdan gelişmişliğini belirlemede aranan ölçütlerden biri olarak artık, sadece demir çelik üretimi ve eğitime ayrılan benzeri paylar olmayıp, hastalara, özürlülere ve yaşlılara yapılan yardım ve verilen hizmetler ile özürlülerin istihdam oranları önemli ölçütlerden biri olarak değerlendirilmektedir.

Özürlülerin istihdamında özürlülerin sergiledikleri genel davranışları da sıralamak mümkündür. Bu davranışları, özürlülerin çalıştırılmasına ilişkin yapılmış bir araştırmanın sonuçlarına göre şu şekilde sıralayabiliriz:

* Özürlüler, sürekli çalışırlar, 

* Özürlüler, işlerini kolay kolay bırakmazlar, 

* Özürlüler, diğerlerinden daha iyi huyludurlar, 

* Özürlüler, diğerlerinden daha bilinçlidirler, 

* Özürlüler, diğerlerinden daha gayretli çalışırlar, 

* Özürlüler, en az diğerleri kadar verimlidirler, 

* Özürlüler, işe ve işyerine daha sadıktırlar, 

* Özürlüler, daha güvenilir elemanlardır, 

* Özürlüler, işlerini daha çabuk kavrarlar, 

* Özürlüler, işlerine zamanında gelip, giderler, 

* Özürlüler, çeşitli nedenlerle işlerini savsaklamazlar.

Evet, bu kadar iyi yanlarımız varken, özel sektör yöneticilerinin bakış açısı ne olmaktadır.

* Öncelikle iş piyasasındaki emek arzı, özürlü çalıştırmayı gerektirmeyecek kadar çoktur.

* Özürlülerin hareket yeteneklerindeki sınırlılık, işyerinde özel düzenlemeleri gerektirir.

* Özürlülerin, yükselme imkânları sınırlıdır.

* Özürlülerin, duygusal sorunları daha çok olur.

* Özürlüler çabuk kızar ve alıngan olurlar.

* Özürlüler, halkla ilişkiler açısından iyi izlenim bırakmazlar.

* Özürlülere, ceza uygulaması daha zordur.

Şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekmektedir.

“Bugün sağlıklı isek yarın engelli olmayacağımızın hiçbir garantisi yoktur.

Sağlık ve huzur dolu günler diliyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Erhan Uysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Barış gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Barış gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Barış gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Barış gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Körfez Belediye Başkanı kim olsun?
Tüm anketler